Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Yedi Yıl Olursa...
\n\n\n
Cumhurbaşkanı’nın görev süresinin yedi yıldan beş yıla düşürülmesine yönelik anayasa değişikliğiyle birlikte Abdullah Gül’ün cumhurbaşkanlığının 2012’de sona ereceğine ilişkin hukuksal yorumu eski CHP Genel Başkan Yardımcısı Hakkı Süha Okay yaptı:
\n“Kanun koyucu bir statüyü yeniden düzenlerken önceki statünün uygulanacağını ifade etmediği sürece kazanılmış haktan söz edilemez. Bu da doğrudan doğruya statü hukukunu ilgilendirir. O nedenle hukuk temelinde artık yedi yıllık sürenin konuşulması dahi söz konusu değildir. Bu yönde bir geçici madde ilgili anayasa değişikliğiyle konulsaydı bu konu o zaman değerlendirilebilirdi. Cumhurbaşkanlığı süresi beş yıldır.”
\nOlayın siyasi yanı da var kuşkusuz. Gül’ün görev süresi yedi yılda tamamlanırsa neler olabileceğini şöyle bir aklımızdan geçirelim:
\nAnayasa değişikliği yapılmış, “tam bağımlı, piyasasever ılımlı İslam federasyonu” kurumsallaşmış, yenilenen genel seçimle AKP yine büyük çoğunlukla iktidarı bir kez daha ele geçirmiş, Recep Tayyip Erdoğan da Çankaya’ya tam yetkiyle taşınmış olacak!
\nGül’ün görev süresinin beş yıl olduğunu kesin bir dille kamuoyuna açıklayan CHP ve MHP, hem hukuken hem de siyaseten doğrusunu yapmış oldu.
\n\n\nMalta yargılaması
\n\n\nFransa Meclisi, “Ermeni soykırımı iddiasının reddedilmesini suç sayan yasa önerisi”ni gündemine aldı.
\nUluç Gürkan, “Ermeni Sorununu Anlamak” adlı kitabında çok önemli bir tez geliştirmiş. 100’ü aşkın İttihat ve Terakki yöneticisinin Müttefikler tarafından Malta’ya götürülmesinin “sürgün” değil, bir “yargılama” olduğunu savunuyor Gürkan:
\n“Burada Ermeni iddialarıyla ilgili soruşturmayı Londra’daki İngiliz Kraliyet Başsavcılığı yürütmüştür. Milletler Cemiyeti’nin çeşitli oturumlarında Malta’da İngiliz Kraliyet Başsavcılığı’nın yürüttüğü soruşturmaya atıf yapılarak dava açılması halinde ilgili mahkemenin nasıl kurulacağı ayrıntılarıyla konuşulmuştur. İngiliz Kraliyet Başsavcılığı, Malta’daki Türk tutuklular hakkında ‘kovuşturma’ kararı verip dava açmış olsaydı, Ermenilerin ‘katledildikleri’ yolundaki iddialarının Milletler Cemiyeti tarafından yetkilendirilen bir uluslararası mahkeme tarafından ele alınması gündeme gelebilecekti.”
\nOysa gelmemiş. Neden? Çünkü, “Malta yargılaması”, İngiliz Kraliyet Başsavcılığı’nın İttihatçılar hakkında “kovuşturmaya yer olmadığı” kararıyla son bulmuş. Savcı, bir suçlamada bile bulunmamış yani. Uluç Gürkan’ın dediği gibi:
\n“Malta’da, bugün ‘soykırım’ olduğu iddia edilen olaylar soruşturulmuştur. Malta yargılaması, sonucu itibarıyla ‘Ermeni soykırımı’ iddialarının geçersizliğini hem hukuksal hem de tarihsel açıdan açıkça ortaya koymaktadır.”
\nFransa Meclisi, önündeki yasayı onaylarsa, bir anlamda Türklerden nefret ettiğini ilan etmiş olacak!
