Kemal Kılıçdaroğlu’na açık mektup

Kemal Kılıçdaroğlu’na açık mektup

13.05.2023 02:00
Güncellenme:
Takip Et:

Sayın Kemal Kılıçdaroğlu,

Bizler, 14 Mayıs’ı dört gözle bekleyen, ülkemizde tam demokrasiye kavuşmak adına gün değil saat sayanlardanız. Brezilya Devlet Başkanı Lula da Silvanın söylediği gibi “belki cennetin kapısını ardına kadar açmayacak ama cehennemin kapısını kapatacak günlerin” özlemini duyanlardanız. Çıktığınız yolda karşılaşacağınız engelleri aşacağınıza dair umudumuz tamdır. Bizlerin de laikliği öne koyan, piyasacı anlayışa set çeken, Aydınlama değerlerini sahiplenen, işçiden, emekçiden olduğu kadar sanatçıdan ve onun yaratıcı gücünden yana bir anlayışın hâkim olmasına sonuna kadar sahip çıkan direncimiz hem aklımızda hem de kalbimizde yazılıdır.

*

Sizin de çok iyi bildiğiniz gibi Tunus’a bağımsızlığını kazandıran Habib Burgiba, Sadiki Koleji’nde eğitim görürken defterinin ilk sayfasına büyük harflerle, “Kahrolsun müstemlekecilik, yaşasın Türkiye... yazar. Bu cümlede sömürgeciliğe karşı isyanın yanında yeni kurulan Atatürk Türkiye’sinin ezilen halklara armağan ettiği bitmez tükenmez umut vardır. Burgiba, kendi ülkesinde Kurtuluş Savaşı’nı verip devlet başkanı olduğunda ise ağzından “Biz de Türkiye’de olduğu gibi bir kültür sanat devrimi yapmak mecburiyetindeyiz!” sözleri dökülür. Gerçekten de ülkemizde yalnızca ekonomik değil, kültür sanat alanında devrimler yaparak bütünsel kalkınmayı esas alan kadro, Cumhuriyet kurulduktan sonra ilk olarak Musiki Muallim Mektebi’ni açar. Onu, Devlet Konservatuvarı, Devlet Tiyatroları Opera ve Balesi, Türk Dil Kurumu, Türk Tarih Kurumu izler. Bu tarihsel noktaları neden mi hatırlatıyorum?... Erken Cumhuriyet dönemi bize, istenirse kültür ve sanatla beslenen bir toplum yaratılabileceğine dair dev bir fener tutuyor.

*

Ülkemizde 80’li yılların sonu 90’lı yılların başında birçok sivil toplum örgütü ve yerel yönetimlerin işbirliği ile kurultaylar düzenlendi. Darbe sonrasının sancılı günlerindeki karanlık ortamı atlatmak adına yapılan girişimlerin hepsi çok değerliydi. Dahası SHP’nin iktidara yürüyüşünde kültür sanat alanındaki bu çalışmalar bir hazırlığın varlığını kanıtlıyordu. Bildirgelerde yazılanların büyük çoğunluğu yerine getirilemedi ama en azından ne yapılması gerektiğine dair bir yol haritası çıktı ortaya.

Bugün sizin cumhurbaşkanı seçilmesine en çok sevineceklerin başında baskı ve sansürün her türlüsünü tatmış sanatçılar geliyor. Cumhuriyetin ikinci yüzyılında aşınmış, örselenmiş sanat kurumlarından yasal düzenlemelerin yokluğuna, sanatın eğitim politikasıyla örgütlenmesi gerekliliğinden YÖK’ün sanat eğitimine vurduğu darbelere kadar büyük sorunlar var karşımızda. Buna karşın sanat alanında somut bir çalışma ve program henüz açıklanmadı. Kültür sanat politikasını üretmek popülist ve liberal söylemlerle değil kararlı, cesur, hızlı ve yapıcı adımlarla oluşmalı düşüncesindeyim.

*

Yalnızca İzmir’de değil tüm Türkiye’de sanata sahip çıkan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyerin başkanlığında, eski İzmir milletvekili Zeynep Altıok örgütlülüğünde, 6-7 Mayıs tarihlerinde “Cumhuriyetin İkinci Yüzyılında Kültür ve Sanat” başlıkı bir sempozyum gerçekleşti. Farklı sanat disiplinlerinden 47 konuşmacının ortak değinisi de tarih boyunca her zaman sorunlu olan devlet ile sanat ilişkisinin son 21 yılda örselendiği üzerineydi. Böylece Soyer ve Altıok’un çabasıyla son düzlükte de olsa, sanat ve sanatçının içinde bulunduğu büyük sıkıntılar konuşuldu, çözüm yolları arandı.

