Hilmi Türkay

F.Bahçe'nin Üçüncü Hüsranı

13 Mayıs 2012 Pazar
\n

\n

\n

\n\n\n

Dün 12 Mayıstı. Takvim yaprağının açıklama bölümünde bir şey yazmıyordu, sanırım bundan böyle şampiyon takımın adı yer alabilir. Ne vardı bu dünün hem gündüzünde hem de gecesinde? Bunu sadece yaşayanlar bilir, yaşamayanlara da anlatmak uzun zaman alır. Çünkü anlatmak için neresinden başlayayım diye bir süre düşünmek durumunda kalırsınız.\n

\n

Öncelikle şunu söylemeliyim ki dün çok şanslıydım, böyle bir finale tanıklık ediyordum, şanslıydım gazeteci olduğum için, şanslıydım stattaki koltuğum belli olduğu için, gördüm bilet arayışındaki o çaresiz insanları. Şanslı olduğum kadar şanssızlığım da vardı; sahaya uzaktım, defalarca serzenişim olmuştu, isterdim ki olup biteni yakından göreyim. Ayağa kalksam arkamdakilere saygısızlık etmiş olacağım, neyse yarı görerek yarı görmeyerek zaman zaman önümdeki monitöre bakarak geçirdim geceyi. \n

\n

Sabahın erken saatlerinden itibaren hayat durdu, herkes bu karşılaşmaya odaklanmıştı. Beni takip edenler bilirler, maç yazılarımın ön bölümüne devamlı olmasa da zaman zaman o hafta gündemde yaşananları aktararak başlardım. Bugün yazı ağırlığını sadece bu 90 dakikaya ayırdım. Gazeteye uğramadan soluğu saatler öncesinden Kadıköyde aldım. İnsan seli, adım atmanız mümkün değil. Bir de Anneler Günü arifesi.. Aman.. aman... Altıyolu, Bahariye Caddesini, Modayı dolaştım. Sonra bir kafeye girdim soluklandım. Gelen geçeni izledim. Renkler hep aynı, Sarı - Lacivert.. Buradan Yoğurtçu Parkına yöneldim. Mekân arkadaşlarla buluşma, sohbet etmek için çok iyi bir yer. Park dolup taşmış. Sahili bir baştan bir başa yürüdük. Keyifli bir gündü bizler için. Bazen defterime notlar düştüm. Son durağım Saracoğlunun giriş kapısı. Kartımı alıp basıntribününe çıkıyorum. Heyencanlıyım, böyle bir yere giriş yaptıktan sonra kim heyecanlı olmaz ki? Hoca olsaydım taktik falan vermezdim. Sadece, Bu son maç, bu bir şampiyonluk maçıhatırlatmasını yapardım hepsi o kadar. Taktik, neyin taktiği? Ayakta duran, motivasyonu iyi olan ikili mücadelelerden yenik ayrılmayan, pozisyona giren, golü bulan maçı kazanır. Öyle değil mi? Teknik direktörlere, Oyundaki katkınız nedirdiye sormuşlar. Hemen hepsi Yüzde 15 - 20demiş. Yani iş futbolcularda. Bir ara kendi kendime düşünürken aklıma F.Bahçenin son maçlarda kaçırdığı (Denizli, Saracoğlu) şampiyonluklar geldi. Ancak üzerinde fazla durmadım. Ama şaka gibiydi!..\n

\n

Alın teri ve emek var\n

\n

Koca bir sezonda alın teri, emek, akıtılan milyonlarca Avroların bir çırpıda boşa gitmesini kim ister. Ama dün gece iki güzide kulüpten birisi kazanacak birisi kaybedecekti. Bu işin başka bir alternatifi yok çünkü. F.Bahçe ve G.Saray ligin en iyisiydi. Finalde karşılaşmaları bunun ispatı. Ben ne yapıyorum; hakem Cüneyt Çakır başlama düdüğünü ağzına götürmeden önce iki takımı futbolcusundan yönetisine, tribünlerdeki taraftarına, malzemecisine, bilmediğim, isimlerini duymadığım görmediğim o gizli kahramanlarına kadar kutluyorum. Ve maç başlıyor. 55 bin Sarı - Lacivertli ayakta, belki de fazla... G.Saray şanssız. Keşke geçmişteki gibi birlikte maç izleme olsa, çekirdekler çıtlatılıp kızdırmalar, şakalaşmalar yapılsaydı!.. Çok acıdır ama günümüz futbolu için bu mümkün değil. Sahada top oynamak isteyen F.Bahçe, oynatmak istemeyen G.Saray vardı. Sürekli kapanan Sarı - Kırmızılılar karşısında ev sahibinden tek kale bir futbol izledim. Sarı - Lacivertlilerin kaçırdıklarının sayısı hayli fazla ama atılmalıydı. Uzaktan yakından, nereden olursa olsun böyle maçlarda fırsatlar iyi değerlendirilmeli. G.Saray dakikalara oynadı, yere yatan kalkmıyordu. Kaleci Muslera neredeyse oyundan 2-3 dakika çaldı. Futbolun içinde olağan şeyler. Selçuk Şahinin olur olmadık yerde 4 çok önemli top kaybının hepsinin affediliri yok. Semihin golü nizami değildi. İlk bölüm noktalandığında G.Saray soyunma odasına istediğini alan takım olarak gidiyordu. Elmandarin erken ayrılışı Cim Bom adına şanssızlıktı. \n

\n

İkinci bölüme girilirken Kadıköyde seyirci ayakta. G.Sarayın yine zamandan çalma taktiği. Dia kırmızı kartla oyun dışı kalıyor, Semihin pozisyonunda Ujfalusi kendini yere atıyor, Semih üzerine yürüyor. Diğerleri katılıyor, kulübeden gelenlerle kavga büyüyor. Cüneyt Çakır kartlarına devam ediyor. Maç maçlıktan çıkmış durumda. Kalan bölümler itiş kakışla geçiyor. Top ayaklarda dolaşıyor olsa da futbol kayboluyor. Sonuç G.Saray şampiyon. F.Bahçenin üçüncü hüsranı.

\n\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Fırsatı kaçırmadı 3 Aralık 2024
Hoş geldiniz 24 Kasım 2024
Mourinho’suz F.Bahçe! 11 Kasım 2024

Günün Köşe Yazıları