Türkiye Araplaştırılıyor mu?

Türkiye Araplaştırılıyor mu?

29.08.2024 04:00
Güncellenme:
Takip Et:

Bu sütunda Arap Emperyalizmi üzerine yayımladığım üç yazıdan sonra, değerli okurlarım, “Hocam Türkiye Araplaştırılıyor mu?” sorusunu sordular.

Evet, ne yazık ki Türkiye Cumhuriyeti iktidar eliyle Araplaştırılıyor.

İktidar, bu Araplaştırma operasyonunu uzun süredir, parça parça, ilgisiz gibi görünen alanlarda yaptığı değişikliklerle, gayet bilinçli bir biçimde ve müthiş bir deprem halinde, hızla gerçekleştiriyor.

Ama sanıyorum, tek tek her alandaki yıkımlara, yanlışlara bakanlar ve bunları eleştirenler, bir bütün olarak Türkiye’nin “Araplaştırılması” operasyonunu gözden kaçırıyorlar.

İktidar, bir yandan “ensar” diye savunduğu “sığınmacılar” politikasıyla, öte yandan “Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli” adı altında Milli Eğitim’de yaptığı kaydırmalarla ve Tarımda “Tarla Kiralaması” gibi değişikliklerle ve Araplara ilişkin tarihsel gerçeklere aykırı iddialarla, birbirleriyle doğrudan ilişkisi yok gibi görünen alanlarda gerçekleştirdiği nüfus, mülkiyet ve kültür kaymasını, dini inançlar üzerinden de Diyanet İşleri Başkanlığı aracılığıyla bütünleştiriyor.

***

Aslında bu operasyon, Erdoğan/AKP, iktidara geldiği zaman, hemen başladı.

Örneğin AKP iktidara gelene kadar yabancılara toprak satışı sadece 61 bin 69 metrekare. 

AKP iktidara geldikten sonra, 4916 sayılı kanun 19 Temmuz 2003’te yürürlüğe giriyor ve 26.02.2019 tarihine kadar 16 yılda, Araplara toplam 11 milyon 186 bin 601 metrekare taşınmaz satılıyor.

Elbette taşınmaz mal satışı ve vatandaşlık, “Araplaştırma” operasyonunun sadece tek bir parçası.

Bütün parçalar gibi, tek başına bakıldığında büyük bir tehlike yaratmadığı öne sürülebilir bazı aymazlar tarafından.

Ama hemen arkasında, gayri resmi sayılara göre ülkemize gelen 10 milyonu aşkın “düzensiz göçmen” denilen, Arap sığınmacı var.

Milli Eğitim’de yapılan değişiklikler var.

Tarım politikasındaki mülksüzleştirme ve kiralama atılımları var.

Tarihi saptıran açıklamalar var.

Atatürk’e, Cumhuriyet’e saldırılar var.

***

Elbette satılan taşınmazların miktarı da 2019’da belirtilen 11 milyon küsur metrekarede kalmıyor.

23 Temmuz 2020 tarihli haberde yabancılara, son beş buçuk yılda 18 milyon 464 bin 149 metrekare toprak satıldığı belirtilmiş.

En çok toprak satın alan ülkeler Ürdün, Suudi Arabistan ve Mısır.

2015-2020 arasındaki dönemde özellikle Kanal İstanbul projesi ile gündeme gelen Katarlılar da Türkiye’den 1 milyon 177 bin 780 metrekare arazi satın almışlar.

30 Kasım 2022 tarihli bir haberde, AKP iktidarında, 20 yılda yabancılara toplam 25 milyon metrekare arazi, arsa, dükkân, daire satıldığı, 280 bin taşınmazın da yabancılara verildiği belirtilmiş.

29 Mart 2023 tarihli bir habere göre, Murat Kurum, sadece 2022-2023 yılı arasında yabancılar tarafından 8 milyon 338 bin 976 metrekare arsa, konut, arazi, işyeri taşınmazın alındığını açıklıyor.

***

Sevgili okurlarım, iktidarın resmi sayıları bile nasıl sakladığı, nasıl saptırdığı kamuoyunun çok iyi bildiği bir gerçek.

