Dün Hazirandı
Haydar Ergülen
Son Köşe Yazıları

Dün Hazirandı

18.06.2012 03:43
Güncellenme:
Takip Et:
\n

\n

\n

\n

Özdemir Asafın Dün Yağmur Yağacak kitabından esinlendiğimi söylemeliyim Dün Hazirandı derken. Asafın kitabının adını da yağmurunu da pek severim. Kısacık gibi duran, kıssadan hisseli yağmurlar kondurmuştu düne. Dün dediğime bakmayın, dünlü geçmiş haziranlar kullandığıma da şaşmayın, Ne dünler tükenir ne haziranlar!”. “Yağmurlar daha gölgelerini dolaştırıyor, şu pek sevdiğiniz yağmuru pek sevdiğiniz haziranla buluşturmak zorunda mısınız, nasılsa yazın sonu eylüldediğinizi duyar gibiyim.Yazın sonu eylülse, yazının sonu da yağmur sayılır. Ama bana kalırsa haziranın kendisi yağmurdur zaten. Haziran yağar çünkü. Tıpkı buraya da ikidir yağdığı gibi. \n

\n

Hazirandır, iyidir, ikidir yağıyorsa iki kere iyidir. İyilik ikiyse üçüncüsü başka bir aya iyilik taşıyabilir, yağdırabilir. Onu yağmura bırakalım, yağmur kuşu vardı, yağmurcu vardı, yağmur ağacı da vardır. Yağmur ağacı: Bilmem ki neden gökkuşağı gibi bir şey hatırlıyorum bu ağaçtan ben. Herkes bilerek ya da bilmeden bu ağacın altında durmuştur, gözlerini yıkamış, gönlünü avutmuştur. Bu ağaç, kuşlarla gizli akrabadır, kuşların yakınıdır, ondandır her yerde görünmez, her zaman görünmez, haziranda bir ara çıkıverir ortaya. Çocuklar için seyyar dönmedolap gezdiren iki bayramcı görmüştüm de yıllar önce sevincimden yazmıştım. İnsan hep kederi yazacak değil ya, hele haziranda, o bir bulut olarak diyelim, dursun tepemizde, bana hiç zaman ayırmadın demeyelim biz de, bana hiç haziran ayırmadın da demeyelim, ama bana bir bulut ayırabilirdin diyelim, hani bir göz kırpması gibi bir şey, sevinçli bulut, Sevdalı Bulut.\n

\n

Hazirandır, insan kendine göz kırpabilir sevincinden, kafasının üstünde bir bulut düşüncesini gezdirebilir, şenbilim gibi, belki sessiz bir şiiri içinden geçirebilir, sözcükleri süte yatırabilir geceleri ve onları dünyanın kirinden arıtabilir. Sonra da ansızın kendi kendine sevincinden, üzülür insan, yılın ortası, haziranın ortası, dünyanın ortasında kalakalmış gibi geçer keder burcuna.\n

\n

Ah o keder burcu, insana en çok iki türküyle dokunur, Yıldız Tilbenin karayaşlıSunamtürküsüyle bir, Bir gün şu dünyadan göçüp gidersem/ boşa gider de gözyaşların ağlama, ikincisi de var ama bu türküden sonra doğrusu biraz şarkı gibi kalır. Yıldız Tilbeninkarayazılı sesinden sonra her şeyin biraz hijyenikkalması gibi. (Gülünç kaçacağını biliyorum ama, Yıldız Tilbe ile Nina Simone arasında bir ses akrabalığı olduğunu düşünüyorum. Kara bir kuyunun başında durmuşlar ve sırayla seslerini, içlerini, sitemlerini o kuyuya döküyorlarmış gibi...) \n

\n

Mayısın sonuydu,Haftaya Haziran diye yazmıştım, galiba yazının da şiirin de şımardığı tek ay haziran benim için. Haziran, hazine dairesi. Çığlık çığlığa geçsin istemem, bir yaz terzisi makasını yeni açsın ve hışır hışır diye bir ses biçsin ondan ve bir rüyacı yalnızca rüyasında şiir yazabilsin haziranda, nakaratı hiç değişmesin ama, hep mırıl mırıl, mırıl mırıl, mırıl...\n

