Değerli dostlar yeni yılın, “2021 Yılı”nın bu ilk gününe Atatürk’ün 1926 yılında halkına yaptığı bir seslenişiyle girsek diyorum, şöyle:
“Yaptığımız hizmetlerle övünmüyoruz, yapacağımız hizmetlerin övünç kaynağı olabileceği ümidiyle teselli buluyoruz!”
Günümüzle karşılaştırmayı -izninizle- sizlere bırakıyorum; hiç zorluk çekmeyeceğiniz apaçık ortada, yalnızca “TV”de, herhangi bir “haber” yayını izlemek yeter artar bile iktidarın, hele başındakilerin övünmelerini duymak için...
Öte yanda, “2020 Yılı”nın bitmesine bir gün kala ülkemiz “Yine bir kadın cinayeti!..” haberiyle sarsıldı.
Değerli dostlar, haberin bu başlığına Mine Söğüt, gazetemiz Cumhuriyet’teki köşesi “Uykusuzluk”ta karşı çıkmış şöyle diyordu: “Yine kadın cinayeti değil, hâlâ kadın cinayeti!” (13.10.2020)
Yerden göğe haklı; Aydın Üniversitesi Öğretim Üyesi Aylin Sözer, iki gün rehin tutulduktan sonra, işkence yapıldı, ardından ateşe verilip öldürüldü... Cumhuriyet. (30.12.2020)
Bilmem ki anımsanır mı, bir yıl önce, “2019” yılında da “474 kadın” öldürülmüştü...
CHP Giresun Milletvekili, TBMM Kadın Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonu (KEFEK) üyesi Necati Tığlı, “Türkiye’de Kadın Cinayetleri, Cinsel Saldırılar ve Çocuk İstismarı Raporu” hazırlamış, şöyle diyordu:
“Türkiye’de, 2016’da 329, 2017’de 409, 2018 yılında 440, 2019 yılında 474 kadın öldürüldü. En az 166 kadın cinsel saldırıya uğradı; yine en az 96 çocuk istismar edildi.
Oysa, AKP’nin iktidara geldiği 2002 yılında bu sayı 83’tü. Dehşet verici, bir artış. Bu olayları durdurmak AKP iktidarının birinci görevidir. Eğer, ‘Ailenin
Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun ve İstanbul Sözleşmesi’ etkin uygulansaydı sayılar bu kadar yüksek olmazdı.”
Katılmamak olası mı?
Ayrıca değerli dostlar, kısaca dile getirildi gibi. “Canlılar Âlemi”nin en üst bölümünün, “Omurgalılar Şubesi”nin üst bölümünü oluşturan, “İnsanlar” topluluğunda görülen “Türiçi Öldürme”, insanın insanı öldürmesi, “Omurgalılar”ın alt sınıfında, örneğin bir aslanın, bir filin -insanlar gibi- birbirini öldürmesi görülmez. Bilim böyle diyor!..
Yine ayrıca değerli dostlar, “dinsel bağlamda” da -kenarından köşesinden olsa da- “cinsel eşitlik” konusuna şöyle bir dokunulsa...
Evet değerli dostlar, “Aylin Öğretmen’le biz de YANDIK!”
