F.Bahçe, ülkemizde sevilen ve büyük taraftar kitlesine sahip olan bir kulüp. Bu sevgi, devrim yıllarında kazanılmış, bugünlere kadar da artarak gelmiş. Bu yadsınamaz. Kulübü sevmek, takımı sevmek tamam ama bu sevgi, fanatiklik boyutuna geldiğinde zararlı olmaya başlıyor. Fanatiklerin kulağı işitmez, gözü görmez, beyni analiz-sentez yapamaz. F.Bahçe’ye duygularımın ötesinde aklımla bağlıyımdır. Ama bugün F.Bahçe eskisi gibi değil artık. Sevgisinin daha da bütünleşip birleşmesi gerektiği zamanda tersine ayrışmaya başladı. Kişiler daha önemli duruma geldi. F.Bahçe takımından çok onların isimleri gündemde. Taraftarlar, onların arkasından koşar oldu. Aziz Yıldırım, Aykut Kocaman, Alex en önemli örnekler. F.Bahçe taraftarı da birbirlerine karşı taraf oldu. Bundan zarar gören yine F.Bahçe olacaktır. Artık tribünlerde F.Bahçeliler bir yumruk gibi görünmüyor. Adında F.Bahçe kelimesi olan ve farklı farklı derneklerin temsilcileri olduklarını ifade edenlerin -ki bunların arasında illegal olarak kurulmuş olanları da var- bazıları, Aykut, bazıları Alex (şimdi yok) bazıları da Aziz Yıldırım için mücadele veriyorlar. Zaman zaman üzerlerinde sarı-lacivert forma olan kişilerin birbirleriyle kavga ettikleri de göze çarpıyor. Bunlar, 40 yıl düşünülse akla gelmeyecek türden olaylar. Ne yazık ki bu dernekler, yönetimle doğrudan diyalog halinde. Bu suretle istediklerini yaptırabiliyorlar. Lefter’in, Alex’in heykelinin yapılması hep bu dernekler sayesinde olmuştur. Oysa böyle mi olmalı? Bir plan ve programlama ile F.Bahçe kulübünün kendisi bu tür işleri gerçekleştirmeli. Heykel mi yapılmalı? Özel bir müze mi kurulmalı? Ya da başka bir şey. Her neyse buna yönetimin karar vermesi ve uygulaması daha şık olurdu. \n

Bütün bu olaylar F.Bahçe’yi mutluluğa götürse diyeceğimiz bir şey yok ama bu gidişle F.Bahçe kolay kolay eski sağlığına kavuşamayacak görünüyor. Ateş yüksek. Kısa sürede tedavi edilip, sağlığına kavuşturmak zor. Alışılageldiği gibi yine tek sorumlu arayacağız. O da yine Aykut olacak. Aslında değil. F.Bahçe’yi bugünlere taşıyanlar sorumlu. F.Bahçe, Kasımpaşa’ya da yenilir, bir başka takıma da. Ama bu kadro ile bu kadar ezilmek olmaz. Bu takımı bu hale getirenler, nasıl hesap verecekler acaba? Ya da verecekler mi? Kocaman tüm taktiklerini uyguluyor ama olmuyor. Aslında hiç taktik vermese ve hatta soyunma odasına gitmeme taktiğini uygulasa keşke. Bu da bir taktiktir bence. Alex gönderildi, Aykut da ayrılmaktan yana. Ancak Başkan’dan izin çıkmıyor. Bu ne demek? Kapıkulu mu bu? “Git” deyince gidecek, “Gel” deyince gelecek...