Uygarlık mı? O da ne?..

25 Ocak 2016 Pazartesi

CAN DÜNDAR İLE ERDEM GÜL’E 
Uygarlığın sınır nöbetçilerine...
Clive Bell. Bir İngiliz düşünürü. “Uygarlık Nedir?” başlıklı denemesini yeniden okudum. Çevirmenleri çok ilginç: Vedat Günyol, Mina Urgan, Melih Cevdet Anday, Hilmi Yavuz, Halit Çakır. Kitap 3. baskı olarak Toplumsal Dönüşüm Yayınları’ndan çıkmış. 1995 yılı.
Yazar bütün savaşların “uygarlık adına” yapıldığını, öyleyse uygarlığın ne olduğu üzerinde durmamız gerektiğini söylüyor. Çok doğru.
Günümüz savaşlarının da Irak örneği gibi, Suriye de öyle “özgürlük ve demokrasi adına” yapıldığı söyleniyor. Ama sonra, ganimetlerin petrol gibi, enerji kaynakları gibi, değerli madenler gibi hedefler olduğu ortaya çıkıyor.
Bu arada, yazar Orhan Pamuk’un “Türkiye’de demokrasi geriliyor” gibi bir sözünü okudum. Benim görüşüme göre sandığa oy vermek demokrasi olmadığından zaten ülkemde demokrasiden söz edilemez de, acaba “ülkemde uygarlık var mı?” diye merak ettim. Uygarlık konusunda on alt başlıklı bir ölçüt denedim. Bakınız “bana göre uygarlık nedir?”:
Bir: Güçlü iken güçsüze ne yaptığınız çok önemli bir uygarlık ölçütüdür. Güçlüsünüz. Yetki elinizde. Kendi istediğiniz gibi mi kullanıyorsunuz, yoksa güçsüzün haklarınımı dikkate alıyorsunuz? Örnekler; toplumu yönetenler, iş yaşamının şefleri, anneler babalar, öğretmenler vb.
İki: Zengin iken yoksula nasıl bakıyorsunuz? Ona “aptal, tembel” olarak mı bakıyorsunuz, yoksa “olanakları sınırlı, yeterince destek olunmamış” diye mi düşünüyorsunuz?
Üç: Çoğunluk iken azınlığa ne ölçüde hak tanınması gerektiği kanısındasınız: Eşit haklar mı verilmeli, yoksa çoğunluğun sınırladığı haklar yeterli mi sayılmalı?
Dört: Biliyorken bilmeyene nasıl davranırsınız? “Cahil işte, bilgisiz, yeteneksiz” mi dersiniz, yoksa onu da yetiştirmeye mi çalışırsınız? Özellikle öğretmenler için önemli bir davranış kategorisidir.
Beş: Aldığını kazandığını hak edip etmediğini sorguluyor musun? Yoksa ne alsan hakkını alamadığını mı düşünüyorsun? Sahip olmak istediğini hak etme ölçüsü, kişinin öz ölçütüdür. Bu ölçütü özellikle çocuklarımıza, gençlerimize değer olarak kazandırmamız önemlidir.
Altı: Verdiğimizi (maddi değerler, takdir etme, beğeni, hatta sevgi, saygı) verdiğimizin hak edip etmediğini düşünüyor musun? Çocuklarımız, yakınlarımız için de geçerlidir. Bunu yaşama geçirmek sorumluluk eğitimidir.
Yedi: Haklı olduğun zaman, hakkını almak için mücadele etme cesaretine sahip misin? Yoksa içinden öfkelenip, için içini yiyip hiçbir şey yapmıyor musun?
Sekiz: Haksız olduğun zaman, özür dilemeyi biliyor musun? Haksız olduğun konuyu telafi etme cesaretin var mı? Yoksa, öyle geçip gidiyor musun?
Dokuz: Borçlu olduğun şeyleri biliyor musun? Borç yalnız para borcu değildir. Kaybettiğimiz Tahsin Yücel’e de borçluyuz. Bizi biz yapan herkese borçluyuz. Atatürk’e neler borçlu olduğumuzu düşünüyor muyuz? Kimlere borçlu olduğunu bilmek çok önemli bir uygarlık ölçütüdür bence. Yoksa kimseye borçlu olduğunu düşünmüyor musun?
On: Alacaklı isen, sana borçlu olanlar konusunda ne yapıyorsun? Kimin, kimlerin sana borçlu olduğunu düşünüyorsun. “Bana borçlu” derken kimi, kimleri düşünüyor, borcu nasıl tanımlıyorsun?

***

Uygar birey kendi kişiliği, kimliği, karakteri ile kendisidir. Kültürü, eğitimi ile de sosyalleşir. Kendisi ile sosyal kimliği arasında da etkin geçişler vardır.
Uygarlık, gökdelenlerle olmaz; otoyollarla, lüks arabalarla olmaz. Uygarlık birey ölçeğinde de toplum ölçeğinde de:
Kendi dışındakilerin haklarına kendi hakları gibi saygı duymakla, sahip çıkmakla tanımlanır. Dürüst olmamak, başkasının elindekine göz dikmek, zorbalık, yaygara ile doğruları susturmak, uygarlıkla bağdaşmaz.
Uygar olmayan bir toplumda da demokrasi olmaz.
Demokrasi, uygar insanların ve uygar toplumların yönetim biçimidir.
Uygar olmayan toplumların zorunlu yönetim biçimi otokrasidir.
Hitler Almanyası uygar değil miydi? Hayır, değildi.
Bizim toplumumuz? Uygar mı, değil mi?
Olan bitene bakınız. Ölçütleri değerlendiriniz.
Karar vermeniz hiç zor değildir.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Özeleştiri?... 8 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları