Latife'nin Zeytin Ağacı
Haydar Ergülen
Son Köşe Yazıları

Latife'nin Zeytin Ağacı

10.09.2012 03:59
Güncellenme:
Takip Et:
\n

\n

Zeytin ağaçlarının yaşı sorulmazmış, sorulursa ağaca darlık, zeytine azlık gelirmiş. Kimin yalancısıyım, kendimin. Yalancılığım da vakidir, ama galiba bu kez kıskançlık damarım kabardı, zeytinin yüzlerce yıl yaşamasını kıskandım. İnsan kıskançtır, niye, çünkü kısadır.

\n

Bir rüya ağacıolarak Latife Tekin. Onu Ece Ayhana benzetiyorum, gerçi o mahalleden İlhan Berkle daha yakındı, ama bu onun sokaktan da Ece Ayhanla benzerliğine engel değildir. Ecenin kendini ne şair, ne tarihçi, hatta sonunda ne de etikçi saydığı gibi, Latife de ne romancı, ne yazar, hatta ne de şair sayıyor kendini. Biz onu şair sayıyoruz tabii, yani şair olmak hem zaten çok zordur, hem de Latife Tekin gibi bazen bir büyücü, bazen bir cadı, bazen bir melek dururken, insanın kendine şair demesi daha da zordur. Cadı dedim, çünkü yalnızca iyilikle şair olmak nerdeyse olanaksız bir şey, biraz kötücül olmak da gerekiyor sanırım.

\n

15 yıl önce Ahmet Filmerle birlikte Gümüşlük Akademisini kurdular, hayata bir kolektif ruhla katılan ve müdahale edenlerin diyalektiği orada cisimleşti adeta. O ruh, ya da cin diyelim zaten Latifenin başyapıtlarından Sevgili Arsız Ölümde, Berci Kristinin Çöp Masallarında çoktan şiir kılığına girmişti.

\n

Gümüşlük Akademisi Vakfı, 15 yıldır desteksiz, yardımsız sanat, bilim, kültür, edebiyat, kısacası hayatın her alanındaki etkinliklere açık olmayı sürdürüyor. Yazarların, sanatçıların evi olarak konuklarını ağırlıyor, onların yaratıcı süreçlerine ev sahipliği yapıyor.

\n

Küçük İskenderle başlattıkları şiir atölyesini bu ağustos sonu ben yürüttüm, haziranda da Müge İplikçi edebiyat atölyesi yapmıştı. 3 günlük atölyenin ilk gününde 6 hanım 1 bey vardı. Bey, 9 yaşında ilkokul 3. sınıf öğrencisi Haluk. Hanımlarsa Yüksel, Beril, Demet, Şebnem, Elif ve Zeynep. Küçük gölün kıyısında ben ordan burdan, şiirden yazıdan, dilden dizeden dem vururken, katılımcı arkadaşlarımdan öyle çok şey öğrendim ki, yaşam atölyesinde öğrenci oluverdim birden. Öğretmek yoktur, öğrenmek vardır, buna bir kez daha inandım. Hep birlikte ve karşılıklı öğrenmek. Sözgelimi Antepte köylerde şöyle denilirmiş: “Bir köyde ne kadar çok eşek varsa, orada o kadar da iyi insan vardır, Zeynep bunu söylerken, Demet Hanım da eşeklerle insanlar arasında şairler vardır, diyordu ve eşekler azaldığı için iyi insanların da azaldığını söylüyordu.

\n

Uzun çocukve gençlik arkadaşımız İlhan Berki 4 yıldır anıyor Gümüşlük Akademisi, bu yıl da sabahtan gece yarısına dek süren bir anma gerçekleştirdi. Latifeye İlhan Berkin şiiriyle Teşekkürettik: İşte bütün ama bütün bunlar için sana teşekkür ederim. En çok da anlattığı mesel için.

\n

Latife, akademinin bahçesi için uzak-yakın diyarlardan gelene gidene bitkiler ısmarlıyormuş. Akademinin bahçesi mi dedim, hayır aslında rüya avlusu demek istedim, kendisi hem bahçe hem avlu, hem ev hem sokak, hem dere hem göl, hem açığı hem kıyısı, hem ağaç hem orman, hem güneş hem gölge... bir yer.

