Ben bu yaşımda bu ülkede korku senaryosu yazmaktan bıktım ama korkulu olaylar dur durak vermeden sürüp gidiyor; adamın biri, bir eğitimci, Dumlupınar İlköğretim Okulu Müdürü Mustafa Aydın, Erzurum Emniyet Müdürlüğü’nün düzenlediği bir toplantıda şöyle demiş: “Emniyet’te suçluların kanını alıp gen haritası çıkarılsın. Onların çocukları doğduktan sonra analizi yapılsın. Vatana, millete, bu ülkeye zararlıysa yürümeden yok edilsin.”

En önemlisi, adam bu sözleri etmiş, kimse karşı çıkmamış, hatta alkışlayanlar, gülenler olmuş.

Şimdi her şeyi görsel bir dile çevirelim. Orta ölçekli bir salon, salonda on - on bir aylık çocuklar, kimi kız kimi erkek, kimi sarışın kimi esmer, altlarında bezleri, üstleri çıplak emekliyorlar. Birbirlerine gülücük gönderip duruyorlar. O da ne, kamera çocukları arkadan gösteriyor, bazılarının sırtlarında kırmızı çarpı işaretleri var. Onlar bir heyetin denetiminden geçtiler ve haklarında “vatana ve millete zararlı olacakları” kararı verildi. Kırmızı çarpı işaretleri ondan.

Birden salona hastabakıcı giysileri giymiş, ağızları maskeyle örtülü dört beş adam giriyor ve kırmızı çarpı işaretleri olan çocukları birer ikişer yakalayıp salonun hemen yanındaki bir kapıdan geçip kayboluyorlar.

Burası bu uyutma yeri, birileri karar vermiş “Çocuklar acı çekmeden ölsün” diye, bakıcılar çocukların miniminnacık kollarından tutup onlara birer iğne yapıyorlar. Bir iki saniye geçmeden hepsi ölüyor ve yüzlerinde masum bir gülümseme...

Etkilendiniz değil mi? Ey o salonda oturanlar, hadi şimdi gülün, hadi şimdi alkışlayın!

İmdat! Bu insanı utandıran iklim, bu söylemler nereye kadar?..