Bu bir kördüğüm aslında...
Çöz bakalım çözebilirsen!
Çözemezsin!
Elin kolun bağlanmış, emperyalizme ve kapitalizme teslim olmuşsun bir kez.
İçinden çıkamazsın!
Bir bataklık!
Bir kan çukuru!
Duygu yok, içtenlik yok, kafalarda demokrasi yok...
Şu yazılıp çizilenlere, tartışılanlara bir bakın hele.
AKP yandaşlığının ürünü olan “atanmış memurlar” akil insan olmuş, çilingir sofraları kurulmuş...
Her biri barış elçisi!
Tetikçisi de var içlerinde, döneği de, iyi niyetli olanı da...
İyi niyetli olanların sayısı çok az!
Atanmış memurluğu kimlik kartı olarak görenlere bir süre önce bir Kürt yurttaşımızın şöyle dediğini anımsıyorum:
“Sosyalistler bizi anlamıyor!”
Peki siz sosyalistleri, solcuları, sosyal demokratları, devrimcileri, yurtseverleri, demokratları anlıyor musunuz?

AKP’nin atanmış akıllı insanları “akiller”, yani aralarında çok sayıda “yetmez ama evetçi” olanlar televizyon ekranlarında boy gösterdiler...
Çözüm sürecini anlatırken, dönüp dolaşıp BDP’li Altan Tan’ın daha önce söylediklerinin aynısını ağızlarından kaçırdılar:
“Bu anlaşma, yani mutabakat, Irak ve Suriye’deki Kürtleri de kapsayacak!”
Buyurun buradan yakın!
Bu ne demek oluyor?
Yıllardır yazdıklarımızı, söylediklerimizi onaylıyor:
“Büyük Kürdistan Devleti!”
İşin içinde şimdilik İran Kürtleri yok!
Neden acaba?
Sünni İslam kardeşliğine dayalı bir Kürdistan devleti...
Kürt aydınları, sosyalistleri, etnik kimlik üzerinden siyasetin sakıncasından söz eden siyasetçiler konuşmuyor bu konuda.
Sesleri solukları çıkmıyor...
Sesleri çıkan Türk aydınlarına, sosyalistlerine, solcularına ve demokratlarına ise yafta hazır:
“Ergenekoncu, postal yalayıcı, militarist, darbeci!”
Barış süreci salt Kürtlerin değil, yaşadığımız coğrafyada tüm insanlarımızın yarınlarıyla ilgilidir.

Çok can yandı!
Unutmayın 90’lı yıllarda hem Musa Anter öldürüldü, hem Uğur Mumcu...
Derin güçler, gladyo Türk ve Kürt demeden can aldı...
Ahmet Taner Kışlalı da öldürüldü, Çetin Emeç, Bahriye Üçok, Muammer Aksoy, Vedat Aydın, Medet Serhat, Mehmet Sincar da...
Ortada sapla samanın karıştığı bir Ergenekon davası var...
Apo, dışarıya çıkıp siyaset yapacak, Mustafa Balbay, İlker Başbuğ, Mehmet Haberal terörist olarak zindanda çürüyecek.
Bunu siz bu topluma nasıl anlatacaksınız?
Dört yıldır içeride Balbay...
Eski Genelkurmay Başkanı Başbuğ, Başbakan Erdoğan’la birlikte çalışmış, terörle mücadele etmiş bir komutan...
Yalçın Küçük içeride, Fatih Hilmioğlu içeride...
Hilmioğlu, kanser illetiyle yaşam mücadelesi veriyor, haberiniz var mı akil arkadaş?

Gazeteciler, bilim insanları, onurlu komutanlar, askerler saçma sapan düzmece kanıtlarla zindanda yatarken, TSK’de sivil memurlara darbecilikten, terör örgütü üyesi olmaktan 16 yıl hapis verilirken, halkımız Öcalan’ın siyaset yapmasını alkışlarla mı karşılar?
Akil insanların yaptığı, şovdan ibaret!
Siyasetin içine çekilecek olan bir terör örgütü lideri ve zindanlarda yatan gazeteciler, bilim insanları ve suçu anlaşılamayan insanlar...
Silivri’de yaşananları, KCK davasında olup bitenleri herkes açıkça görüyor.
Bu işin böyle çözülmeyeceğini çok iyi biliyor halkımız...
Bilmeyen ise AKP hükümeti!
Erdoğan’ın hırsı, başkanlık sistemine geçiş!
Silivri’de süren koşulları artık bilmeyen kalmadı...
Adalet duygusunun yok olduğu bir toplumda ülkenin tümlüğü bozulur, kim suçlu kim suçsuz ayırt edilemez.

Bırakın kin, intikam duygularını, geçmişle hesaplaşmayı!
Önce şu faili meçhul cinayetleri bir anlatın topluma, çözülecek mi çözülmeyecek mi?
Bu ülkede barışı, kardeşliği, akan kanın durmasını herkes istiyor.
Ama bu şovlarla bir yere varılmaz.
Gerçek demokrasinin ve özgürlüklerin yaşama geçmesiyle olur!
AKP iktidarı bunu yapabilir mi?
Her şey bu sorunun yanıtında yatıyor...