O ses Türkiye (!)
Enver Aysever
Son Köşe Yazıları

O ses Türkiye (!)

25.04.2019 07:30
Güncellenme:
Takip Et:

Başlığa adını veren televizyon programı berbat bir şarkı yarışması! Ülkeyi vasatlığa, bayağılığa alıştırmakla görevli yapımcısı, popüler kültürün şifrelerini çözmüş, dönemin ruhuna uygun biçimde yansıtıyor ekrandan. İleride tarihi belge olarak anılacaktır her yayın!
Kılıçdaroğlu’na yönelik linç girişimi sırasında “yakın o evi” diye kendinden geçerce bağıran kadın “o ses”tir, yazık ki “Türkiye”dir! Sakın “ne ilgisi var?” demeyin. Bir kere pisliğin içinde yaşamaya başladınız mı, artık orada lekesiz kalmak olası değildir!
Elbette milyonlarca insan lanetledi saldırıyı, toplumun duyarlı önemli bir kesimi isyan etti; ancak sadece 23 Nisan günü olanları düşününce, saptamamın ne derece yerinde olduğunu göreceksiniz;
“Küçükçekmece’de dört yaşında çocuğa tecavüz”, “metroda bir kadının üstüne boşalan adam” ve “pişman” olduğunu söyleyen “Kılıçdaroğlu saldırganının salıverilmesi!” Hepsi aynı gün yaşandı ve “o ses” şöyle dedi:
“Çocuklarınızı striptizci gibi salarsanız ortaya, elbette erkeğin nefsi uyanır.”
“Kadınla erkeğin aynı toplu taşıma aracında bulunması bu tür saldırılara zemin hazırlıyor.”
“İnsanlar hassas oldukları için protesto hakkını kullandı.”

Türkiye ittifakı
“O Ses”i “Sivas 93”ten tanıyoruz. Omzuna çocuğunu almış baba: “Bak bu gördüğün cehennem ateşi” diyordu. Yıllar süren dava sürecinde kimlerin avukatlık yaptığını, hangi mecralarda kimin ne türden kalem oynattığını ve siyaset sahnesinde nasıl rol üstlendiklerini de iyi biliyoruz. Dünyanın başka yerinde asla görülmeyecek biçimde, zamanaşımı(!) gerekçesiyle düşen davanın ardından, “hayırlı olsun” dendi.
Meşruiyeti iyice tartışılır “başkanlık düzeni”, artık iyice çıkışsız görünüyor. Zor dönemeçlerde devreye giren “danışmanlar ordusu” yeni söylem peşinde. AKP, MHP ile çıktığı yolda sürekli kan kaybediyor. “Cumhur İttifakı”nın direksiyonunda Bahçeli var. Her sözünde bunu anımsatıyor. Bu engeli aşmak için “82 milyonla ittifak yapacağız” diyor RTE. Peki, ama nasıl?

Duyan var mı?
23 Nisan günü, Meclis’ten HDP temsilcisini dinlemeden ayrılırken söyledikleri acaba “barış” içeren cümleler miydi Erdoğan’ın? Dedi ki; “Kılıçdaroğlu’nu niye arayayım. Söyleyeceğimi söyledim zaten.” Bakın bakalım sosyal medya açıklamasında herhangi bir “iyi dilek” temennisi, “geçmiş olsun” vurgusu var mı? İnsanlar, bırakın dile getirmeyi aklından geçirirken cumhurbaşkanını eleştirmeyi tutuklanıyor bu ülkede! Cumhuriyetin kurucu partisinin genel başkanına yumrukla saldırı yapılıyor, saldırgan serbest bırakılıyor!

Ürkütücü kriz!
Yeni kavram: “Demiri Soğutmak!” Eminim yine buna kanmak isteyenler olacaktır, herkes kendinden sorumlu, zaman eğriyi doğruyu ortaya koyuyor. Biz asıl meseleye bakalım; bu gereksinimin nedeni tamamen iktisadidir. Acil para ihtiyacı var, borcunu ödemek için borç arıyor AKP. Toplumsal desteğini yitirdiği süreçte, söylem olarak “yumuşak” görünmek istiyor! Gerçek tersidir: Gerilim, sertlik, kutuplaşma alabildiğine sürüyor. “Kucaklaşma” dedikleri, “gelin bizimle birlikte yüzün bu bataklıkta ve birlikte boğulalım” demektir.
Şimdiden CHP içinden birileri bakanlık düşü görüyorsa “aman” diyeyim. Davutoğlu ile süren “istikşafi görüşme süreci” aklımızda. “Bu iş olmaz” dediğimizde, kimlerin avucunu ovuşturduğunu biliyoruz. AKP bu krizin gerekçesidir, bedelini yüklenmelidir. Bu uyarı şurada dursun. (Özel bir Davutoğlu yazısının da zamanıdır ayrıca.)

Birbirinden farkı yok!
Erdoğan’ın haklı olduğu bir konu var, onun da altını çizmeliyim. Meslek gereği tüm yazılan çizilenleri takip ediyorum. Yurtdışında ahkâm kesen FETÖ ekibine dikkat etmek gerek. Kendilerini demokrasi kahramanı olarak sunan, mağduru oynayarak sorumluluktan kurtulmaya çalışan bu ekibi unutmayalım, tanıyalım. Kolayca kılık değiştiriyorlar. Tüm kurumlara nasıl sızdıklarını ve halen güçlü olduklarını gözden kaçırmamak gerekir. “O Ses”in kim olduğunu anlamak pek o kadar da kolay değil. Şu Perinçek’in son günlerdeki performansına baksanıza!
NOT: 27 Nisan Cumartesi saat 15.00’te Hatay Kitap Fuarı’ndayım. Önce söyleşeceğiz, ardından kitaplarımı imzalayacağım. Değerli dostlarımı beklerim.