Medyadan bölük pörçük topladığım bu bilgilerin tümüne bakıldığında 22 yılda ülkemizin yaklaşık 30 milyon metrekare toprağının Araplara satıldığı anlaşılıyor.

Bu gerçek, “Türkiye’yi Araplaştırma” operasyonunun sadece bir yönü.

Buna bir de “Düzensiz Göçmen” sayısını, Milli Eğitim’deki Diyanet ve Tarikat protokollerini, müfredat değişikliğini, sahte bir tarih anlayışını, Atatürk’e, Cumhuriyet’e ve laikliğe yapılan saldırıları, tarikat ve cemaatlerin devlet kuramlarını parsellemelerini, yargıdaki garip gerekçeli kararları ekleyin.

Dünkü yazısında Zülâl Kalkandelen’in sözünü ettiği üç olayı, hayatımıza ve hayat tarzımıza yapılan müdahale örnekleri olarak anımsayın.

Hepsini din sosu ile bütünleştirin.

“Araplaştırma operasyonunu” göreceksiniz!

Yazarın Son Yazıları

Mezhepçilik ve tarikatçılık da demokratik rejim düşmanlığıdır!

Dün Etnikçiliğin Demokratik Rejim karşıtlığını (düşmanlığını) yazmıştım.

Devamını Oku
05.12.2025
Etnikçilik demokratik rejimi yıkar!

Etnikçilik, insanların tarih boyunca sahip oldukları Aile, Aşiret, Din, Mezhep, kimlikleri üzerine, Endüstri Devrimi’nin getirdiği “Ulusal” ya da “Milliyetçi” kimliğin, Totaliter bir anlayışla istismar edilmesinden kaynaklanan Faşist bir ideolojidir.

Devamını Oku
04.12.2025
Siyasette Stockholm Sendromu

CHP Genel Başkanı Özgür Özel Kurultay konuşmasında, “Stockholm Sendromu” anımsatmasını yapmadan önce, İktidarın, “Terörsüz Türkiye” sloganı bağlamında başlattığı “Sürecin” bütün çelişkilerini vurgulayan bir konuşma yapmış.

Devamını Oku
02.12.2025
Darağacı edebiyatı ve terör gölgesinde yeni yargı paketi

25 Kasım 2025 tarihinde MHP lideri Devlet Bahçeli TBMM Meclis Grubu konuşmasında şöyle demiş...

Devamını Oku
30.11.2025
Faşistliğin dini mezhebi ırkı milliyeti yoktur

Faşizm ve Faşistlik, gerek Rejim gerek Kişilik yapısı olarak Demokrasi ve Demokratlık karşıtlığıdır.

Devamını Oku
28.11.2025
İki hukuk profesörü konuşurken...

“Anayasa”, “Hukuk” ve “Yargı” bir devletin omurgasıdır..

Devamını Oku
27.11.2025
CHP’nin savunması için Okkam’ın usturası!

“Okkam’ın Usturası” bir önermedir:

Devamını Oku
25.11.2025
Çıldırtan çelişki!

Emperyalizmle işbirliği yapan İktidar: “Barış” sloganı ile halkı aldatarak...

Devamını Oku
23.11.2025
CHP, kendisini ve demokrasiyi etnikçiliğe kurban edemez!

Emperyalizm ve İktidar ittifakı, hem dıştan hem içten son derece güçlü bir biçimde çeşitli baskılar uygulayarak, Türkiye’yi, “Ortadoğu Bataklığında” parçalanarak boğulacağı bir “Sürece” sürüklüyor!

Devamını Oku
21.11.2025
'Kişiye özel rejim' önerisinin çıkmazı

Devlet Bahçeli aynı anda üç öneride bulundu...

Devamını Oku
20.11.2025
Atatürk üzerine birkaç kitap

Son zamanlarda, Atatürk’e, İstiklâl Savaşı’na ve Cumhuriyet Dönemi Tarihi’ne ilişkin saldırılar, saptırmalar ve iftiralar çok artınca, bu konulardaki gerçek tarih araştırmaları, kitapları da çoğaldı.