\n

Turgutreiste bir zeytin ağacının kesileceğini duymuş. O da akademiye bir zeytin ağacı arıyormuş. Nar, zeytin kutsal kitaplarda da kutsaldır ya, öyle olmasa da insanın kutsalı sayılır. Nar bereketli, zeytin ömürlü, incir içli, limon giderici... Zeytin taşınabilir bir ağaç, göçebe, bir başka toprağı da benimseyip yaşayabiliyor. Fakat taşınırken çok yaralanmış. İyileşmesi için de taze manda tezeği ya da mayısı gövdesine sarmak gerekiyormuş. Latifeyle Ahmet Filmer sabah taze manda tezeği aramak için çıkmışlar, ellerinde kovayla. Latife biraz sonra birden o sabah İstanbul Kitap Fuarının açılacağını anımsamış. O yoğunluk, o kalabalık, yazar ve şair arkadaşları, koşuşturmaca, imza, konuşmalar... Gözünün önünde sesleriyle, görüntüleriyle belirmiş.

\n

İyi ki burdayım demiş, biz de öyle söylüyoruz, iyi ki burdasın Latife”.

\n

(Tezeği bulmuşlar, yarasını sarmışlar, fakat zeytin ağacı öyle yorgunmuş ki, uyumuş.)

\n\n

Yazarın Son Yazıları

Cumhuriyet’in ‘İçeridekiler’ine...

Cumhuriyet’in ‘İçeridekiler’ine...

Devamını Oku
21.03.2017
Üvey Sayfa

Devamını Oku
14.01.2013
Cemali Mektup

Devamını Oku
07.01.2013
ODTÜ 'Üniversite'dir!

Devamını Oku
31.12.2012
Mevlana'dan Yunus'tan...

Devamını Oku
24.12.2012
Dünya Cemevi

Devamını Oku
17.12.2012
Tarzan Zor Durumda

Devamını Oku
10.12.2012
Kibir Korosu

Devamını Oku
03.12.2012
Sami Baydar'ın 'Dünya'sı

Devamını Oku
26.11.2012
Cumartesi Annem

Devamını Oku
19.11.2012
Zorunsuz Âşıklama (Ya da Eskişehir)

Zorunsuz Âşıklama (Ya da Eskişehir)

Devamını Oku
12.11.2012
Eskişehir'e Gidecek Olanlara Bazı Uyarılar

Devamını Oku
05.11.2012
Kırık Kalpler Müzesi

Devamını Oku
29.10.2012
Düşyazdım...

Devamını Oku
22.10.2012
Köşeden Köşeye...

Devamını Oku
15.10.2012
Split Işığı

Devamını Oku
08.10.2012
Yürürden Abdal, Gönülden Dağ,

Devamını Oku
01.10.2012
'Zamanın Farkında'

Devamını Oku
24.09.2012
Latife'nin Zeytin Ağacı

Devamını Oku
10.09.2012
Yeni Eylül

Devamını Oku
03.09.2012
Çocukluğun Ölümü

Devamını Oku
27.08.2012
Emirgân - Teşvikiye

Devamını Oku
20.08.2012
Yol Durumu

Devamını Oku
06.08.2012
Yazla Nişanlı

Devamını Oku
30.07.2012
Yaprak

Devamını Oku
23.07.2012
İki

Devamını Oku
16.07.2012
Yaz Diye...

Devamını Oku
09.07.2012
'Merdivende Üç Şair'

Devamını Oku
02.07.2012
Alican Geldi!

Devamını Oku
25.06.2012
Dün Hazirandı

Devamını Oku
18.06.2012
'Ama...'

Devamını Oku
11.06.2012
Anıların Uğurladığı

Devamını Oku
04.06.2012
Haftaya Haziran...

Devamını Oku
28.05.2012
Yaz Bir Şiir!

Devamını Oku
21.05.2012
Enis Batur'u Sevmek

Devamını Oku
14.05.2012
Eskişiir Eskişehir

Devamını Oku
07.05.2012
1'i Kırmızı...

Devamını Oku
30.04.2012
Salak

Devamını Oku
23.04.2012
Bir İstanbul Klasiği

Devamını Oku
16.04.2012
Köşeboşu

Devamını Oku
09.04.2012