\n

Dün hazirandı, dün yağmur yağdı mı, yağmur ağacı bugünlerde bir günde olacak, buralarda bir yerde olacak, ben kuşların yalancısı da değilim yabancısı da, benim defterimin adı yakınlık defteri, içi haziran yağmuru, kuş ağacı, rüya bulutu dolu. \n

\n

Özdemir Asafın yağmuruyla dolu bir de: ben hiç başlamamış bir dündeyim. yağmur yağacak... hiç başlamamış bir yarın çok var. hiç bitmeyen bir dün de çok var...\n

\n

Dün hazirandı. İnsan gözlerini anılarda gezdirebilir bundan. Ve rüya terzisi yepyeni bir rüya biçebilir dünkü hazirandan. Ben de tutup elimden başka bir şey gelmediği için, sözlerimi gezdirebilirim haziranda yalnızca. Hazirana bir sözüm vardır çünkü. Dün hazirandı demek bugün de haziran demektir çünkü. Haziran, tekrar demektir. Öyleyse yakınlık, iyiliktir demektir. Yakınım, dünleri yakınıma getir, günleri yakınıma getir demektir. Haziransa, dün iyilik yağacak demektir.\n

\n

Hazirandır, aşkın yakınıdır.\n

\n

\n\n

Yazarın Son Yazıları

Cumhuriyet’in ‘İçeridekiler’ine...

Cumhuriyet’in ‘İçeridekiler’ine...

Devamını Oku
21.03.2017
Üvey Sayfa

Devamını Oku
14.01.2013
Cemali Mektup

Devamını Oku
07.01.2013
ODTÜ 'Üniversite'dir!

Devamını Oku
31.12.2012
Mevlana'dan Yunus'tan...

Devamını Oku
24.12.2012
Dünya Cemevi

Devamını Oku
17.12.2012
Tarzan Zor Durumda

Devamını Oku
10.12.2012
Kibir Korosu

Devamını Oku
03.12.2012
Sami Baydar'ın 'Dünya'sı

Devamını Oku
26.11.2012
Cumartesi Annem

Devamını Oku
19.11.2012
Zorunsuz Âşıklama (Ya da Eskişehir)

Zorunsuz Âşıklama (Ya da Eskişehir)

Devamını Oku
12.11.2012
Eskişehir'e Gidecek Olanlara Bazı Uyarılar

Devamını Oku
05.11.2012
Kırık Kalpler Müzesi

Devamını Oku
29.10.2012
Düşyazdım...

Devamını Oku
22.10.2012
Köşeden Köşeye...

Devamını Oku
15.10.2012
Split Işığı

Devamını Oku
08.10.2012
Yürürden Abdal, Gönülden Dağ,

Devamını Oku
01.10.2012
'Zamanın Farkında'

Devamını Oku
24.09.2012
Latife'nin Zeytin Ağacı

Devamını Oku
10.09.2012
Yeni Eylül

Devamını Oku
03.09.2012
Çocukluğun Ölümü

Devamını Oku
27.08.2012
Emirgân - Teşvikiye

Devamını Oku
20.08.2012
Yol Durumu

Devamını Oku
06.08.2012
Yazla Nişanlı

Devamını Oku
30.07.2012
Yaprak

Devamını Oku
23.07.2012
İki

Devamını Oku
16.07.2012
Yaz Diye...

Devamını Oku
09.07.2012
'Merdivende Üç Şair'

Devamını Oku
02.07.2012
Alican Geldi!

Devamını Oku
25.06.2012
Dün Hazirandı

Devamını Oku
18.06.2012
'Ama...'

Devamını Oku
11.06.2012
Anıların Uğurladığı

Devamını Oku
04.06.2012
Haftaya Haziran...

Devamını Oku
28.05.2012
Yaz Bir Şiir!

Devamını Oku
21.05.2012
Enis Batur'u Sevmek

Devamını Oku
14.05.2012
Eskişiir Eskişehir

Devamını Oku
07.05.2012
1'i Kırmızı...

Devamını Oku
30.04.2012
Salak

Devamını Oku
23.04.2012
Bir İstanbul Klasiği

Devamını Oku
16.04.2012
Köşeboşu

Devamını Oku
09.04.2012