Salak
Haydar Ergülen
Son Köşe Yazıları

Salak

23.04.2012 03:57
Güncellenme:
Takip Et:
\n

\n

\n

\n

“Süzme” desem daha mı iyiydi acaba, ne dersiniz? Siz bilirsiniz, ister bu başlıkla okuyun, ister süzme deyin, daha da isterseniz başlığın başına “süzme”yi de ekleyin. Çifte kavrulmuş olur. \n

\n

Memleketin de benim de en sıkı şairlerimden olması ayrı bir güzellikken, denemeleri ve şiir yazılarıyla da rahmetli anası Fikriye’nin “Abdalım kuzum yolun açık ola!” güzellemesi ve uğurlamasını ziyadesiyle hak eden Mahmut Temizyürek’in “sızma” lezzetindeki şiirlerini okurken bunlar aklıma geldi.\n

\n

Diyeceksiniz ki bir şiir kitabını okurken, kitabın adı “Yalangezen” (Kırmızı Kedi), ilk bunların akla gelmesi biraz “saçma” değil mi? Üstelik bu yılın Akdeniz Altın Portakal Şiir Ödülü’yle de kitabın yolu iyice açılmışken. Bahtı zaten açık bir şiirdir, aslolan da baht açıklığı değil mi hem? \n

\n

Mahmut Temizyürek’in şiiriyle de, ona düşgezen desek mi, Yalangezen’iyle de, düzgezen’iyle de, demek ki yazısından ve denemesinden dem vurmuş oluyorum bu deyimle, yürekgezen, ömürgezen de desek, uzatmış olmayız sanırım; biraz daha dostlukta ve kitapta gezmiş oluruz ki Maho’yla ikimiz de aslında kendisi karagezen ama gönlü denizgezen aşiretindeniz. Şiirgezen olmamız da sanırım bu yüzdendir. Elle gelen düğün bayram denildiği gibi, bu kadar çok kişi şiir yazmasaydı herhalde ikimiz de çekinirdik yazmaya. Yani Neşet Ertaş’ın “Ayağınızın turabı olayım” dediği gibi; turap biliyorsunuz toz toprak anlamına gelir, Maho’yla, kendisi hayliden de öte yakınım olur, şiir denen gölgelikte, onun “nere gitsem içimden/gidelim kalk buradan!” dediği gibi, şiirin gurbetçisiyiz. \n

\n

Öyle olunca insan şiiri ailesi sayıyor, aileden biri diye görüyor onu. Eh aile içinde olunca da her ne kadar analar babalar evlatlarından büyük başarılar bekleseler de olmayınca da öldürecek halleri yok ya, evlatlarını sevecek daha hakiki ve belki de kuvvetli sebepler buluyorlar. Kaldı ki şiirde başarı bekleyen bir geleneğin mensupları olmadığımızı da yazının burasına kadar çoktan anlamış olmalısınız. Önemli olan iç güzelliği. Lakin şiirin aileden gelen bu iyiliğini ve yakınlığını kavrayamamış olan bazı bazılar her zaman olduğu gibi ailenin içişlerine karışmayı da sevenlerin arasına girmeyi de ihmal etmediler, etmezler. Öyle de böyle de şöyle de... Bir an bu kitapla ve ödülle ilgili yazılanları, söylenenleri düşününce, başlıktaki beş harfli sözcük şöyle bir iniş yapar gibi oldu dilime. Hemen kapattım ağzımı.\n

\n

Çünkü Maho’nun kitabındaki şahane şiirlerin içinde, o sözcüğün ne kadar güzel, ne kadar aşk dolu ve ne kadar yakın, samimi, içli bir sözcük olduğunu söyleyen şahane bir şiir daha var: “Anam-Babam”... Şiirin ilk bölümünün keyfini çıkarmayı size bırakayım, ben ortasından yazayım buraya: “Göçebelik büyük hüneriydi anamın/ Saraylardan Bedevi çadırına/Damak tadı taşıyan köle bir gezgin/Babamsa bir yerleşik köle/Gece bile çıkarmadı kravatını/Ya çağrılırsam hazır olayım diye/ (Artık çıkarıyor, astım yüzünden o da)/Herkese pırıl pırıl hazırdır babam/Sen nehrine Siz nehri demese de/‘Canım benim’ diyebilir/Sun Yat Sen’i de hiç sevmezdi/Beykın’a hayrandı ama/Hiç bilmese de okuma-yazmayı/Oğlundan dinlerken ‘Denemeler’i/ ‘Beykın dediğin adam, Alevi mi?’/Diye sormuştu bir gün dayanamayıp/Yanıt anamdan geldi:/ ‘Olur mu hiç İngilizden Alevi, salak!’/Babamsa olanca kibarlığıyla: / ‘Niye olmasın İngiliz insan değil mi?’/’Şuna bak arkadaş, derdi Anam/ Şuna küfür işler mi?’/Babamsa Anamın öfkesine/’Get salak!’ deyip deyip gülerdi.”\n

