Leyla Gencer’den öğütler
Evin İlyasoğlu
Son Köşe Yazıları

Leyla Gencer’den öğütler

14.10.2020 07:30
Güncellenme:
Takip Et:

Ses, senin ağzından çıktığında nefesini öyle bir kontrol etmelisin ki dinleyicilerin üstünden geçip salonun en arka sırasında oturan kişiye bile anlamlı bir şekilde ulaşmalı. Sesin süzülmesini, belli etmeden aldığın, küçük ara nefeslerle sağlarsın. Yalnız şarkıda değil, resitatiflerde de (konuşurcasına şarkı söylemek) aynı titizliği göstermelisin.” Leyla Gencer’in sesi kullanma sanatı üstüne öğrencilerine verdiği değerli öğütlerden biridir bu sözler. 

Onca yıl besteciler ve yorumcular üstüne biyografi kitapları yazdım. Kahramanlarımın hepsi de kuşkusuz çok değerli kişilerdi. Ancak iki yıl önce Yapı Kredi Yayıncılık’tan piyasaya çıkan “Leyla Gencer, La Diva Tuca” başlıklı kitabımı hazırlarken bambaşka bir dünyaya sürüklendim. Kitapta onun anlatılarını, öğütlerini, sözlerini olduğu gibi kullanmaya çalıştım; benim yazar veya anlatıcı olarak aktardıklarımı geri plana aldım. Leyla Gencer’in coşkulu anlatımı benim sözümü kesip araya girdi. O bölümleri uçuk mor renkli font ile yazarak dile getirdik. Sayfalar arasında nesnel anlatımla ansiklopedik bilgi veren renkli kutular oluşturduk. En arkaya uzun bir “Ekler” bölümü koyduk. O bölümde öncelikle bu eşsiz prima donna’nın müthiş bir hoca olduğunu ortaya çıkaran ders notları vardı. Örneğin Bellini operasını değerlendirdiği seminerde şöyle diyordu: “Bellini’nin şan kalitesi sadece melodinin notalarından doğmaz. Fakat bütün insan ruhunun notalarla birbirine girişinden doğar (...) Neticede Bellini operası partisyon üzerinde değil, sanatkârın içinde yaşar. Sanatkârların böylece esere ruhsal katkıları müzik ve sahne hayatını dengeler. Bundan dolayı Bellini’den söz ederken yalnız bir kompozitör değil, lirik bir şair gibi düşünülmelidir (...) Norma operasında personajlar devamlı lirik bir partisyonla olaylara iştirak ederler. ‘Casta Diva’ aryası tekrarı imkânsız yeni bir örnektir ve devamlı hissi bir iştirakle bir ayin anlatır. Doğayı, geceyi, mehtabı, yasak aşkı, kendi halkı için tehlikeli bir geleceği sihirli bir atmosfer içinde aksettirir.”

Bu bilgilerde tarih var, edebiyat var, felsefe var, mitoloji var. Leyla Gencer’in “La Diva” olmasının bütün zenginlikleri var.

Kitabı girişte bir prolog ve sonunda bir epilog sarmalamıştı. Prolog, ölüm döşeğindeki duyuşlarıydı. “Epilog”da ise Leyla Hanım’ın genç bir öğrenciye öğütlerini hayal ettim. Külleri Boğaz’a dökülmüş, teknedekiler ayrılmışlar ve Leyla Hanım sahilde bir genç kıza rastlıyor: Kulağında kulaklık, aynı melodiyi tekrar edip sözleriyle söyleyen bir kız. Ona yaklaşıyor: “Operacı olmak istiyorsan bak ne tür özverilere katlanacaksın!” diyerek birçok soru soruyor: “Derin duygularını dinleyicine de yaşatabilecek misin? Yalnız rolünle değil, sesinle de yaşatabilecek misin?(...) Kendine güveniyorsun değil mi, hadi bakalım yolun açık olsun” diyerek ayrılıyor.

10 Ekim Leyla Gencer’in doğum günüydü 

Geçen hafta 10 Ekim Leyla Gencer’in doğum günüydü. Safranbolulu bir babanın ve Polonyalı bir annenin kızı olarak Çubuklu’da dünyaya gelmiş, Fransız dadısının kültürüyle ve annesinin Leh şarkılarıyla müzik dünyasını tanımış. Yaşamının dönüm noktası ünlü soprano Arrangi-Lombardi ile çalışması olmuş. İlk opera temsili ile Ankara’ya, ilk 1953’teki İtalyan radyosu kaydıyla da dünyaya sesini duyurmuş.

