Değerli dostlar, bildiğiniz gibi, “30 Ağustos Zafer Bayramı”nı kutlamayı yasaklamıştı Erdoğan “Covid-19” salgınını bahane ederek.

Dahası, devletin “Çelenk Merasimleri”nin de kısıtlı sayıda kişiyle yapılmasını da istedi.

Ne var ki bir zamanlar pek başvurduğu, “sağına dönüp söylediğini soluna dönüp yadsımayı, kısaca “Takıyye” yöntemini kullanarak, mazlum mazlum yumuşak bir sesle: “Ben kutlamaları yasaklamadım, resepsiyonları yasakladım!” dedi...

Oysa AKP Yönetimi’nin yani Erdoğan’ın, “Milli Bayramlar”ı, “13 kez” iptal ettiğini duyurdu, “CHP Milletvekili Engin Özkoç”.

Bu iptallerin en çoğu da “30 Ağustos Zafer Bayramı”nın payına düşmüş.

Örneğin, “2011” yılından “2020” yılına dek iptal edilen on (10) Milli Bayram’ın beşi (5), “30 Ağustos Zafer Bayramı”.

Ne ki değerli dostlar, “Milli Bayramlar”ı kutlamanın önlenmesi dışında daha da üzücü olan, bu bayramları bize armağan eden Atatürk’ü, devletin zirvesinin “Anıtkabir” ziyaretiyle anmasının “Akit TV” adlı bir televizyon kanalının ekranlarında şöyle yer alması: “Devletin Zirvesi Anırkabir’de”...

Yanlış okumadınız, “Anıtkabir” yerine “Anırkabir” demiş...

Gelen tepkiler üzerine özür dilemiş “Akit TV”, bir “yayın hatası” olduğunu dile getirerek... İyi de özür dilerken de, “Anıtkabir” adını hiç kullanmamış...

Ayrıca bu törenlerde hep yapıldığı gibi Anıtkabir ziyaretçileri resmi tören sırasında Anıtkabir’e alınmamış, yalnızca bir “grup” alınmış. Çelenk konulmasının ardından bu grup, “Recep Tayyip Erdoğan!” diye slogan atıp haykırmaya başlamış...

CHP eski milletvekili Barış Yarkadaş: “Saygısızlığın dik âlâsı! Her sefer aynı rezalet yaşanıyor (...) bu mekânda slogan atılmayacağını bilmiyorlar mı? Ya da bilerek mi yapıyorlar bu rezaleti? Her ikisi de terbiyesizlik ve ahlaksızlıktır!” diyerek tepkisini ortaya koymuş...

Ne küçük oyunlar...

Ne ki değerli dostlar, bu tür oyunların hayatımızın öteki alanlarında da örneğin ekonomide de oynandığını görüyoruz; bunlar basında bir bir yer alıyor.

Örneğin “ekonomi”de... “Türkiye ekonomisi, ‘yüzde 9.9’ oranında küçüldü!” deniyor; böylece küçülmenin “yüzde 10”, dolaysiyle ‘iki haneli’ olmasının önüne geçilip “tek hane”de kalması sağlanmış; böyle diyor ekonomistler...

Peki, ekonomimizi uzun süre yöneten bir sorumlu, günümüzün “Hazine ve Maliye Bakanı B. Albayrak” ne diyor? Şunu söylüyor: “Yılı pozitif ayrışarak kapatacağız!”

Bakan Albayrak, ayın başında yaptığı bu basın toplantısında, kimi ülkelerin büyüme oranlarını gösteren bir tabloyu da göstermişti. Bu tabloda ABD ekonomisinin yılın ikinci çeyreğinde küçüldüğü görülüyordu.

Oysa iktisatçılar bu oranın yıllık istatistiklerden alındığını belirtip geçen yılın ikinci çeyreğine göre ABD’nin yüzde 9.1 oranında daraldığını belirttiler.

Bakanlık bu değerleri, “Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK)”ndan almıyor mu? Bu “Kurum” nereye bağlı?

Değerli dostlar, bildiğiniz gibi, “ekonomik durum” öyle olumsuz ki, bu köşeye bile sarktı...

Nasıl sarkmasın ki, “Akdeniz’de haddini bildirdiğimiz” Yunanistan: “Bizim, ‘17 Drahmi’ye aldığımızı, siz ‘24 lira’ya alıyorsunuz!” diye övünüyormuş...