Yazarın Son Yazıları

Cumhuriyet okuruna veda

Ustam Feridun Benden aradı “Altmış yıldır Cumhuriyet okuruyum, gazetenin sahibi sayılırım.

Devamını Oku
05.04.2021
İflas

İflas

Devamını Oku
25.03.2021
İstanbul Sözleşmesi erkekleri de yaşatır!

İstanbul Sözleşmesi erkekleri de yaşatır!

Devamını Oku
22.03.2021
Vicdan terazisine güvenmek

Ahmet Oktay gazeteciliği bırakıp zamanının tamamını edebiyata vermişti; söyleşirken “Günlük meseleler hep yazmaktan çaldı” dedi.

Devamını Oku
18.03.2021
12 Mart’ı doğru okumak

12 Mart’ı doğru okumak

Devamını Oku
15.03.2021
Yeni Türkiye’de makbul vatandaş kimdir?

Yeni Türkiye’de makbul vatandaş kimdir?

Devamını Oku
08.03.2021
‘Ne yapmalı’ sorusuna yanıt!

‘Ne yapmalı’ sorusuna yanıt!

Devamını Oku
04.03.2021
Grev

Grev

Devamını Oku
01.03.2021
İçindeki faşisti sustur!

İçindeki faşisti sustur!

Devamını Oku
18.02.2021
Sürü gururuna kapılmak!

Sürü gururuna kapılmak!

Devamını Oku
15.02.2021
Uzaya gitmek mi zor, anayasa yapmak mı?

Uzaya gitmek mi zor, anayasa yapmak mı?

Devamını Oku
11.02.2021
İstifa istemek demokratik haktır!

12 Eylül faşizminin güler yüzlü kahramanı Özal, ülkenin okuryazarlarını içeri tıkan darbenin ardından meydanı boş bulmuştu.

Devamını Oku
08.02.2021
İnsan olan boyun eğer mi?

İnsan olan boyun eğer mi?

Devamını Oku
04.02.2021
Kılıçdaroğlu haklı mı, haksız mı (!)

Kılıçdaroğlu haklı mı, haksız mı (!)

Devamını Oku
01.02.2021
Yeni Türkiye’nin elçisi!

Yeni Türkiye’nin elçisi!

Devamını Oku
28.01.2021
Hayat damarları kesilmiş ülke

Hayat damarları kesilmiş ülke

Devamını Oku
25.01.2021
Tek kale demokrasi oyunu

Tek kale demokrasi oyunu

Devamını Oku
21.01.2021
Kar, pisliğin üstünü örter mi?

Kar, pisliğin üstünü örter mi?

Devamını Oku
18.01.2021
Her yönüyle düşkünler toplumu!

Her yönüyle düşkünler toplumu!

Devamını Oku
14.01.2021
Kurtarıcılardan kurtulmak lazım!

Kurtarıcılardan kurtulmak lazım!

Devamını Oku
11.01.2021
Boğaziçi rektörsüz de olur!

Boğaziçi rektörsüz de olur!

Devamını Oku
07.01.2021
Neye şaşırdınız ki?

Neye şaşırdınız ki?

Devamını Oku
04.01.2021
Tuz koktuktan sonra!

Tuz koktuktan sonra!

Devamını Oku
31.12.2020
Yobazın duası kabul olur mu?

Yobazın duası kabul olur mu?

Devamını Oku
28.12.2020
Değişim hamaseti!

Değişim hamaseti!

Devamını Oku
24.12.2020
Kullar ve yurttaşlar!

Kullar ve yurttaşlar!

Devamını Oku
21.12.2020
Sınıf bilinci yoksa kuru ekmek bile yok!

Sınıf bilinci yoksa kuru ekmek bile yok!

Devamını Oku
17.12.2020
Modern gericilik!

Modern gericilik!

Devamını Oku
14.12.2020
Paranın dini imanı

Paranın dini imanı

Devamını Oku
03.12.2020
Katar’a devredilen ülke!

Katar’a devredilen ülke!

Devamını Oku
30.11.2020
Cin, cemaat, cehalet!

Cin, cemaat, cehalet!

Devamını Oku
26.11.2020
Ve Arınç yeniden sahnede!

Ve Arınç yeniden sahnede!

Devamını Oku
23.11.2020
Ağzının tadı ne zaman kaçacak kardeşim?

Ağzının tadı ne zaman kaçacak kardeşim?

Devamını Oku
19.11.2020
Saray dalkavuksuz, entrikasız olur mu?

Saray dalkavuksuz, entrikasız olur mu?

Devamını Oku
16.11.2020
Bir kira, bir yuva

Bir kira, bir yuva

Devamını Oku
12.11.2020
Bir ‘ABD’ Doları kaç ‘Türk’ Lirası!

Bir ‘ABD’ Doları kaç ‘Türk’ Lirası!

Devamını Oku
09.11.2020
Kapitalizmin tanrısı!

Kapitalizmin tanrısı!

Devamını Oku
05.11.2020
Enkaz!

İzmir deprem haberi önüme düşünce, pek çok kişi gibi hemen kendi deneyimlerimi anımsadım. İstanbul’da iki kez sallanmıştık, günlerce parkta yatıp, dehşet içinde haberleri gözlemiştik; ilk saatlerin ne denli zor olduğu gün gibi aklımda hâlâ!

Devamını Oku
02.11.2020
Devrimci Cumhuriyet için!

Devrimci Cumhuriyet için!

Devamını Oku
29.10.2020
Popstar dinciler ve Cumhuriyet

Popstar dinciler ve Cumhuriyet

Devamını Oku
26.10.2020