Zamanın büyük sopranolarıyla rekabeti, tarihi şefler ve rejisörlerle işbirliği, büyük bestecilerin gölgede kalmış yapıtlarını keşfetmesi, dağarcığındaki yetmiş üç opera ve canlı temsillerden kaydedilen sesiyle 20. yüzyıl opera tarihine geçmiş La Diva Turca, bugün de Divaların Divası olarak anılmakta. 2008’de Milano’daki evinde hayata veda eden sanatçının külleri, vasiyeti üzere, İstanbul Boğazı’na serpilmişti.

Onun en büyük ideali, Türkiye’de kendi adına oluşturulan dünya çapındaki yarışmanın devam ettirilmesi, genç operacıların İstanbul’a gelip yarışmaya katılmaları ve bu bağlamda dünya sahnelerine açılmalarıydı. 

Geçen hafta İstanbul Festivali kapsamında, son yarışmada birinci olan mezzosoprano Ezgi Karakaya’nın şef Antonio Pirolli yönetimindeki BİFO eşliğinde söylediği aryaları online olarak dinledim. Barok ve erken-klasik dönemin bestecilerini seslendirdi. Operada henüz bel-canto’nun gelişmediği dönemler, ama kendi ses rengine göre incelikle seçilmiş yapıtlardı. Herhalde Leyla Hanım da Ezgi’yi dinlese mutlu olurdu.

Yazarın Son Yazıları

Aya İrini: İKSV Festivali’nin tanığı

Aya İrini: İKSV Festivali’nin tanığı

Devamını Oku
03.12.2025
Aykal-Darmar-Hornung ve Saygun

Geçen haftaki İDSO/DenizBank konserleri çerçevesindeki konseri değerli şefimiz Gürer Aykal yönetti.

Devamını Oku
26.11.2025
A.A. Saygun ve Gürer Aykal

Uzun yıllar önce maestro Gürer Aykal ile yaptığım bir söyleşide şöyle anlatıyordu...

Devamını Oku
19.11.2025
Tekfen Filarmoni ve Borusan İstanbul Filarmoni’den unutulmaz konserler

Geçen hafta Aziz Shokhakimov yönetimindeki Tekfen Filarmoni Orkestrası’nın İşSanat’taki açılış konserini dinledik.

Devamını Oku
12.11.2025
Erdal İnönü ve Zehra Yıldız

Erdal İnönü geçen hafta ölümünün 18. yıldönümünde mezarı başında anıldı.

Devamını Oku
05.11.2025
O ne güzel heyecandı

Bizim çocukluğumuzda Cumhuriyet Bayramı kutlamaları ilkokulda, ortaokulda yapılan törenlerle, marşlarla, okunan şiirlerle dolu dolu geçerdi.

Devamını Oku
29.10.2025
Howard Griffiths’i yeniden dinlemek

İngiliz orkestra şefi ve viyolacı Howard Griffiths ile dostluğumuz yıllar öncesine dayanır.

Devamını Oku
22.10.2025
Yeni mevsim hızlı başladı

Eskiden orkestraların mevsime başlarken ilk konserleri için “Daha üyeler yaz mahmurluğunu üstlerinden atamamış” diye eleştiriler çıkardı.

Devamını Oku
15.10.2025
İstanbul’da yeni mevsim rengârenk

Yaz yavaş yavaş bitiyor.

Devamını Oku
08.10.2025
Türk Dil Kurumu ödülüm

Türk Dil Kurumu ödülüm

Devamını Oku
01.10.2025
Leylâ Pamir’i anmak

Leylâ Pamir (1930-2023) çok değerli bir müzik insanıydı.

Devamını Oku
24.09.2025
Pekineller bir ilki gerçekleştirdi

Geçen hafta Atatürk Kültür Merkezi’nde 6-12 Eylül tarihlerinde yapılan “Pekinel Uluslararası Masterclass”ın AKM Tiyatro Salonu’ndaki kapanışını izledim.

Devamını Oku
17.09.2025
Dört günde iki kent ve bol müzik

Geçen hafta dört günlük bir Polonya turundaydım.

Devamını Oku
10.09.2025
Cem Mansur ve gençler

Cem Mansur’u uzun yıllardır tanırım. Özellikle gençlerin elinden tutması, onlara güvenmesi; orkesta programı hazırlarken bildik yapıtların yanı sıra çağdaş ya da az bilinen tarihi yapıtları izleyiciye ve orkestra üyelerine tanıtması onun en önemli başarılarındandır.

