Değerli dostlar, devletimizi yıllardır yöneten bu “Tek Kişilik Keyfi Devlet Yönetimi” ülkemizi tam bir sorun yumakları deposu durumuna getirdi.

Ayrıca öyle olmadık sorunlar yaratılıyor ki kimi yaşamsal sorunlar ustaca gündemden uzaklaştırılıyor.

Geçen ay sağlık emekçileri, kısaca sağlıkçılar:

“Bizi Corona (virüs) değil, ‘açlık’ korkutuyor!” diye haykırmıştı... (2.6.2020)

Ardından, “Her çocuk, ‘yirmi bin lira (20.000) borçla’ doğuyor!” uyarısı yapıldı. (6.6.2020)

Her iki uyarı da “yandaş” basında yer almadı, hep olduğu gibi...

Bu ayın ilk haftasında, iktidarı partisi “AKP”nin Konya Milletvekili Hacı Ahmet Özdemir, doğduğu köyü ziyaretinde, bir köylüsünün:

“Memlekette bir şey koymadınız; satmadık yer bırakmadınız. Sizde hiç Allah korkusu yok mu?” (7.7.2020 Cumhuriyet) sorusuna da yer vermedi yandaş basın.

Ayrıca değerli dostlar, Erdoğan, kısa bir süre önce “İslam İktisadı” konusunu ortaya sürmüştü, “ekonomik” sorunlara “çözüm” olarak... (4.6.2020)

Evet, “21. yy”da, “Dinsel iktisat”...

Ve değerli dostlar, bu tür iktisada seslenen,

“Dinsel Hukuk”a da seslenebilirdi; öyle değil mi?

Ne ki Erdoğan, bu konudaki görüşünü çok önceleri ortaya koymuştu, açıkça; şunları söylemişti:

“Referansımız İslamdır!” (Eylül 1991)

“Hedefimiz İslam Devletidir!” (2003)

“Hem Müslaman, hem laik olunamaz! Ya Müslüman olacaksın, ya laik.” (1993)

Oysa bilindiği gibi, Anayasamızın ikinci maddesi, “T.C. Devleti” için “... demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devletidir!” diyerek noktalanır; “1961” yılından, “1961 Anayasası”ndan bu yana...

Dolaysiyle Erdoğan, “Tekli Baro” ile bu görüşlerini, kısaca “Tek Kişilik Keyfi Yönetimi”ni sürdürebilir miydi?

Öte yanda, “Çoklu Baro”yu yadsıyıp

Feyzioğlu’na karşı çıkan “80 Baro Başkanı” içinde, “AKP” taraftarı olanlar da var kuşkusuz; sayılarının “28” olduğu dile getirildi; ne var ki onlar da gerekeni yaptılar, “Tekli Baro”yu desteklediler.

Dahası, “Meclis Komisyonu”nda, “Çoklu Baro”yu destekleyen iktidarın avukat milletvekillerine, cüppelerine dikmeleri için “düğme”ler gönderildi...

Bilmem ki anımsanır mı “ilikler”in “Çay Hasadı” olayında açıldığı?

Geride bıraktığımız Salı akşamı, “hTV”de “İstanbul Baro Başkanı Yardımcısı Av. Nazan Moroğlu”nun konuşması (?) Özellikle, İslam ülkelerinin çoğunda geçerli olan “Şeriat”ın, “Dinsel Hukuk”un, “cinsel eşitsizlik” kuralına dayanmasını ortaya koyan bu konuşmasını “hTV” ekranına bir kez daha getirmeli.

Haftaya cuma günü buluşmak üzere...