Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
2019 adın vicdan olsun!
Hemen herkesin içinde bulunduğu bir ruh durumu, beni de kuşatmış durumda, her gün yeni bir haksızlığın, her gün onlarca ölümün olduğu bir ülkede yaşamanın ne denli zor olduğunu düşünür oldum. Havadaki sevdiğim kar kokusu bile bunu gidermeye yetmiyor. Üstelik artık sığınacağım hiçbir şey kalmamış gibi, “12 Eylül’den sonra her şey bizi adım adım apolitik olmaya yönetti”, “Sesini çıkaranı içeri alıyorlar”, “Biz ne yapabiliriz ki?” sözlerini duymaktan bıktım. Böyle söyleyenlere hep aynı cümlelerle yanıt veriyorum: “Kardeşim çocukları için yüz bin kişi yürüyor mu, yürümüyor mu?” “Artık oğlumu ‘vatan sağolsun’ diyerek ölüme yollamak istemiyorum” diyenler çoğaldı mı? “Şu sanal âlemde dünyayı bir sözcükle düzelttiklerini sananlar ne zaman yollara dökülecekler?” Yanıtlarım daha da çoğalabilir, daha da kötüsü, yüzde 99’u Müslüman olan bir ülkedeki vicdansızlık bana acayip dokunmaya başladı. Bu vicdan duygusu nedir? Nasıl öğrenilir?
Nedense bu günlerde sık sık, bir dava için kendini yakan Budist rahipler aklıma geliyor, daha doğrusu inandıkları dava uğruna ölüme gidenler. Duydukları nasıl bir acı, nasıl bir vicdan azabıysa, onları ölüme götürüyor ama arkalarında derin bir iz bırakarak, nedir onları saran bu vicdan duygusu?
Hiç kuşkusuz vicdan duygusunun temelinde, herhangi bir başka güç tarafından cezalandırılma korkusu yatar. Örneğin Katolikler, günah çıkararak, vicdan duygusundan arınmayı bulduklarından beri son derece rahatlamış olmalılar. Öldür, ırzına geç, işçilerini sömür, kendini beş kuruş için mafya babalarına sat, ama papaza gitmeyi asla unutma. Tanrı kullarının itiraf edilmiş suçlarını bağışlar.
Müslümanlıktaysa, öyle papaza filan gidilmez. Suç da günah da Tanrı ile kul arasındadır. Ve ne halt edersen et, iki rekat namaz kıldın mı Tanrı seni bağışlar.
İnsanoğlu, vicdanın bu kadar kolay temizlendiğini görünce toplum düzenini sürdürmek için ahlak ve adalet duygusunu abartıp, bunları herkesin uyması gereken kurallar haline getirmiştir. Bir düşünün, bu dünyanın düzeni sadece insanoğlunun vicdanına bırakılsaydı nasıl olurdu? Şimdi pek çoğunuzun “Bugünkünden beter olmazdı” diyeceğini biliyorum. Haklısınız, zaten Papa, Katolikleri kutsayıp günahlarından arındırdı. Müslümanlar da namaz kılıp duruyor, geriye ne kaldı?
Rus Ortodoksları mı, onlar da çoktan kendi yazarlarının, kendi yönetmenlerinin vicdan duygusunu, insanın kendiyle hesaplaşmasını anlatan muhteşem romanlarını okumayı, muhteşem filmlerini seyretmeyi bıraktılar, şimdilerde Rus mafyası dünyaya hâkim olma harekâtına geçmiş durumda, kim takar vicdan duygusunu.
Ama bir güvencemiz var, vicdan duygusu inatçıdır, tıpkı intikam, tıpkı iktidar duygusu gibi nesilden nesile geçebilir. Bütün papaz kulübelerine, kılınan namazlara rağmen yaşamını herhangi bir kimlikte, herhangi bir biçimde sürdürebilir ve hiç umulmadık bir zamanda açığa çıkar.
Bir gün, Amerika topraklarında yaşayan bir annenin sesine yerleşir ve sessiz yataklarında uyuyan bazı anneleri uyandırır. Çünkü o annenin oğlu, hiç bilinmeyen topraklarda, nedenini asla bilemediği bir savaşta ölmüştür. Annenin sesi, haksızlığa uğrayanların sesidir ve usulca diğer anneleri uyandırır.
Bir gün, bir fotoğrafçı Güney Afrika’da akbabaların peşlerinde dolaştığı aç çocukların fotoğrafını çeker ve ardından intihar eder. Ama o fotoğraflar, elden ele dolaşır ve koskoca bir isyanı tetikler.
Bir gün bir küçücük kız çocuğunun bir çalılıkta ırzına geçilir ve onun ölü bedeninin acılı resmi gazetelerde yayımlanır. O gazete haberini gören, okuyan birileri, belki bir yargıç, belki bir öğretim görevlisi, kendi kendiyle hesaplaşır ve ertesi gün pek çok nimeti elinin tersiyle iterek, yepyeni bir hayatın peşine düşebilir.
Evet, vicdan duygusunu yok etmek için ne kadar çok yol bulunursa bulunsun, insanoğlunun belki de bu en görkemli, en insana yakışır özelliği asla yitmez. Ama yitmemesi yetmez, vicdan duygusu ancak bilgiyle, özenle çoğaltılabilir. Yani dünyanın ve hepimizin işi zor. Bu vicdan duygusu bela bir şeydir, geldi mi gitmez ve insanı yollara düşürür. Düşürsün! Yollara düşürsün!
Not: Bu yıl bütün dünyada vicdanın sesi her yanı kuşatsın, yeniden onunla buluşup neşeli türküler hayal etmeyi sürdürelim. Yeni yıla bu kez vicdan imza atsın!
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Asgari ücret artarsa verimlilik artar
- Yankı Bağcıoğlu'ndan Suriye uyarısı:
- CHP'li Günaydın'dan Bakan Tekin'e tepki!
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
En Çok Okunan Haberler
- Colani'den İsrail hakkında ilk açıklama
- Eski futbolcu yeni cumhurbaşkanı oldu
- Emekliye iyi haber yok!
- Fidan'dan 'Suriye Kürtleri' ve 'İsrail' açıklaması
- MHP'den 'asgari ücret' önerisi
- AKP’nin tabutu CHP sıralarına kondu
- Adnan Kale'nin ölümüne ilişkin peş peşe açıklamalar!
- İngiliz gazetesinden Esad iddiası
- 'Kayyuma değil, halka bütçe'
- Arda Güler'in 2 asisti Madrid'e yetmedi