\n

2013 Martı’nda onun şiiri ve yazısı üstüne uzun uzun konuşmayı Antalya’ya saklıyorum. Siz Yalangezen’i okuyun, orada anasının babasına nasıl sevgiyle “salak” dediğini görünce kıyamayacaksınız bu sözcüğe. “Süzme” diyeceksiniz belki ya da başka bir şey. Kime mi? Beni güldürmeyin Allahaşkına! Şiirin anayasaya aykırı olduğunu bilmeyenlere, sanatın diyalektiğini yadsıyanlara, Türkiye’nin en “özgün” müzik topluluğunu suçlayan beslemelere, tiyatrocuyu memur sananlara, Fazıl Say’ı düşman sayanlara... Hiç Fikriye’nin o güzelim “salak” övgüsünü yakıştırır mıyım “süzme” dururken?

\n\n

Yazarın Son Yazıları

Cumhuriyet’in ‘İçeridekiler’ine...

Cumhuriyet’in ‘İçeridekiler’ine...

Devamını Oku
21.03.2017
Üvey Sayfa

Devamını Oku
14.01.2013
Cemali Mektup

Devamını Oku
07.01.2013
ODTÜ 'Üniversite'dir!

Devamını Oku
31.12.2012
Mevlana'dan Yunus'tan...

Devamını Oku
24.12.2012
Dünya Cemevi

Devamını Oku
17.12.2012
Tarzan Zor Durumda

Devamını Oku
10.12.2012
Kibir Korosu

Devamını Oku
03.12.2012
Sami Baydar'ın 'Dünya'sı

Devamını Oku
26.11.2012
Cumartesi Annem

Devamını Oku
19.11.2012
Zorunsuz Âşıklama (Ya da Eskişehir)

Zorunsuz Âşıklama (Ya da Eskişehir)

Devamını Oku
12.11.2012
Eskişehir'e Gidecek Olanlara Bazı Uyarılar

Devamını Oku
05.11.2012
Kırık Kalpler Müzesi

Devamını Oku
29.10.2012
Düşyazdım...

Devamını Oku
22.10.2012
Köşeden Köşeye...

Devamını Oku
15.10.2012
Split Işığı

Devamını Oku
08.10.2012
Yürürden Abdal, Gönülden Dağ,

Devamını Oku
01.10.2012
'Zamanın Farkında'

Devamını Oku
24.09.2012
Latife'nin Zeytin Ağacı

Devamını Oku
10.09.2012
Yeni Eylül

Devamını Oku
03.09.2012
Çocukluğun Ölümü

Devamını Oku
27.08.2012
Emirgân - Teşvikiye

Devamını Oku
20.08.2012
Yol Durumu

Devamını Oku
06.08.2012
Yazla Nişanlı

Devamını Oku
30.07.2012
Yaprak

Devamını Oku
23.07.2012
İki

Devamını Oku
16.07.2012
Yaz Diye...

Devamını Oku
09.07.2012
'Merdivende Üç Şair'

Devamını Oku
02.07.2012
Alican Geldi!

Devamını Oku
25.06.2012
Dün Hazirandı

Devamını Oku
18.06.2012
'Ama...'

Devamını Oku
11.06.2012
Anıların Uğurladığı

Devamını Oku
04.06.2012
Haftaya Haziran...

Devamını Oku
28.05.2012
Yaz Bir Şiir!

Devamını Oku
21.05.2012
Enis Batur'u Sevmek

Devamını Oku
14.05.2012
Eskişiir Eskişehir

Devamını Oku
07.05.2012
1'i Kırmızı...

Devamını Oku
30.04.2012
Salak

Devamını Oku
23.04.2012
Bir İstanbul Klasiği

Devamını Oku
16.04.2012
Köşeboşu

Devamını Oku
09.04.2012