Haydar Ergülen
Haydar Ergülen haydaree@yahoo.com Son Yazısı / Tüm Yazıları

Cumartesi Annem

19 Kasım 2012 Pazartesi

\n

Bir yaradılış efsanesinde dünyanın bir cumartesi sabahı yaratıldığını okumuştum. Herkes gibi cumartesiyi çok seven biri olarak ben de dünyaya geldiğime bir kez daha mutlu olmuştum. Öyle ya, bir cumartesi dünyasıydı bu, cumartesi sevinci yaşatırdı başka günlerde de. Yaşatmadı, yaşatmazmış ve insan bunu gençlik cumartesilerinden başlayarak anlarmış.

\n

Selim İlerinin Cumartesi Yalnızlığını okuduğumda düşündüydüm bunu. Yalnızdım, cumartesiydi. Cumartesi tek sevinç günümdü, kötü geçemezdi dost yüreklim, sensiz olamazdım...dediği zaman öykünün genç kızı. “Cumartesi sevinç günümdü, günümüzdü. 1996da Cumartesişiirimi yazdığımda ise ne sevinç kalmıştı ne de sevinç günü cumartesi: Kayıp Tanrının Çocukları şiirini yazamadım cumartesi / annem duysa üzülür: Ah oğul gidenler dönmüyor geri!ŞiirTanrı aşkına biraz merhamet, biraz mavi, biraz da cumartesi!dizesiyle bitiyordu. Hepsi bir ve aynı anlama gelen üç şey, merhamet, mavi ve cumartesi.

\n

Sonra aradan 400 cumartesi geçti. Kayıp oğulların, kızların, kocaların, kardeşlerin, annelerin, babaların iyice kayıp olduğu 400 cumartesi. Cumartesi Anneleri, ellerinde kayıplarının, kaybedilenlerin fotoğraflarıyla, talepleri yazılı kartonlarla yaz-kış, soğuk-sıcak, yağmur-çamur demeden, bazen güvenlik güçlerinin baskısına rağmen beklediler. Galatasaray Meydanı’nda ne merhamet, ne mavi ne de cumartesi, yalnızca Cumartesi Yalnızlığının en koyusunu yaşayan anneler vardı.

\n

399 haftadır her cumartesi günü, İstanbul, Galatasaray Meydanından kamu vicdanına seslenen Cumartesi Anneleri, 24 Kasım 2012 Cumartesi günü 400. oturmalarını gerçekleştirecekler. Onlar, bu uzun soluklu sivil itaatsizlik eylemini devletin güvenlik güçleri tarafından gözaltında kaybedilen evlatlarının, eşlerinin, kardeşlerinin, anne ve babalarının akıbetlerinin açıklanması, sorumluların yargılanması talebiyle sürdürüyorlar. İnsan hakları temelli gazeteciliğin / haberciliğin eksikliği nedeniyle kayıp yakınları seslerini duyurmakta ciddi zorluklar ve önyargılı engellemelerle karşı karşıya kalıyorlar. Sesleri duyulmaz, kendileri görünmez kılınmak istenen kayıp yakınlarının sesinin kamuoyuna ulaşmasına...

\n

Cumartesi Annelerinin bildirisi böyle sürüyor. Vicdandan söz ediyorlar hâlâ, iyimserlikle mi desem, saflıkla mı yoksa belki hâlâ bir parçası kalmıştır umuduyla mı, bilmiyorum. Üstelik bu vicdan da kamu vicdanı. Ece Ayhanın Kara Kamusunun kara vicdanı! Öyle bir vicdan var mı, bütünüyle kuşkudayım! Zaten uzun zamandır vicdan sözcüğünden de kuşkuluyum! Vicdan da artık bir muktedir alfabesinin sözcüğü, kavramı oldu. Muktedirlerin ve onların çizgisindeki bazısanatçıların, açlık grevindekilere pastalı kutlama çizen karikatüristlerin vicdanı sanıyorum kamu vicdanı oldu artık! Sivil vicdansa ya hiç olmadı ya da kamu vicdanıtarafından karartıldı!

\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Üvey Sayfa 14 Ocak 2013
Cemali Mektup 7 Ocak 2013

Günün Köşe Yazıları