Sayın Kemal Kılıçdaroğlu,

Sorunların çözümü için reçete kurultayın sonuç bildirgesindedir. İlk önce Kültür ve Turizm Bakanlığı ayrılmalı; sanat turizmin altında bir başlık olarak ele alınmaktan kurtulmalı; sanat özgür, kurumları da özerk olmalı; sanat kurumlarını sanatçılar yönetmeli; yaratma ve yayımlama özgürlüğünün önü açılmalı; sanat üreticisi yetiştirmek kadar sanat alıcısı yetiştirmek de eğitimin bir parçası olmalı; ilgili yasal düzenlemeler tez zamanda çıkarılmalı; bütün bunları yaparken de piyasacılığın ve popülistliğin albenili yanlarından kaçınarak yeni bir imkâna doğru ilerlenmelidir. Önceki gün gazetemde kaleme aldığınız, “Devlet tekrar saygın ve herkesin olacaktır” başlıklı yazınızda bilim ve aklın egemen olacağına değiniyorsunuz. Bilim ve akıl yanında sanatın da esas olacağı bir Türkiye’nin özlemini duyuyorum. Sözlerimi Shakespearein “Bazı yıkılışlar, yeni kalkışların teşvikçisidir” diyerek bitiriyor, yeni ve güzel günleri özlemle bekliyorum.

Saygılarımla.

Yazarın Son Yazıları

Kapitalizmin laneti futbolda şike...

Sam Shepard’ın yazdığı “Aç Sınıfın Laneti” vahşi Amerikan rüyasının çöküşünü bir çiftlikte yaşayan dört kişilik ailenin hikâyesi üzerinden anlatır bize.

Devamını Oku
06.12.2025
Erhan Gökgücü Ödülleri

Tolstoy’un “Savaş ve Barış” romanında aklımda ellenmeden duran bir bölüm vardır.

Devamını Oku
29.11.2025
Çocuk Mezarlığı

Geçtiğimiz hafta Urfa’da marangoz atölyesinde çalışan bir çocuk işçi cezalandırılmak maksadıyla önce soyuldu.

Devamını Oku
22.11.2025
Evler...

Gülten Akın “Evler” şiirinde dediği, “Odaları şarkı tutan ev/ biri mistik biri güncel biri öyle eski/ pancursuz, yeşile gizli, çekilmiş yarışmalardan, melâli hüzünden ayıran ev/ işte o ev”di bizim ev de...

Devamını Oku
15.11.2025
Bizi Öldürdükleri Yer: İlhan Erdost Mezarlığı

12 Mart’ın hemen sonrası.

Devamını Oku
08.11.2025
Otel odalarında…

Otel odalarında…

Devamını Oku
01.11.2025
Bir Davanın Düşündürdükleri: Toplumsal Cinayet

Golding’in “Sineklerin Tanrısı” romanı, dünyanın en güzel adalarından birinde geçer: Mercan.

Devamını Oku
25.10.2025
Kitabın onurunu korumak

D.H. Lawrance “Kitaplar” adlı denemesinde, “Bir kitap iki kapaklı bir yeraltı kovuğudur. Yalan söylemek için eşi bulunmaz bir yer...” diyor.

Devamını Oku
18.10.2025
Okan Toygar’la Ataol Behramoğlu söyleşisi: ‘Hayatımız Güzeldir’

Yıl: 1983. Tren iki saat kadar rötar yaptığı Kapıkule’den ayrılmak üzere.

Devamını Oku
11.10.2025
Bir kadının hikâyesi

Kardeşim Zeynep Altıok’la birlikte geçtiğimiz haziran ayında Kadıköy Belediyesi’nin katkılarıyla Asım Bezirci üzerine bir panel gerçekleştirmiştik; şimdi de Bezirci için o panelden yola çıkarak hazırlayacağımız bir kitap çalışması için kolları sıvadık.

Devamını Oku
04.10.2025
Dil Derneği’nin Dil Bayramı’nda Yaşar Kemal

“Çocukluğum cennetimdi.” Annemle birlikte Türk Dil Kurumu’nun merdivenlerinden tırmanır...

Devamını Oku
27.09.2025
Çizgi roman denilince...

90’lı yıllarda Ankara’da bir üniversite öğrencisiyken ders çıkışı sınıf arkadaşımla sahafları dolaşırdık.

Devamını Oku
20.09.2025
Hangi 12 Eylül?

Yıllar önce okumuştum Yiğit Bener’in yazdığı “Eksik Taşlar” romanını.

Devamını Oku
13.09.2025
Kültürün demokratikleşmesi için festivallerin yaygınlaşması

Son yıllarda “kültür politikası” üzerine çok sayıda çalışmanın karşımıza çıktığı bir gerçek.

Devamını Oku
06.09.2025
Yanı başımızda oluşan nefret dili

Coetzee’nin çok sevdiğim romanı “Utanç”a, bir “modern diller” hocasının, Cape Town Teknik Üniversitesi’nde “romantik şairler” konulu bir ders verirken öğrencisiyle yaşadığı rahatsızlık verici ilişkiyi sorgulayarak başlarız.