\n\n\nSarıhan’ın mektubu
\n\n\nZeki Sarıhan, uzun yıllardır yürüttüğü Ulusal Eğitim Derneği Başkanlığı’ndan ve Öğretmen Dünyası dergisindeki görevlerinden ayrılıp yerini arkadaşlarına bıraktı. Dostlarına gönderdiği veda mektubunda, üç \ttürlü insanın varlığından söz etmiş:
\n“Birinciler bu topluma bir şey vermeden ondan almak isteyenler. İkinciler topluma bir şeyler verenler ve bunun karşılığını para, unvan veya saygınlık olarak almak isteyenler, üçüncülerse topluma bir şeyler verenler, fakat hiçbir karşılık beklemeyenler. Bu üçüncüleri tatmin eden tek şey vicdanlarına karşı sorumluluktur.
\nHenüz 67 yaşındayım. Sesim çıktığı, elim kalem tuttuğu sürece yurdumuza ve halkımıza yapılan haksızlıklara karşı çıkmanın ödenmesi gereken bir borç olduğunu biliyorum.”
\nYurt işleri; çetin direnç ister, korkusuz bilinç ister. Zeki öğretmenin yüreği, işte tam da orada atıyor.
\n\n\nKorkuyorum
\n\n\n\n
ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden Türkiye’ye geldiğinde, otel ve restoran sahibi Sahir Erozan, İstanbul’daki evinde bir gece düzenlemiş. Geceye katılan gazetecilerden Cengiz Çandar, Biden’a “Artık yazmaya korkuyorum, bir sabah alınıp götürülürüm diye” demiş.
\nÇandar bile böyle diyorsa, halimizi anlayın artık...
\n\n\nDirsek teması
\n\n\nEski CHP Genel Başkanı Deniz Baykal’ın son İzmir gezisini değerlendirenler; belediye başkanları, milletvekilleri, il genel meclis üyeleri, il ve ilçe parti yöneticilerinin \torada olduklarından söz ederek Baykal’ın “nicelikli değil, nitelikli bir kalabalık” tarafından karşılandığını söylüyorlar.
\nGeziye ilişkin yapılan \tbir saptama daha: Baykal ve Önder Sav ekipleri, \tilk kez İzmir gezisi dolayısıyla dirsek teması kurmuşlar...
\n\n\nMUHABBETİN MEHABETİ
\n\n\nTBMM’nin AKP’li Başkanvekili Sadık Yakut’un, salondan gelen “çüş” sesi üzerine “Bu söz, hiç Meclis’in muhabbetine yakışıyor mu” dediğine tanık \t\tolan TİHAK kurucularından Ö. Faruk Yenigün, bir düzeltme yapma gereği duyuyor:
\n“Sözün aslı ‘Meclis’in mehabeti’dir. Mehabet; Osmanlıca bir kelimedir ve anlamı kısaca ‘saygı duygusu’ olarak tanımlanabilir. \t\tYani Meclis’in saygınlığı...
\nMuhabbetse; sohbet, sevgi, aşk vb anlamları ifade eder.”
\n\nYazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Asgari ücret artarsa verimlilik artar
- Yankı Bağcıoğlu'ndan Suriye uyarısı:
- CHP'li Günaydın'dan Bakan Tekin'e tepki!
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
En Çok Okunan Haberler
- Emekliye iyi haber yok!
- Devrim Muhafızları'ndan Suriye çıkışı
- Adnan Kale'nin ölümüne ilişkin peş peşe açıklamalar!
- Dönmek isteyen gençler için şartını açıkladı
- İngiliz gazetesinden Esad iddiası
- 'Seküler müdür kalmadı'
- CHP'nin ilçe başkanından açıklama!
- ‘Kartlar bloke edilebilir’ uyarısı!
- Üniversite öğrencisi, trafikte öldürüldü
- İkinci elde 'Suriyeli' hareketliliği