Devamını Oku
03.09.2025
Nehir söyleşisi nedir?

Bilmem dikkat ediyor musunuz son yıllarda ortaya çıkan “nehir söyleşisi” alt başlığı ile bir edebiyat türü var.

Devamını Oku
27.08.2025
Bülent Tarcan: Bir cerrah ve besteci

Kimi isimler, tarihe bir değil, iki imza atmıştır. Örneğin Bülent Tarcan!

Devamını Oku
20.08.2025
Sabah mutlu uyanmak

İnsan ne zaman mutlu uyanır?

Devamını Oku
06.08.2025
Müzikte Turquerie

Osmanlılar 14. yüzyılda Balkanlar’a girmiş, 15. yüzyılda Konstantinopolis’i fethetmiş ve 16. yüzyılda Viyana kapılarına dayanmış, uzun süre Avrupa’nın korkulu rüyası olmuşlar.

Devamını Oku
30.07.2025
Mizah, tango ve Scarlatti

Son zamanda yayımlanan üç kitaba değinmek istiyorum...

Devamını Oku
23.07.2025
53. festival de sona erdi

Bizim kuşak çok genç yaşlarındaydı İstanbul Müzik Festivali ile tanıştığında. Festivalin başlaması ilkbaharın gelmesiydi.

Devamını Oku
02.07.2025
Alfred Brendel’ın ardından

Çağımızın efsane piyanisti Alfred Brendel, ne harika bir çocukmuş ne de ailesinde bir başka müzisyen varmış.

Devamını Oku
25.06.2025
İstanbul’un her köşesi müzik

Önceki hafta 53. İstanbul Müzik Festivali güzel bir coşkuyla başladı: Yöneticiler, çalanlar, dinleyiciler hepsi yıllar içinde artık kocaman bir aile olmuş.

Devamını Oku
18.06.2025
Sessizlik-festival-Musa Bey

Geçen hafta Kurban Bayramı’ydı. Dört buçuk gün kadar sürdü.

Devamını Oku
11.06.2025
Elektra ve Nil Venditti

19. yüzyılın sonundaki post romantik besteci Richard Strauss (1864-1949) art arda iki opera birden besteler.

Devamını Oku
04.06.2025
Oya Başak’a mektup

Sevgili Oya’cığım, biliyorum, birazdan arayıp: “Bu hafta beni hangi konserlere götürüyorsun” diye soracaksın.

Devamını Oku
28.05.2025
BİFO’nun son konseri ve Gılgameş

Borusan İstanbul Filarmoni Orkestrası Carlo Tenan’ın yönettiği seçkin bir programla mevsimi kapattı.

Devamını Oku
21.05.2025
ENKA/Can Kiracı/ Opera Bale Festivali

ENKA/Can Kiracı/ Opera Bale Festivali

Devamını Oku
14.05.2025
Muhittin ve Gülseren Sadak

Muhittin ve Gülseren Sadak

Devamını Oku
30.04.2025
Aykal, Naz İrem ve Levendoğlu

Aykal, Naz İrem ve Levendoğlu

Devamını Oku
16.04.2025
Avrupa orkestralarında iki viyolacımız

Avrupa orkestralarında iki viyolacımız

Devamını Oku
09.04.2025
Dört dörtlük bir dinleti

Dört dörtlük bir dinleti

Devamını Oku
02.04.2025
Suna Korat’ı hiç dinlediniz mi?

Suna Korat’ı hiç dinlediniz mi?

Devamını Oku
26.03.2025
Aya İrini: Festivalin efsane tanığı

Aya İrini: Festivalin efsane tanığı

Devamını Oku
19.03.2025
BİFO’dan unutulmayacak bir dinleti

BİFO’dan unutulmayacak bir dinleti

Devamını Oku
12.03.2025
Maria Callas ve Leyla Gencer

Maria Callas ve Leyla Gencer

Devamını Oku
05.03.2025
Zehra Yıldız Vakfı’nın yeni atılımları

Zehra Yıldız Vakfı’nın yeni atılımları

Devamını Oku
26.02.2025
İstanbul Festivali sınırların ötesinde

İstanbul Festivali sınırların ötesinde

Devamını Oku
19.02.2025
Usmanbaş: Sükûnetler denizi

Usmanbaş: Sükûnetler denizi

Devamını Oku
05.02.2025
Boğaziçi’ndeki orgumuz

Boğaziçi’ndeki orgumuz

Devamını Oku
29.01.2025
Berger ve Ayla Erduran

Berger ve Ayla Erduran

Devamını Oku
22.01.2025