Nereden nereye? (25.07.2016)

Nereden nereye? (25.07.2016)

25.07.2016 06:00
Güncellenme:
Takip Et:

Güvenlik zafiyeti var.
Cumhurbaşkanı “güvenlik zafiyeti var” diyor ve haklıdır.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, darbe girişimini eniştesinden haber aldığını söylüyor. Başbakan’a da kendisi haber veriyor.
Güvenlik zafiyeti var, açık.
Ankara’da yaşanan terör katliamında da güvenlik zafiyeti yok muydu? Atatürk havalimanı baskınında güvenlik zafiyeti yok muydu? Elbette vardı ama hiçbir zaman kabul edilmedi.
İçişleri Bakanı çıktı, “Güvenlik zafiyeti yoktur” dedi, hemen yayın yasağı kondu.
Şimdi böyle olamıyor, çünkü artık mızrak çuvala sığmıyor.
Tamam da ne oluyor?
Fethullah Gülen Cemaati’ne bağlı ordu mensupları bir darbe girişimine kalkışıyor. Böyle olduğu da şimdiye kadar ortaya çıkan bilgilerden anlaşılıyor.
Ama işte tarih unutmuyor.
Türk Silahlı Kuvvetleri’ni yönetenler YAŞ toplantılarında “cemaatçi mensuplarını” ordudan ihraç ederken muhalefet şerhi koyan yetkililer kimlerdi? AKP’nin üst düzey yöneticileriydi.
Ergenekon ve Balyoz davalarında bu ordunun “Cumhuriyetçi  -ulusalcı komutanlarını” cemaatin yargıçları yargılarken onları destekleyenler kimlerdi? AKP’nin en üst yöneticileri.
17- 25 Aralık çatışmasına kadar ülkede “Cemaatçi” olmayanların iş bulması, ihale alması, bir yerde yükselmesi olabilir miydi? Olamazdı.
Fethullah Gülen.
Hoca.
Cemaat.
En geçerli referanstı.
Şimdi suç sayılan “cemaat mensubu olmak” o zaman en büyük destekti.
Ama iktidar paylaşımı savaşı, Gülen Cemaati ile AKP yönetimini “düşman kardeşler” yaptı.
Şimdi de bu darbe girişimi, ülkenin kör topal işleyen sistemlerini iktidarın emrine veren bir kavşağın işaret fişeği oldu.
Bundan sonrası artık kararnameler yönetimidir.
Cumhurbaşkanı ve ona bağlı hükümet, ülkeyi kendi emirleri doğrultusunda yöneteceklerdir.
Nereden nereye mi?
İşte, oradan buraya.

***

Şimdi meydanlara yönlendirilen, sokakları doldurup darbeyi önlemeye çağrılan sivil vatandaşlar “demokrasi nöbeti” mi tutuyor?
İdam istiyoruz” diye bağıran, tekbir getirerek coşan, “şeriat istiyoruz” diyen, “yeşil bayrak” açarak kendini tanımlayan kitle Türk bayraklarının arkasında ne istiyor?
Açılım döneminde Türk bayraklarının asılmasını istemeyen, “Kürt yurttaşlarımızı tahrik ediyor” diye Türk sözcüğünü unutmuş görünen aynı yöneticiler bugün nasıl da milliyetçi oluyorlar?
Başarısız bir darbe girişimini bütün “demokratik denetim sistemini bloke eden” bir otokratik yönetim için fırsat sayan anlayış halkı ayaklandırarak neyi amaçlamaktadır?
Halkı askere karşı çıkararak, giderek halkı kendi içinde ötekileştirilmiş gruplara karşı kışkırtarak ne denli tehlikeli bir yola girilmektedir?
Adaleti unutmuş bir ceza dalgası, bütün güven köprülerini atmış bir toplumsal yığınlaşma, duygusal çalkantılara teslim olmuş kalabalıklar nereye varacaktır?
Sokaklar sokaklarla köşe başlarında karşılaşırsa bunun sonu nereye varacaktır?
Hiçbir suçu olmayan, yasalara karşı hiçbir hareketi olmayan masum insanları haksızlıklara karşı kim, nasıl koruyacaktır?
Bütün bunlar bugün yanıtı verilemeyen sorulardır.
Ama elbette ki bugünün bir de yarını vardır.
O yarın bugünün hesabını sorar.
Hiç kimse tarihten kaçamamıştır.
Bugün bilinmesi gereken de budur.

