Emre Kongar
Emre Kongar ekongar@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Yolsuzluk Tanımı ve ‘İleri Hukuk’

14 Şubat 2014 Cuma

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, rüşvet ve yolsuzluk operasyonuyla ilgili olarak El Cezire televizyonunun sorularını yanıtlarken, Halk Bankası Genel Müdürü Süleyman Aslan’ın evinde ayakkabı kutuları içinde bulunan paralara ilişkin O paralar Halk Bankası’nın parası değil. Yolsuzluk dendiğinde şunu anlarım; devletin kasası soyuluyor mu soyulmuyor mu?dedi.

***

Bu tanım Türkiye’nin siyaset ve hukuk tarihine bir dönüm noktası olarak geçecek.
Çünkü bu tanım “yolsuzluk” ve elbette “yolsuzluk” teriminin ifade ettiği “rüşvet” eylemine de yepyeni bir anlam ve içerik kazandırıyor.
Oysa ben “yolsuzluk” denince, “siyasal ya da kamusal gücün kullanılarak çıkar sağlanması”nı anlıyordum.
Ama 17 Aralık rüşvet ve yolsuzluk operasyonu sonrasında yapılan tayinlere ve mahkemelerde alınan kararlara bakılırsa, galiba Başbakan’ın tanımı poliste ve yargıda da etkili kılınıyor.

***

Uğur Gürses, 12 Şubat 2014 tarihli Hürriyet’teki yazısında, geçen eylül ayında St. Petersburg’da G20 liderlerine dağıtılan dokümandaki “yolsuzluğun üç halini” aktarıyordu:
Birincisi rüşvet; bireyler ya da şirketler tarafından kamu görevlilerine, kararları etkilemek için yapılan ödemeler.
İkincisi kamu varlıklarına dönük hırsızlık; kamu görevlileri tarafından zimmete geçirme ya da kamu ve özel danışıklı biçimde yapılan yolsuzluk.
Buna ilave olarak, reel ya da finansal kamu varlıklarının piyasa fiyatının altında illegal transferi, kamuya yapılacak ödemelerin ya da vergilerin kaçırılması, kamu fonlarının harcanması gereken yerlere değil de özel kullanıma aktarılması.
Üçüncüsü “himayeci” yolsuzluk; “kayırmacılık”, “akraba kayırmacılığı” ve “yanaşmacılık” olarak adlandırılan yolsuzluk tarzlarını içeriyor.
Burada özel kesimde yer alanlara siyasal ya da kamusal bir koruma söz konusu. Tanımında da, kamu sözleşmelerinin ya da transfer harcamalarının tahsisinde kamu görevlilerince özel kişi ya da kurumlara, kurallara uydurularak ayrıcalıklı muamele yapılması var. Buna mali transferlerde ve profesyonel iş fırsatlarının kamu yetkililerince “özel ayrıcalık” yapılarak onaylanması da dahil.

***

Ama “yolsuzluğun üç hali” bizi ilgilendirmiyor artık:
Başbakan’ın tanımı üzerine, sadece “devletin kasası soyuluyor mu” diye bakılacak...
Yani örneğin, özel bankaların soyulması, devletle iş yapan müteahhitlerin kasalarının soyulması, adam kayrılması ve bazı bürokratik kararların hızlandırılması için verilen rüşvetler, sonunda vatandaşın cebine fatura edilen usulsüz harcamalar, “yolsuzluk” tanımı dışında kalacak!
Eh “İleri demokrasinin” “İleri hukuku” da böyle oluyor demek!  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Filler savaşında Türkiye 12 Aralık 2024

Günün Köşe Yazıları