Devamını Oku
30.08.2025
İki deprem: Sındırgı depremi ile siyaset depremi

“Hadi, gelin de dikkatle seyredin bu korkunç yıkıntıları,/ Küllerini şu talihsizin, şu döküntüleri, şu kalıntıları...”

Devamını Oku
16.08.2025
Gazze’de katliam, dünyada ikiyüzlülük

Geçtiğimiz günlerde son on beş yıldır Gazze’ye gönüllü olarak giden İngiliz doktor Nick Maynard’ın İsrail’de devam eden gaddarlığı anlattığı haberler yansıdı basına.

Devamını Oku
02.08.2025
Adalet terazisi

Paris’te bir sonbahar günüydü...

Devamını Oku
26.07.2025
Attila Jozsef dosyası

“Notos” dergi bu ayki sayısında Sevgican Yağcı Aksel’in hazırladığı Attila Jozsef dosyasıyla okurla buluşuyor.

Devamını Oku
19.07.2025
Sivas’tan sonra Rıfat Ilgaz’ı anımsamak...

Sivas’tan sonra Rıfat Ilgaz’ı anımsamak...

Devamını Oku
12.07.2025
Bir yangının külü...

Yanıyoruz. Hem de birer ikişer değil, azar azar değil, biner biner...

Devamını Oku
05.07.2025
Bilimden yana edebiyata doğru

Bizlerin yaşam döngüsü tam otuz iki yıldır ortaçağ karanlığı olarak nitelendirdiğimiz Sivas katliamının yaşandığı o kara günde saklı...

Devamını Oku
28.06.2025
Nükleer savaş dersleri

Bazı kitaplardan bazen bir duygu tohumu, bir im kalır geriye.

Devamını Oku
21.06.2025
Siz Nihat Genç deyin ben abi…

Gökbilimciler, iki yıldızın evrende çarpışmasını “birleşme” olarak yorumlar...

Devamını Oku
14.06.2025
Cezaevi kapısında...

Bugün bayramın ikinci günü. Canımız sıkkın, yüreğimiz buruk. Düşünceleri nedeniyle kırk kilit altına alınanlarla özgürce buluşuncaya kadar tadımız tuzumuz yok!

Devamını Oku
07.06.2025
Sarıyer Edebiyat Günleri

Geçtiğimiz hafta pazar günü Sarıyer Belediyesi’nin düzenlediği “12. Sarıyer Edebiyat Günleri”nde “Öykücülüğümüzün Yüz Yılı” başlıklı bir panelde Sadık Aslankara, Özcan Karabulut, Hürriyet Yaşar’la birlikte konuşmacıydım.

Devamını Oku
31.05.2025
Bir Aydınlanmacı: Refik Ahmet Sevengil

Elimde uzun süredir Cemal Ünlü’nün kaleme aldığı “Söylemenin Vakti Var: Bir Yirminci Yüzyıl Bilgesi: Refik Ahmet Sevengil” kitabı var.

Devamını Oku
24.05.2025
İç sıkıntısı

Umutsuzluk ölümcül sayılabilecek bir hastalıktır. Büyük iç sıkıntıları daha çok geçmişle değil gelecekle ilişkilidir. İnsan geçen günlerden çok gelecek günlere ilişkin kaygı duyar.

Devamını Oku
17.05.2025
Dün, bugün, yarın

Dün, bugün, yarın

Devamını Oku
10.05.2025
Bir ‘örgü’ meselesi

Bir ‘örgü’ meselesi

Devamını Oku
03.05.2025
Yazarın masası

Yazarın masası

Devamını Oku
26.04.2025
Saf kötülüğün karşısında ayakta kalmaya çalışan iyilik

Saf kötülüğün karşısında ayakta kalmaya çalışan iyilik

Devamını Oku
19.04.2025
İyi ki doğdun Ataol Behramoğlu

İyi ki doğdun Ataol Behramoğlu

Devamını Oku
12.04.2025
‘Ödenmeyecek! Ödemiyoruz!’

‘Ödenmeyecek! Ödemiyoruz!’

Devamını Oku
05.04.2025
Hüzünlü bir tiyatro günü

Hüzünlü bir tiyatro günü

Devamını Oku
29.03.2025
Onur mücadelesi

Onur mücadelesi

Devamını Oku
22.03.2025
Başka bir sağlık sistemi mümkün

Başka bir sağlık sistemi mümkün

Devamını Oku
15.03.2025
‘Kadınlar da Vardır’

‘Kadınlar da Vardır’

Devamını Oku
08.03.2025
İç dökümü

İç dökümü

Devamını Oku
01.03.2025
Kral Çıplak

Kral Çıplak

Devamını Oku
22.02.2025