Servet transferi hızlandı
İrfan Hüseyin Yıldız
Son Köşe Yazıları

Servet transferi hızlandı

02.10.2022 05:00
Güncellenme:
Takip Et:

Türkiye’de yüksek enflasyona giden süreç 2021 Eylül’ünde, “Faiz sebep enflasyon sonuçtur” çıkışıyla hızlanmaya başladı. Ortaya çıktı ki amaç enflasyonu kontrol altına almak değil, amaç büyümeyi köpürtmekmiş. Köpürtme diyorum çünkü büyüme, üretim üzerinden değil daha çok tüketim, ithalat ve kredi genişlemesi (borçlanmaya) üzerinden temellendirildiğinden; ekonomi enflasyon ve devalüasyon sarmalına girdi. Gelir dağlımı ciddi şekilde bozuldu, sabit gelirliler aleyhine ve zengin kesimler lehine yeni servet transferi mekanizmaları kuruldu.

Yaratılan yüksek enflasyon; servet sahiplerinin varlıklarına varlık katmaya, küresel şirketlerin, büyük işletmelerin, bankaların kârlarına kâr katmaya ve devletin vergi gelirlerini artırmaya devam ederken küçük işletmeleri ve esnafı zarara sokmaya, serbest meslek kazancı elde edenleri, dar gelirlileri, ücretlileri, emeklileri, velhasıl halkın büyük bir kesimini yoksullaştırmaya devam ediyor. Kur korumalı mevduat sistemiyle kamu kaynaklarının mevduat sahiplerine aktarılması sağlanırken Türk Lirası cinsinden büyük borcu olan devlet ve kesimler (ki bunların çoğu kamu bankalardan krediye kolay ulaşmış yandaş işletmelerdir) de enflasyondan yararlanarak borçlarını bir güzel eritiyorlar. 

Son milli gelir verilerini değerlendirdiğimiz yazımızda, milli gelir büyümesinin geniş kitlelere yansımadığını ve uzun zamandır sürekli vurguladığımız fakirleştiren büyüme sürecinin devam ettiğini belirtmiş, gelir dağılımındaki eşitsizliğin ve bozulmanın büyüdüğünü, bu durumun sürdürülebilir olmadığını, başka sosyal ve siyasi sonuçlar yaratabileceğini vurgulamıştık.

GELİR VE SERVET DAĞILIMI BOZULUYOR  

Türkiye ekonomisi büyürken gelir dağılımındaki eşitsizlik de artarak devam ediyor. Bu eşitsizliği ölçmek için genellikle nüfusun en çok kazanan yüzde 10’luk kesiminin elde ettiği gelir ile en az kazanan yüzde 50’lik kesiminin elde ettiği gelir arasındaki makasa bakılıyor. Bu makas açıldıkça, gelir dağılımının bozulduğu söylenmektedir. 

Küresel Eşitsizlik Laboratuvarı (World Inequality Lab) tarafından hazırlanan 2022 Dünya Eşitsizlik Raporu, dizginlenemeyen neoliberalizmin vardığı sonuçları gösteriyor. Rapora göre; dünyada küresel nüfusun en zengin yüzde 10’u şu anda küresel gelirin yüzde 52’sini alırken nüfusun en yoksul yarısı bunun ancak yüzde 8.5’ini kazanıyor. Küresel servet eşitsizlikleri ise gelir eşitsizliklerinden daha da çarpıcı. Küresel nüfusun en yoksul yarısı, toplam zenginliğin ancak yüzde 2’sini elinde bulunduruyor. Buna karşılık, dünya nüfusunun en zengin yüzde 10’u küresel servetin yüzde 76’sına sahip bulunuyor.

2022 Küresel Eşitsizlik Raporu’nda, Türkiye’de ise nüfusun en çok kazanan yüzde 10’unun yıllık ortalama gelirinin, en az kazanan yüzde 50’lik kesiminin gelirinden 23 kat fazla olduğu belirtiliyor. Bu büyük bir uçurum. En üstteki yüzde 1 nüfus toplam gelirin yüzde 18.8’ini alıyor. Türkiye’de, çalışanların yüzde 40’ından fazlasının asgari ücret ile çalıştığı da belirtiliyor. Rapora göre, Türkiye’de nüfusun en alttaki yüzde 50’lik kesimi milli servetin sadece yüzde 4’üne sahipken nüfusun en üstteki yüzde 10’luk kesimi milli servetin yüzde 67’sine sahip bulunuyor. 

TÜİK verilerine göre, 2020’inin ilk yarısında işgücü ödemelerinin cari fiyatlarla Gayrisafi Katma Değer içerisindeki payı yüzde 36.8, 2021’in ikinci çeyreğinde %32.6 iken bu oran 2022 yılı aynı döneminde yüzde 25.4’e düşmüş görünüyor. Büyümeye rağmen, ücretlilerin milli gelir büyümesinden aldığı pay giderek azalıyor. 

YOKSULLUK DERİNLEŞİYOR

TÜİK tarafından yapılan 2021 “Gelir ve Yaşam Koşulları Araştırması”, toplumun yüzde 27.2’sinin maddi yoksunluk içinde olduğunu, toplumun yüzde 13.8’inin ise sürekli yoksulluk içinde olduğunu gösteriyor. Türk-İş’in eylül ayı araştırmasında, Türkiye’de dört kişilik bir ailenin sadece aylık beslenme masrafı olan açlık sınırının 7.245 lira olduğunu, beslenme, eğitim, sağlık ve barınma gibi temel masraflarının karşılığı olan yoksulluk sınırının ise 23.600 lira olduğunu gösteriyor. Bu durumda Türkiye’de çalışanların yarısının açlık sınırının altında, büyük bir kısmının ise yoksulluk sınırının altıda yaşadığını söyleyebiliriz. Üstelik TÜİK rakamlarına göre bile geniş tanımlı (atıl) işsizlik oranı, temmuz ayında bir önceki aya göre yüzde 2 artmış durumda. 

Fakirleştiren büyümenin ete kemiğe bürünmüş hali tam olarak bu istatistiklerin içinde yer almaktadır. Sürdürülebilirliği olmayan Türk tipi bu faiz, kur ve büyüme politikasının bizi getirdiği nokta, gerçekten ekonomi biliminden epistemolojik olarak (akılsal ve kuramsal bilgi yönüyle) bir kopuşu gösteriyor. 

Yazarın Son Yazıları

Kalkınma ve akademik meslekler

Birinci sanayi devriminin belirleyici teknolojisi; makineler, buhar gücü ve fabrika sisteminin oluşmasıydı (1760-1840).

Devamını Oku
17.08.2025
Ekonomik belirsizlikler

Ülke olarak neden sürekli makroekonomik belirsizlikler ve dengesizliklerle uğraşıyoruz?

Devamını Oku
03.08.2025
Bıçak kemiğe dayandı

İktidarın iki yıldır yürüttüğü enflasyonla mücadele programında yolun sonuna gelindi diyebiliriz.

Devamını Oku
20.07.2025
İçimiz yanıyor!

Her yaz meydana gelen orman yangınları, yaşadığımız bir trajediye dönüştü...

Devamını Oku
06.07.2025
Ekonomi politik girdap

Trump’ın, gümrük tarifelerinde ve uluslararası ticarette yarattığı belirsizliklere, 13 Haziran’da İsrail’in, İran’a saldırmasıyla artan jeopolitik riskler de eklenince...

Devamını Oku
22.06.2025
Bayramlaşamıyoruz bile!

Düşünce üreten, yazan ve çizen insanların erdemi, elbette yaşadığı dönemin sorunlarını dile getirmekten geçiyor.

Devamını Oku
08.06.2025
İstikrarsızlığın maliyeti büyüyor

Geçtiğimiz cuma günü, 19 Mart’ta başlayan İBB operasyonlarının dördüncüsü yapıldı. Merkez Bankası da perşembe günü, 19 Mart’tan sonra ilk enflasyon raporu sunumunu gerçekleştirdi.

Devamını Oku
25.05.2025
Ekonomi sert daralıyor

Ekonomi sert daralıyor

Devamını Oku
11.05.2025
Depremi beklerken

Depremi beklerken

Devamını Oku
27.04.2025
Dünya’da Trump belirsizliği

Dünya’da Trump belirsizliği

Devamını Oku
13.04.2025
Ekonomide büyük tahribat

Ekonomide büyük tahribat

Devamını Oku
30.03.2025
Milli gelir büyümesi ve kalkınma

Milli gelir büyümesi ve kalkınma

Devamını Oku
16.03.2025
Ekonomide güven sorunu

Ekonomide güven sorunu

Devamını Oku
02.03.2025
TÜSİAD’ın enflasyon eleştirisi

TÜSİAD’ın enflasyon eleştirisi

Devamını Oku
16.02.2025
Sosyal adaletin küresel krizi

Sosyal adaletin küresel krizi

Devamını Oku
02.02.2025
Bütçede adaletsizlik ve keyfilik

Bütçede adaletsizlik ve keyfilik

Devamını Oku
19.01.2025
Ekonomide öngörüler

Ekonomide öngörüler

Devamını Oku
05.01.2025
Dağılımda adaletsizlik büyüyor

Dağılımda adaletsizlik büyüyor

Devamını Oku
22.12.2024
Emekli maaşı ve asgari ücret sancısı

Emekli maaşı ve asgari ücret sancısı

Devamını Oku
08.12.2024
Aralıkta faiz indirimi sinyali

Aralıkta faiz indirimi sinyali

Devamını Oku
24.11.2024
Vergide adalet kalmadı

Vergide adalet kalmadı

Devamını Oku
10.11.2024
Kurumlar güvenilirliklerini kaybediyor

Kurumlar güvenilirliklerini kaybediyor

Devamını Oku
13.10.2024
Faiz sarmalına girdik

Faiz sarmalına girdik

Devamını Oku
29.09.2024
Bu ‘OVP’ de piyasalara güven vermedi

Bu ‘OVP’ de piyasalara güven vermedi

Devamını Oku
15.09.2024
Tarımını kaybeden ülke

Tarımını kaybeden ülke

Devamını Oku
01.09.2024
Ekonomide belirsizlikler devam ediyor

Ekonomide belirsizlikler devam ediyor

Devamını Oku
18.08.2024
Servet transferi ve iktidar

Servet transferi ve iktidar

Devamını Oku
04.08.2024
Vergide sistemsizlik ve adaletsizlik

Vergide sistemsizlik ve adaletsizlik

Devamını Oku
21.07.2024
Krizin bedelini emekçiler ödüyor

Krizin bedelini emekçiler ödüyor

Devamını Oku
07.07.2024
Faşist ideolojiler geri mi geliyor?

Faşist ideolojiler geri mi geliyor?

Devamını Oku
23.06.2024
Enflasyon zirve yaptı

Enflasyon zirve yaptı

Devamını Oku
09.06.2024
Ahbap çavuş kapitalizmi

Ahbap çavuş kapitalizmi

Devamını Oku
26.05.2024
Enflasyonla mücadele programı başarılı mı?

Enflasyonla mücadele programı başarılı mı?

Devamını Oku
12.05.2024
Mali müşavirler ayakta

Mali müşavirler ayakta

Devamını Oku
28.04.2024
Kötü yönetilmeye kırmızı kart

Kötü yönetilmeye kırmızı kart

Devamını Oku
14.04.2024
Enflasyon en büyük endişe kaynağı

Enflasyon en büyük endişe kaynağı

Devamını Oku
31.03.2024
Ekonomimiz uyuşturucu bağımlısı

Ekonomimiz uyuşturucu bağımlısı

Devamını Oku
17.03.2024
İrfan Hüseyin Yıldız yazdı...

Hayat pahalılığı kimleri eziyor?

Devamını Oku
03.03.2024
Kapsayıcı kurumlarımızı kaybediyoruz

Kapsayıcı kurumlarımızı kaybediyoruz

Devamını Oku
18.02.2024
Kapitalizm krizleri üretiyor

Kapitalizm krizleri üretiyor

Devamını Oku
04.02.2024