Devamını Oku
18.11.2025
İddianame, devlet yönetimine yansıtıldığında?...

Cuma günkü yazımı şöyle bitirmiştim...

Devamını Oku
16.11.2025
Başarılı politikacılık ve avukatlık suçlanınca?...

Lafı dolandırmaya gerek yok...

Devamını Oku
14.11.2025
İddianame, Atatürk, Haberal ve umut!

Bugünlerde, tam 10 Kasım Atatürk’ü anma törenlerinin ertesi günü açıklanan...

Devamını Oku
13.11.2025
Atatürk: İki yalan dört düşman

Dün Atatürk’ü andık; bu vesileyle, bugün, Atatürk konusundaki çok önemli iki yalana ve dört düşmana değinmek istiyorum.

Devamını Oku
11.11.2025
İkinci Silivri trajedisinde anayasa ihlalleri

“Birinci Silivri Trajedisi Dönemi”, Ahmet Necdet Sezer’in cumhurbaşkanlığından ayrılma zamanı olan Haziran 2007 tarihinde başladı.

Devamını Oku
09.11.2025
İktidarın çelişik operasyonları

İktidar, “Demokratik Laik ve Sosyal Hukuk Devleti”ni tanımlayan Anayasa’ya Cumhuriyet rejimine aykırı ve birbirlerine ters birkaç operasyonu aynı anda yapıyor ve böylece zaten düşmekte olan seçmen desteğini iyice kaybediyor.

Devamını Oku
07.11.2025
Casusluk tartışması tırmanıyor

Ekrem İmamoğlu, Necati Özkan ve Merdan Yanardağ’a yapılan “Casusluk suçlaması” akıllara derhal FETÖ’nün Türk Silahlı Kuvvetlerini ele geçirmek için “Birinci Silivri Trajedisi” bağlamında yaptığı “Casusluk” suçlamalarını ve yine FETÖ’nün “Kozmik Oda”ya girişini ve oradaki bilgilerin yurtdışına sızdırılışını anımsattı!

Devamını Oku
06.11.2025
Casusluk bahane hapis ve kayyım şahane

24 Ekim 2025 Cuma sabahı Merdan Yanardağ “Casusluk” suçlamasıyla göz altına alındı.

Devamını Oku
04.11.2025
İntihar ve çöküş (3) Anomi ve anarşi

Önce kavramları tanımlayalım: Anomi: Kuralsızlık. Anarşi: Devlet otoritesinin yokluğu.

Devamını Oku
02.11.2025
Bir iktidarın intiharı (2)

Dünkü yazıdan devam: Önce bir iktidarı intihara sürükleyen beş temel belirleyiciyi anımsayalım...

Devamını Oku
31.10.2025
Bir iktidarın intiharı (1)

Bir iktidar ne zaman çöküşe yönelir, intihar eder?

Devamını Oku
30.10.2025
Cumhuriyetin koruyucusu AYM! (mi?)

Yarın CUMHURİYET Bayramı.

Devamını Oku
28.10.2025
Abdülhamit’in ulu hakanlığı ve Yanardağ’a casusluk suçlaması

İktidar, medyayı ve yargıyı da etkisine alarak hem güncel hem de tarihsel gerçekleri saptırmaya, kendi ideolojisine uygun bir tarih ve var olmayan bir güncel dünya imgesi yaratmaya çalışıyor...

Devamını Oku
26.10.2025
Abdülhamit Kıbrıs’ı nasıl kaybetti? (2) Ültimatom

Dünkü yazımda, İngiltere tarafından, Abdülhamit’in yardım isteği üzerine kendisine verilen ültimatomdan söz etmiştim.

Devamını Oku
24.10.2025
Abdülhamit Kıbrıs’ı nasıl kaybetti?

Emekli Büyükelçi Süha Umar, dün Cumhuriyet’teki köşesinde, Kıbrıs seçimleri konusunda, benim görüşlerimle de aynı çizgide olmalarından memnuniyet duyduğum çözümlemelerini şu sözlerle bitirmişti...