Yazarın Son Yazıları

Çalınan gelecek!...

Çalınan gelecek!...

Devamını Oku
29.04.2024
Istakozun intikamı!

Istakozun intikamı!

Devamını Oku
22.04.2024
Başarının psikolojisi...

Başarının psikolojisi...

Devamını Oku
15.04.2024
Özeleştiri?...

Özeleştiri?...

Devamını Oku
08.04.2024
Kaderinizi seçtiniz mi?...

Kaderinizi seçtiniz mi?...

Devamını Oku
01.04.2024
Hapishanedeki Ali Sirmen...

Hapishanedeki Ali Sirmen...

Devamını Oku
25.03.2024
Liderlerin ruhsal durumu...

Liderlerin ruhsal durumu...

Devamını Oku
18.03.2024
Ben başkan olamazsam?

Ben başkan olamazsam?

Devamını Oku
11.03.2024
Kimi neden seçiyoruz?

Kimi neden seçiyoruz?

Devamını Oku
04.03.2024
Erdal Atabek yazdı...

Ruh sağlığımızı koruyalım...

Devamını Oku
26.02.2024
Kendi iktidarının sömürgesi...

Kendi iktidarının sömürgesi...

Devamını Oku
19.02.2024
Erdal Atabek yazdı

Seçilecek aday...

Devamını Oku
12.02.2024
‘Körü körüne inanç’...

‘Körü körüne inanç’...

Devamını Oku
05.02.2024
Bilinçaltı itirafları...

Bilinçaltı itirafları...

Devamını Oku
29.01.2024
‘Çetelerin’ siyaseti...

‘Çetelerin’ siyaseti...

Devamını Oku
22.01.2024
Aday...

Aday...

Devamını Oku
15.01.2024
Tarihle savaşmak!...

Tarihle savaşmak!...

Devamını Oku
08.01.2024
Atatürk’ün adı yetti!...

Atatürk’ün adı yetti!...

Devamını Oku
01.01.2024
2024: Çatışma yılı mı?..

2024: Çatışma yılı mı?..

Devamını Oku
25.12.2023
Şiddet!...

Şiddet!...

Devamını Oku
18.12.2023
PISA gerçekleri...

PISA gerçekleri...

Devamını Oku
11.12.2023
Prof. Dr. Orhan Öztürk...

Prof. Dr. Orhan Öztürk...

Devamını Oku
04.12.2023
Eğitim kimin derdi?

Eğitim kimin derdi?

Devamını Oku
27.11.2023
Fenomen!...

Fenomen!...

Devamını Oku
20.11.2023
Saray darbesi mi?

Saray darbesi mi?

Devamını Oku
13.11.2023
Cumhuriyet Halk Partisi...

Cumhuriyet Halk Partisi...

Devamını Oku
06.11.2023
Rauf Bey sendromu ve Cumhuriyet...

Rauf Bey sendromu ve Cumhuriyet...

Devamını Oku
30.10.2023
Savaş budur!

Savaş budur!

Devamını Oku
23.10.2023
Zehirli miras: Nefret...

Zehirli miras: Nefret...

Devamını Oku
16.10.2023
Hafız...

Hafız...

Devamını Oku
09.10.2023
Hatamızdan ders alabilmek!...

Hatamızdan ders alabilmek!...

Devamını Oku
02.10.2023
Karakter ne midir?

Karakter ne midir?

Devamını Oku
25.09.2023
Psikolojik dayanıklılık...

Psikolojik dayanıklılık...

Devamını Oku
18.09.2023
Atam nereye bakıyor?...

Atam nereye bakıyor?...

Devamını Oku
11.09.2023
Misyon ruhu...

Misyon ruhu...

Devamını Oku
04.09.2023
İşgale direnen toplum...

İşgale direnen toplum...

Devamını Oku
28.08.2023
Beyin yıkama...

Beyin yıkama...

Devamını Oku
21.08.2023
Medrese...

Medrese...

Devamını Oku
14.08.2023
İlkeler-başkanlar-örgütler...

İlkeler-başkanlar-örgütler...

Devamını Oku
07.08.2023
Önce laiklik demiyorsa?

Önce laiklik demiyorsa?

Devamını Oku
31.07.2023