CHP ve Deniz Baykal, Meclis Başkanlığı konusunda, MHP’nin ve Recep Tayyip Erdoğan’ın oyununa mı geldi?
Twitter’da da dile getirilen bu soru Ertuğrul Özkök’ün dünkü yazısını okurken aklıma takıldı.
Önce Özkök’ün yazısındaki ilgili ifadelere bakalım:
“... Sen Bahçeli’ye yüklenmeden önce, dön CHP’ye şu soruyu sor:
‘Arkadaş, bu ülkenin cumhurbaşkanlığına layık görüp, aday yaptığın bir insanı, cumhurbaşkanına vekâlet edecek bir makama uygun görmedin mi...’
...Ekmeleddin İhsanoğlu, senin cumhurbaşkanı adayın değil miydi?..
Cumhurbaşkanına vekâlet edecek bir koltuk olan TBMM Başkanlığı’na da yakışmaz mıydı?.. Yakıştıramadın mı?..
... Ey CHP’li kardeşim, elin seçimde yüzde 10 barajını aşması için HDP’ye oy vermeye gitti de, AKP adayının önünü kesmek için Ekmeleddin Bey’e oy vermeye neden gitmedi?..”

***

Özkök özet olarak, “CHP Baykal yerine İhsanoğlu’nu destekleseydi, Meclis Başkanlığı’nı AKP’ye kaptırmazdı” demek istiyor.
Elbette bu yargı, HDP’nin de İhsanoğlu’nu destekleyeceği varsayımına dayanıyor:
İhsanoğlu’nun HDP’yi yok sayan tavrı, ziyaret bile etmediği düşünülürse, bir hayli tartışmalı bir varsayım...
Ama diyelim ki geçerli; o zaman bakalım!

***

İhsanoğlu’nun seçilme olasılığı var mıydı?
Var idiyse, CHP, bu ihtimalini görmedi veya göremedi mi?
CHP’nin Baykal’a destek vermesinin ve bunda ısrar etmesinin altı nedeni var sanıyorum:
1) Baykal bu göreve her açıdan layıktı; zaten yaşı dolayısıyla geçici başkanlık makamında oturmaktaydı ve üstelik CHP’nin eski genel başkanıdır.
2) Erdoğan, onu hemen çağırıp adının siyasal pazarlıklar gündeminde ön plana çıkmasına destek olmuştur.
3) MHP başta Baykal’ın adaylığına karşı çıkmamış, tam tersine yumuşak bir tutum takınmış, HDP engelini ise son anda ifade etmiştir.
4) CHP, zaten Cumhurbaşkanlığı seçiminde İhsanoğlu’nu desteklediği için büyük bir eleştiri yağmuruna tutulmuştu; Meclis Başkanlığı seçiminde de böyle bir desteğin verilmesi çok zor ve pek sorunlu olacaktı.
5) Ayrıca MHP’nin ve İhsanoğlu’nun HDP’ye karşı tutumu, HDP’nin kendisine destek vermesini pek de olanaklı kılmamaktaydı. Yani İhsanoğlu’nun seçilme olasılığı zaten pek yoktu!
6) Pek çok kişi, İhsanoğlu ile AKP adayı arasında aslında pek bir fark görmüyordu!

***

Sonuç olarak, politikacılarımız biraz Nash’in oyun kuramını okusalar da rakiplerinin hangi durumlarda neler yapacaklarını kestirerek ona göre davransalar daha iyi olur diyorum...
Diyorum ama ilkel dürtülerle yapılan siyasetin buna pek izin vermeyeceğini de biliyorum!