Erkek egemen feodal toplum ya da erkek egemen değerler öyle küçümsenecek bir güç değil:

Erkek egemen toplumun en önemli niteliği, kadınların da bunu benimsemeleri, erkek egemenliğini içselleştirmeleri.

Böylece kadınlar, erkek şiddetinin kabul görmesinde hem eş hem de anne olarak en büyük sorumluluğu taşıyor.

“Erkektir, hem sever hem döver” anlayışı kadınlar tarafından savunulan ve kuşaktan kuşağa aktarılan bir ilkellik.

***

Sibel Üresin Eyüp Belediyesi’nde danışman olduğunu belirterek TV8’de Gün Ortası programına katılıyor.

Eyüp Belediyesi tarafından hiçbir zaman belediyede danışman olarak çalışmadığı belirtilen Üresin, Bilge Yurtdagülen’nin sorularını yanıtlarken Medyatava’nın haberine göre özet olarak şunları söylüyor:

“Erkek, bir başkasıyla imam nikâhı yapacağı zaman karısından izin almak zorunda değil. 4’üncü kadına kadar imam nikâhıyla evlenebilir.

Ancak 2., 3. ve 4. eşler suiistimal ediliyor. ‘Boş ol’ dendiği zaman kadın ortada kalıyor. Bu nedenle çokeşlilik yasallaşmalı. Yasanın çıkması demek, erkeğin malvarlığına ortak gelmesi demek.

Çokeşlilik dinimizde var. Herkes yapamaz ama yapana ‘Niye yaptın?’ diyemezsiniz, şirke girer. Kuran’da var.

Zengin, kariyerli, parası olan ve cinsel gücü fazla olan erkek, çokeşliliği seçebiliyor. Hiçbir kadın fakir bir adamın ikinci karısı olmaz.

Erkek, daha cilveli, daha çok gülen, cinsel anlamda kendisini mutlu eden kadına koşuyor.

Erkek olsam, çokeşli olurdum!”

***

Üresin, Fatih, Ümraniye, Bahçelievler, Eyüp gibi birçok belediye ve kurumlar için aile içi iletişim seminerleri veriyor, hem yaşam koçluğu, hem de aile ve evlilik danışmanlığı yapıyor.

Yani bu görüşlerini insanlara “uzman” sıfatıyla aktarıyor, onlara yol gösteriyor.

Böylece bir kadın daha, üstelik kendi ailesinin de sınırlarını aşarak, topluma kadınların ikinci sınıf vatandaşlığını empoze ediyor.

Aşağıda başta Mynet haber, Medyatava ve Habertürk olmak üzere çeşitli kaynaklardan derlediğim tepkiler var:

İlk tepki programın sunucusu Bilge Yurtdagülen’den geliyor:

“Bir akıl tutulması yaşadık biz bu sözleri duyduğumuzda.”

Bence en çarpıcı yanıt Başak Sayan’dan:

“4 erkekle evlenebilmek de yasalaşsın. Niye hep erkek egemenmiş? 4 kadınla evlenen erkek olur da, 4 erkekle evlenen kadın olamaz mı?”

Şebnem Bozoklu: “Sibel gibiler tÜREmeSİN başka bir şey istemem!”

Biricik Suden: “Sibel Üresin senden 3-5 tane alınca ancak 1 kadın ediyor, haklısın.”

Canan Hoşgör: “Evde kalma sorununa(!) cahilce bakış, hoş neresi doğru ki!”

Ayşe Özyılmazel: “Sibel Üresin, sözün bittiği yerdesin.”

Nihal Bengisu Karaca: “Statüko bekçisi dindar kadınlar… Kadın ve erkek arasındaki yaratılış farkının farkında olmak ayrı şey, erkek oportünizminin değirmenine hevesle su taşıyan bir kadın olmak ayrı şey. İlki, bir bilinç düzeyidir, ikincisi zavallılık.”

Rahşan Gülşan: “Kadınlara da çokeşlilik öneriyor musun Sibel’ciğim?”

Annem (yaşasaydı): “Allah ıslah etsin evladım.”

Biraz da erkeklerden gelen tepkilere bakalım:

Murat: “Sibel Üresin bir yerde yanlış demiş ama. Ne demek zengin olan alsın? Resmen ayrımcılık bu!”

Tayfun: “Sibel üresin, istikrar sürsün.”

Serkan Balbal: “Büyük tehlike 2012 yılına yaklaşırken Avrupalı olduğunu iddia eden bir ülkede, bir kadının çokeşlilik yasal olsun demesidir. Daha da büyük tehlike bu geri kafalı düşünce yapısındaki kişilere aile danışmanı olarak görev vermektir.

Çokeşlilik yasal olsun diyen hanımefendiye en güzel cevabı yine bu ülkenin kadınları verecektir.”

Yılmaz Özdil: “Ya Başbakanımıza uyup üreyin.

Ya da bu kafaya müsaade edin...

Sibel Üresin.”

Mehmet Barlas: “Zırva tevil götürmez!”

Emre Kongar: “Köleliklerin en kötüsü gönüllü köleliktir!”

***

Ve bütün bunlara yanıt yerine:

Sibel Üresin: (Son seminerindeki konuşmasından) “Kadın kocasına efendisi gibi davranacak. Efendi ne demek, teslim olmaktır. Şimdi erkekler, kadına kıymet vermiyor. İstisnalar var. Allah başımızdan eksik etmesin.”