Büyüklere masallar, 3. Bölüm: Hayvan hakları

16 Mart 2021 Salı

Artık bütün politikaları iflas etmiş ve halka vaat edecek hiçbir inandırıcı hedefi kalmamış olan iktidar “eski ayları kırpıp kırpıp yıldız yaparak” ürettiği masalları okumaya devam ediyor.

***

Birinci masal topluma, “İnsan Hakları Eylem Planı” adı altında sunuldu.

Bu masal, çok daha önceden var olan ama iktidarın yok ettiği bazı Temel Hak ve Özgürlüklerin yeniden kabul edileceği üzerine kurgulanmıştı.

Ama hem daha önce defalarca anlatılan “Adalet Reformu masallarından” yani “Eski aylardan” kırpılarak yapıldığı, hem de şimdiye kadar çok kez tekrarlanan ve hiçbiri yerine getirilmediği için inandırıcılığını yitirmiş olan vaatlerden oluştuğu için bu masal hemen hemen hiç kimsenin ilgisini çekmedi.

İkinci masal “Ekonomi Reform Paketi” adı altında anlatıldı.

Ne yazık ki bu masal da daha önceleri işitile işitile halkın bıktığı motiflerle işlendiği için pek kimsenin ilgisini çekmedi.

Hatta belleği güçlü bazı aksakallılar, bu masalın “Eski bir ayın kırpılma zahmetine bile katlanılmadan, aynen tekrarı” olduğunu dahi iddia etti.

(Zaten kısa bir süre önce de “Sosyal Medya Reformu” bile denilemeyecek olan bir “masalcığın”, birkaç yılda bir aynen tekrarlandığı ortaya çıkmıştı.)

Büyüklere masalların üçüncü bölümü, yıllardır gündemde olan ve bir türlü gerçekleştirilmeyen “Hayvan Hakları Yasası” masalıydı.

Bu masalı, onu bizzat dinleyen Cumhuriyet yazarı Zülâl Kalkandelen’in pazar günü yazdığı “Vatandaş kanaat beyan eder, vekil de dinler” başlıklı yazısından öğrendik; sadece bazı önemli paragrafları aşağıya aldım:

1) Geçen perşembe günü AKP’nin hayvanları koruma kanunu teklifi üzerinde görüşlerimizi paylaşmak üzere TBMM’ye davet edildik.

Sanıyorduk ki AKP grubunun yasa teklifi sonunda bize sunulacak ve onu değerlendireceğiz.

Ancak öyle olmadı, bize bir taslak verilmedi.

Garip olan da buydu.

2) Komisyon toplantılarında konuşulup karara bağlanmış konular perşembe günü defalarca yinelendi.

Bu durumda doğal olarak toplantının “Yasa teklifi öncesinde STK’lerin görüşünü aldık” demek için yapıldığını düşündük.

3) Dokuz saat süren toplantının başında ve sonunda iki kere söz aldım. Ancak AKP Grup Başkanvekili Özlem Zengin’in müdahalesi yüzünden görüşlerimi rahatça açıklamam engellendi.

4) Toplantının sonunda 2. kez söz aldığımda, konuyu üzerinde hiç durulmayan canlı hayvan ticaretine getirdim. AKP milletvekili Yunus Kılıç’ın “Siz ülkenin politikası ile ilgili fikir vermeye gelmediniz. Bunları söylemek size düşmez. Sohbetin sırası değil” diyerek terslemesi son derece yakışıksızdı.

5) At yarışındaki şiddetten söz edip “İnsanlar kumar oynuyor, atlar can veriyor” dediğimde ise yine Özlem Zengin tarafından “Hakkımızda kanaat beyan etmeyin” diyerek susturulmak istendim.

Toplantıdaki diğer temsilciler konuşmalarını videoya kaydedebilirken, çifte standart uygulanarak benim konuşmamın kaydı durduruldu.

6) Bir kez daha görüldü ki hayvansever olmak, hayvan haklarını doğru bir yaklaşımla savunmak için yeterli değildir.

Kendisine “yaşam hakkı savunucusu” diyenler arasında “et kalitesi”, “insani kesim”, “çalışan hayvan”, “ekonomik değeri olan hayvan” ifadelerini kullananların olması da kabul edilebilecek bir şey değildir.

7) Bu mücadelede çıta öylesine düşük tutuluyor ki “kırmızı çizgimiz” söylemiyle bazı hayvanlara öncelik verilirken bazılarının esareti konu bile edilmiyor...

Böyle bir yasa, hayvan hakları yasası değil, BAZI HAYVANLAR İÇİN REFAH YASASI’dır.

***

Aslında bu üçüncü masalın tadına varabilmek için Kalkandelen’in yazısının tümünü okumak gerek...

Ama o zaman da masal sahibi olan iktidarın “masal anlatırken bile ne kadar tahammülsüz olduğunu” görerek canınız sıkılabilir!



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Yeni anayasa tuzağı 19 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları