Borlar Özelleşiyor

19 Mart 2012 Pazartesi
\n\n\n

AKP, bor madenlerin devlet eliyle işletilmesini öngören yasayı değiştiriyor:

\n

Bu madenlerin üretimi ve zenginleştirilmesi, teknik, ticari ve ekonomik sebeplerle, ürünün mülkiyeti teşekkülde kalmak üzere ihale yoluyla üçüncü şahıslara gördürebilirler, ancak üçüncü şahıslara gördürülecek işlerin ihale süresinin üç yıldan fazla olması durumunda konuya ilişkin talepler Yüksek Planlama Kurulu tarafından karara bağlanır.

\n

Maden Mühendisleri Odasına göre, değişikliğin tek anlamı var, o da borların özelleştirilmesi. Altyapısı hazırlanmış zaten:

\n

Rio Tinto / US Borax gibi şirketler bor madenimiz ile ilgilenmektedir. Şirket, Avustralyalı uzantısı firma üzerinden bu amacına ulaşmak istemektedir. Başbakan Erdoğan, Avustralyada Eti Madenin özelleştirileceğineilişkin açıklamalar yapmış ve dönemin Devlet Bakanı Kürşad Tüzmen, 2005’teki Avustralya gezisinde BHP-Billitonun, Türkiye borunun zenginleştirilmesine talip olduğunu, Türkiyede yatırım yapmak istediğinisöylemişti. Tüzmen, açıkça bu firmalara destek vereceklerini belirtmişti. Türkiye-Avustralya Yatırımların Karşılıklı Teşviki ve Korunması Anlaşması da, şirketin dünya bor rezervlerinin yüzde 70ine sahip Türkiyenin borlarını işletmek istediğini içermektedir. 5 yıllık süreci kapsayan anlaşmada, Avustralyalı şirketlere çeşitli imtiyazlar sağlanacağı belirtilmektedir.

\n\n\n

Doğal olmayan temas

\n\n\n

Recep Tayyip Erdoğan, Türkiyeye gelen CIA Başkanı David Petraeus ile uzun uzun görüştü. ABDnin merkezi komutanlığını yapmış, Irakta, Afganistanda komutan olarak bulunmuş bir istihbaratçı ile Başbakan düzeyinde niye görüşülür?

\n

CHPli Osman Korutürk de tuhaf buluyor bu görüşmeyi:

\n

Bana doğal gelmedi bu temas. CIAnın buradaki karşılığı MİT Müsteşarıdır. MİT Müsteşarı ABDye gittiği zaman Obama ile görüşebilir mi örneğin?

\n

Diplomatik açıdan doğal olmasa da hem AKPnin güdümlü dış politikasına hem de ABDnin AKPyi taşeron olarak kullanma amacına uygun düşüyor Başbakan-CIA Başkanı görüşmesi.

\n

Osman Korutürk, bu çerçeve içine Suriyenin oturduğu kanısında:

\n

İktidar, Esad rejiminin kolaylıkla gideceği kanısındaydı. Oysa, tam tersi görünüyor şimdi. Suriyede Rusya ve Çinin rolünü çok küçümsediler. Dışişleri Bakanı, Çin ve Rusyanın, Suriye sorununa yönelik taktiksel yaklaşımları olduğunu ileri sürüyor. Oysa, onların taktiksel değil, Suriyedeki varlıklarının idamesine yönelik stratejik yaklaşımları söz konusu ve sıkıntı çıkaracakları belli.

\n

Bölgede rahatsızlık duyduğu konuları kendisinin değil, başkalarının gücünü kullanarak gidermek amacındaki ABD, şimdi Türkiye vasıtasıyla ne yapabileceğine bakıyor. Suriyedeki muhalifleri desteklemeye çalışıyorlar. Muhalifler de kendi aralarında tutarlı değiller. En büyük muhalif ağırlık Müslüman Kardeşler olarak gözüküyor. CIA Başkanı, Türkiyeye bütün bunları konuşmaya gelmiştir, ama Suriyede kolaylıkla rejimin değişebileceğini sanırken, bu kadar kolay olmayacağını onların da gördüklerini sanıyorum. ABDnin politikasının kolaylıkla işlemeyeceği görülüyor.

\n

AKP-ABD AŞ, Türkiyeyi Irak bataklığına itememişti, şimdi Suriyeye sürüklüyor.

\n\n\n

Kongrelerden izlenimler

\n\n\n

CHPnin Yenimahalle, Mamak, Keçiören, Çankaya ilçe kongrelerinden notlar:

\n

Kavga dövüş değişen tüzük gereği çarşaf liste(yani isteyenin istediği adaya oy vermesi) öncelikli olması gerekirken tüm kongrelerde, hep antidemokratik bulunmuş olan blok listeler (önceden belirlenmiş ve listelenmiş adaylara oy verilmesi) oylandı.

\n

Yenimahalle İlçe Başkanı, ilçe delegelerini kendisi seçti. Seçtikleri, karşısında liste çıkardı. Başkan 224 oy aldı, karşısındakiler 160 oy.

\n

Mamakta ilçe başkanı 195 oy aldı, karşısındakiler 193 oy.

\n

Çankaya İlçe Başkanı, 400 ilçe delegesini kendisi seçti. Başka aday olmamasına karşın 227 oy alabildi.

\n

Keçiörende de aynı süreç işledi. Başkan, blok listeyle tek aday olarak girdiği kongrede 400 delegeden ancak 229unun oyunu toplayabildi.

\n

Başkanlara yönelik delege muhalefetinin nedeninin ideolojik bir ayrışmadan mı kaynaklandığını araştırdık. Hayır! Ayrışma tümüyle bireysel beklentilerden kaynaklanıyordu.

\n

Bir dikkat çekici saptama daha:

\n

Parti içinde ciddi bir bölgeleşme görüldü. Örneğin, Sivaslılar kimi destekliyorsa, Tuncelililer öbür yanı tuttular.

\n

Çankaya kongresinde il delegeliğine seçilen Cafer Yıldızın konuşması da dikkat çekiciydi:

\n

Diyarbakır, Kürdistanın başkentidir. Kürt halkına zulüm yapılmıştır. Boş işleri bırakalım da, Dersimde insanlar mağaralara tıkılıp zehirli gazlarla nasıl da kıyıma uğratıldılar, bunları konuşalım.

\n\n\n

İleri yargı

\n

Hukukçu dostlarımız, ileri yargımızdan

\n

iki görüntü ilettiler:

\n

1- Gaziantepde bir yargıç, duruşmalarına besmele ile başlıyormuş.

\n

2- Taşeron aracılığıyla Danıştaya yeni alınan kimi personel, İstanbulda 11 işçi yanınca alelacele sigortalı yapılmış.

\n\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Ekonomist Aile 21 Eylül 2024

Günün Köşe Yazıları