Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
F.Bahçe'nin Üçüncü Hüsranı
\n\n\n
Dün 12 Mayıs’tı. Takvim yaprağının açıklama bölümünde bir şey yazmıyordu, sanırım bundan böyle şampiyon takımın adı yer alabilir. Ne vardı bu dünün hem gündüzünde hem de gecesinde? Bunu sadece yaşayanlar bilir, yaşamayanlara da anlatmak uzun zaman alır. Çünkü anlatmak için neresinden başlayayım diye bir süre düşünmek durumunda kalırsınız.\n
\nÖncelikle şunu söylemeliyim ki dün çok şanslıydım, böyle bir finale tanıklık ediyordum, şanslıydım gazeteci olduğum için, şanslıydım stattaki koltuğum belli olduğu için, gördüm bilet arayışındaki o çaresiz insanları. Şanslı olduğum kadar şanssızlığım da vardı; sahaya uzaktım, defalarca serzenişim olmuştu, isterdim ki olup biteni yakından göreyim. Ayağa kalksam arkamdakilere saygısızlık etmiş olacağım, neyse yarı görerek yarı görmeyerek zaman zaman önümdeki monitöre bakarak geçirdim geceyi. \n
\nSabahın erken saatlerinden itibaren hayat durdu, herkes bu karşılaşmaya odaklanmıştı. Beni takip edenler bilirler, maç yazılarımın ön bölümüne devamlı olmasa da zaman zaman o hafta gündemde yaşananları aktararak başlardım. Bugün yazı ağırlığını sadece bu 90 dakikaya ayırdım. Gazeteye uğramadan soluğu saatler öncesinden Kadıköy’de aldım. İnsan seli, adım atmanız mümkün değil. Bir de “Anneler Günü arifesi”.. Aman.. aman... Altıyol’u, Bahariye Caddesi’ni, Moda’yı dolaştım. Sonra bir kafeye girdim soluklandım. Gelen geçeni izledim. Renkler hep aynı, “Sarı - Lacivert”.. Buradan Yoğurtçu Parkı’na yöneldim. Mekân arkadaşlarla buluşma, sohbet etmek için çok iyi bir yer. Park dolup taşmış. Sahili bir baştan bir başa yürüdük. Keyifli bir gündü bizler için. Bazen defterime notlar düştüm. Son durağım Saracoğlu’nun giriş kapısı. Kartımı alıp ‘basın’ tribününe çıkıyorum. Heyencanlıyım, böyle bir yere giriş yaptıktan sonra kim heyecanlı olmaz ki? Hoca olsaydım taktik falan vermezdim. Sadece, “Bu son maç, bu bir şampiyonluk maçı” hatırlatmasını yapardım hepsi o kadar. Taktik, neyin taktiği? Ayakta duran, motivasyonu iyi olan ikili mücadelelerden yenik ayrılmayan, pozisyona giren, golü bulan maçı kazanır. Öyle değil mi? Teknik direktörlere, “Oyundaki katkınız nedir” diye sormuşlar. Hemen hepsi “Yüzde 15 - 20” demiş. Yani iş futbolcularda. Bir ara kendi kendime düşünürken aklıma F.Bahçe’nin son maçlarda kaçırdığı (Denizli, Saracoğlu) şampiyonluklar geldi. Ancak üzerinde fazla durmadım. Ama şaka gibiydi!..\n
\nAlın teri ve emek var\n
\nKoca bir sezonda alın teri, emek, akıtılan milyonlarca Avro’ların bir çırpıda boşa gitmesini kim ister. Ama dün gece iki güzide kulüpten birisi kazanacak birisi kaybedecekti. Bu işin başka bir alternatifi yok çünkü. F.Bahçe ve G.Saray ligin en iyisiydi. Finalde karşılaşmaları bunun ispatı. Ben ne yapıyorum; hakem Cüneyt Çakır başlama düdüğünü ağzına götürmeden önce iki takımı futbolcusundan yönetisine, tribünlerdeki taraftarına, malzemecisine, bilmediğim, isimlerini duymadığım görmediğim o gizli kahramanlarına kadar kutluyorum. Ve maç başlıyor. 55 bin Sarı - Lacivertli ayakta, belki de fazla... G.Saray şanssız. Keşke geçmişteki gibi birlikte maç izleme olsa, çekirdekler çıtlatılıp kızdırmalar, şakalaşmalar yapılsaydı!.. Çok acıdır ama günümüz futbolu için bu mümkün değil. Sahada top oynamak isteyen F.Bahçe, oynatmak istemeyen G.Saray vardı. Sürekli kapanan Sarı - Kırmızılılar karşısında ev sahibinden tek kale bir futbol izledim. Sarı - Lacivertlilerin kaçırdıklarının sayısı hayli fazla ama atılmalıydı. Uzaktan yakından, nereden olursa olsun böyle maçlarda fırsatlar iyi değerlendirilmeli. G.Saray dakikalara oynadı, yere yatan kalkmıyordu. Kaleci Muslera neredeyse oyundan 2-3 dakika çaldı. Futbolun içinde olağan şeyler. Selçuk Şahin’in olur olmadık yerde 4 çok önemli top kaybının hepsinin affediliri yok. Semih’in golü nizami değildi. İlk bölüm noktalandığında G.Saray soyunma odasına istediğini alan takım olarak gidiyordu. Elmandar’in erken ayrılışı Cim Bom adına şanssızlıktı. \n
\nİkinci bölüme girilirken Kadıköy’de seyirci ayakta. G.Saray’ın yine zamandan çalma taktiği. Dia kırmızı kartla oyun dışı kalıyor, Semih’in pozisyonunda Ujfalusi kendini yere atıyor, Semih üzerine yürüyor. Diğerleri katılıyor, kulübeden gelenlerle kavga büyüyor. Cüneyt Çakır kartlarına devam ediyor. Maç maçlıktan çıkmış durumda. Kalan bölümler itiş kakışla geçiyor. Top ayaklarda dolaşıyor olsa da ‘futbol kayboluyor’. Sonuç G.Saray şampiyon. F.Bahçe’nin üçüncü hüsranı.
\n\nYazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Yankı Bağcıoğlu'ndan Suriye uyarısı:
- CHP'li Günaydın'dan Bakan Tekin'e tepki!
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
- Donald Trump'ın yeniden başkan olması dünya ekonomisini
En Çok Okunan Haberler
- Op. Dr. Dericioğlu başında poşetle ölü bulundu
- Suriyeliler memleketine gidiyor
- Yaş sınırlaması Meclis’te
- Marmaray'da seferler durduruldu!
- İlber Ortaylı canlı yayını terk etti!
- Apple'dan 'şifre' talebine yanıt!
- ATM'lerde 20 gün sonra yeni dönem başlıyor
- Suriye'nin yeni başbakanından ilk açıklama
- ‘Hepinize test yapalım, bakalım kim ne kadar geçiyor!’
- Erdoğan'ı protesto eden gençlere işkence iddiasına yanıt