Bodrum’daki Dibeklihan Sanat ve Kültür Köyü’ndeki etkinliklere bu yıl da 24 Ağustos’ta katıldım. Bir sohbet toplantım, bastonlarımın sergilenmesi, yeni kitabım “Fatih’ten Beyoğlu’na Benim İstanbul’um”un imza günü oldu. Yedi, sekiz yıldır katıldığım bu etkinlikler kültürel, siyasal ve ekonomik boyutları ile ilginç konuşmalara da yol açabiliyor. Rahat, temiz, demokratik bir ortam söz konusu. Başta Uluç Tezer olmak üzere görevli dostları kutlarım.
Konuşma (ve sohbet) toplantısında yaşamakta olduğumuz antidemokratik ve haksız rekabetçi ortamı, kuşkusuz ben de ele aldım ve çıkış yollarına götürecek faktörlere değindim. Eski bakanlardan diplomatlara, iş çevrelerinden “keskin” medya mensuplarına herkes vardı. Ve en zor soruyu sevgili Yılmaz Özdil’in “muhalefet sorgulaması” yaparak değerlendirmesine hiç şaşırmadım! “Önce eleştiri”, her şeyin başında gelmeliydi kuşkusuz.
Dibeklihan’da bu yıl 24 Ağustos’ta, hobim olan baston koleksiyonumun bir sergisini de açtık. Uluç Tezer’in önerisiyle müze bölümünde açılan sergi sürüyor. Rauf Denktaş’ın, Rahmi Koç’un, Haldun Taner’in bastonlarının da katılımıyla daha da zenginleşen koleksiyon, meraklıların ilgisini çekiyor.
Bu yıl ayrıca etkinliğe, yeni kitabım “Fatih’ten Beyoğlu’na Benim İstanbul’um” kitabımın imzası ile etkinliğe katkıda bulunmuş oldum. Kolay değil, hayatım boyu yayımladığım 75. kitabım oldu. Ders kitaplarım, ders dışı kitaplar, İngilizce ve Türkçe kitaplarım toplam yetmişi aşmış. Kitaplarım yaşımla yarışıyor sanki.
Anadolu kültürel mozaiğinin bir göbek taşı gibi Bodrum’un Yakaköy’ünde parıldayan Dibeklihan’dan “Türkiye manzaralarını” izlemek, tartışmak, yorumlamak bir başka. Rahmetli Cenap Tezer’in ve dostumuz Gülay Hanım’ın katkılarıyla bize kalan bu miras fikir tartışmalarına, sanat eserlerinin sergilenmesine, aydınların ve medyanın bir araya gelmesine ortam hazırlamış: güzel sergi alanları, toplantı mekânları ile adeta bir açık hava müzesi gibi. Bu yıl da başıma gelen sağlık sorunlarına karşın yine de inatla katıldığım Dibeklihan etkinlikleri bana mutluluk verdi.
Karşılaştığım onca dost, eski öğrencilerim ve fikir çevrelerinin insanları ile birkaç saat geçirmek ülkemizin gülen yüzünü de görmeme ve yaşamama olanak sağladı.
Sohbet toplantımla, baston sergimle ve yeni kitabımın imzalanması ile katılımım bana büyük haz verdi.
Hele ülkemizin içinde bulunduğu karanlık ortamda, sanki bir tedavi aracı gibi etki yaptı.
Katkı sağlayan herkesi candan kutlamak istiyorum...