Devamını Oku
23.10.2025
Kıbrıs seçimleri üzerinden tehdit mi?

Türkiye’de de Kıbrıs’ta da seçmenin bu İktidardan bıktığı anlaşılıyor.

Devamını Oku
21.10.2025
Faşizmle mücadelede dokuz ilke! Ne yapmalı (6)

Otoriterlikten totaliterliğe giden İktidar, yaşam biçimlerimizi de tehdit eden ve yeni cezalar oluşturan 11. Yargı Paketi’ni hazırlarken...

Devamını Oku
19.10.2025
Seçime doğru uygulama önerileri: Ne yapmalı? (5)

1) Ana stratejinin “Millet İradesi”nin gerçekleştirilmesi için, eşit, adil ve şeffaf bir seçim hedefine yönelik olduğu asla unutulmamalıdır.

Devamını Oku
17.10.2025
Boş tencere dolmalı, dayak durmalı! Ne yapmalı (4)

İnsanlık tarihi iki kavgadan oluşur: Birinci kavga ekmek kavgasıdır...

Devamını Oku
16.10.2025
Ortadoğu’daki gelişmeler bağlamında ne yapmalı? (3)

Bu yazı yazılırken Hamas ile İsrail arasında rehine takası yapılıyor ve hem Dünya’da hem Ortadoğu’da barış sesleri duyuluyordu.

Devamını Oku
14.10.2025
Ne yapmalı? (2) CHP’ye eleştiri ve destek!

Cuma günkü “Yedi Düvel’e Karşı...” başlıklı yazımda “Demokratik, Laik ve Sosyal Hukuk Devleti olan Cumhuriyet Rejimi’mizi iç ve dış saldırılara karşı nasıl koruyacağız?”

Devamını Oku
12.10.2025
‘Yedi düvel’e karşı nasıl direneceğiz? (1)

Önce yazımın başlığını açıklayayım: “Yedi düvel”, “bütün devletler, herkes, bütün dünya” anlamında kullanılan bir deyimdir.

Devamını Oku
10.10.2025
Nadir elementler, emperyalizm ve ‘ileri demokrasi’

Emperyalizmin araçları, dostları ve düşmanları nelerdir, kimlerdir?

Devamını Oku
09.10.2025
‘İleri demokrasi’: Yine ve yeniden

Cumhuriyet’in dünkü manşeti, CHP’nin Abant toplantısından sonra, Gökhan Günaydın’ın “Merkez parti olma kimliğimiz giderek oturuyor” demesi üzerine “CHP merkez parti oluyor” biçimindeydi.

Devamını Oku
07.10.2025
‘Meşruiyet’in iç ve dış kaynakları (5)

Bugüne kadar “Meşruiyet” kavramının iç kaynakları üzerinde durdum.

Devamını Oku
05.10.2025
Meşruiyet kaynağı olarak Anayasa Mahkemesi ve bağımsız yargı (4)

İsrail’in, Gazze’ye giden Sumud (Direniş) Filosuna karşı giriştiği “Gayri Meşru” müdahale sürerken Trump, bizim Cumhurbaşkanımıza “Meşruiyet” desteği vereceğini belirtti.

Devamını Oku
03.10.2025
Meşruiyet Gazze’de mi seçimde mi (3)

Önce “Meşruiyet” kaynağı olarak Gazze: Trump 25 Eylül’de Erdoğan ile görüştü.

Devamını Oku
02.10.2025
Meşruiyet üzerine (2) Adil ve serbest seçim

Bir iktidarın meşruiyetinin iki kaynağı vardır: Anayasa ve seçim. Meşruiyet Üzerine (1) başlıklı yazımda, Anayasa üzerinde biraz durmuştum.

Devamını Oku
30.09.2025
Meşruiyet üzerine düşünceler (1) Ana Kavramlar

ABD’nin Türkiye Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack, 24 Eylül’de New York’ta bir panelde Cumhurbaşkanı Erdoğan ve “Meşruiyet” ile ilgili olarak tartışmaya yol açan bir ifade kullanmıştı.

Devamını Oku
28.09.2025