Bakteri yiyen virüsler
Mine G. Kırıkkanat
Son Köşe Yazıları

Bakteri yiyen virüsler

31.05.2020 07:00
Güncellenme:
Takip Et:

Salgın olsun olmasın, yakın gelecekte insan sağlığına yönelik başlıca tehditlerden biri, yine mikroskobik: antibiyotiklere direnç kazanan bakterilerin 2050 yılına kadar 10 milyona varabilecek bir insan nüfusunu öldüreceği öngörülüyor. Dünyadaki sağlık örgütleri, aşırı antibiyotik kullanımıyla bu yüzden mücadele başlattı ve en öldürücüleri hastane ortamında bulaşan (MRSA) antibiyotiklere dirençli bakteriler üzerinde alternatif tedavi yöntemleri aranıyor.

Bu yöntemlerden en dikkat çekici olanı, aslında 20. yüzyılın başında bulunan ve hastayı, hastalığa yol açan bakterileri “yiyen virüs”le iyileştiren fagoterapi metodu.

Bilimsel dilde bakteriyofaj diye anılan bakteri yiyici virüslerin varlığını, 1910 yılında ve tesadüfen, sıra dışı bir araştırmacı olan Kanadalı Fransız Dr. Felix d’Herelle keşfetti.

Meksika’nın Yucatan bölgesindeki çekirge istilasını inceleyen bilimciler arasında yer alan Felix d’Herelle, çekirgelere özgü ölümcül bir hastalık saptadı. Ölü çekirgelerin bağırsaklarındaki bakterileri kültür ortamında incelerken, plakalar üzerinde oluşan beyaz lekeleri fark etti. Lekeler, bakteriyi 30 saniye gibi kısa sürede yok eden gizli bir elementi işaret ediyordu. Zamanın mikroskoplarıyla görülemeyen bir virüs olabilirdi, element.

Her canlıya bir can yiyici

Gerçekten de öyleydi. Patojen mikropları yiyerek beslenen, dolayısıyla enfekte canlıyı iyileştiren bir virüs!

Felix d’Herelle, Paris Pasteur Enstitüsü’nde görevliydi. Gürcü öğrencisi Dr. Georgi Eliava ile çekirgeler üzerinde yaptığı keşfi geliştirmek üzere çalışmaya başladı.

Basit anlatımla “her ölümcül bakterinin yiyici virüsünü belirleyerek hastaya vermek” diyebileceğimiz fagoterapi yöntemi; Birinci Dünya Savaşı’nın gölgesinde dizanteri, kolera, hatta veba ile mücadelede başarılı oldu. Felix d’Herelle, tüm dünyadan davetler alıyor, tıp camiasına fagoterapiyi tanıtıyor ve bakteri yiyici virüsleri değişik enfeksiyonlar üzerinde deniyordu.

Eski öğrencisi Dr.Georgi Eliava, 1923’te kendisini Tiflis’e davet etti. Birlikte bugün Gürcistan’ın gurur kaynağı olan Eliava Enstitüsü’nü kurdular.

Ancak Felix d’Herelle’in keşfi, 1929’da penisilinin bulunmasıyla rafa kalktı. Fagoterapi hiçbir yan etkisi olmayan, doğal düşmanın doğal silahlarla yenilme tedavisiydi. Ama dünya, yan etkisi pek çok olmasına karşın standart üretimi çok kolay, etki alanı geniş ve ilaç sanayiine getirisi hayli yüksek antibiyotiklerin “altın çağı”na giriş yapmıştı.

Virüs pazarına nur yağışı

Mikrobiyolojist Alain Dublanchet: “Fagoterapi 1980’li yıllarda antibiyotiklerin yükselişiyle tamamen gömülmeden önce Fransa’da binlerce hastayı iyileştirdi. Pasteur Enstitüsü’ndeki zengin bakteriyofaj koleksiyonları, çöpe atıldı. Şimdi her şeye yeniden başlamak gerek” diyor.

2019 Kasım ayında ARTE kanalında yayımlanan fagoterapi konulu müthiş belgeseli hazırlayan Jean Crepu ise umut veriyor: “Soğuk Savaş tıbba da yansıdı. Antibiyotiklerin geç ulaştığı SSCB ülkeleri fagoterapiyi sürdürdü ve Polonya ile Gürcistan bu tedavi yöntemiyle parlayıp, yeniden sahne alıyorlar.

Halen dünyadaki en büyük virüs bankası, 6 bin tür virüsle Tiflis’teki Eliava Enstitüsü. Eski Doğu Bloku ülkelerinde bazı enfeksiyonlar için hazırlanan bakteri yiyici virüs kokteylleri reçetesiz bile satılıyor!

Aynı ülkelerde fagoterapi uygulayan sağlık kurumlarına, son yıllarda MRSA (hastane enfeksiyonu) kurbanı, “umutsuz vaka” sayılan hasta akımı var*.

Antibiyotiklere dirençli bakterileri yiyici virüslerle yok etmek, kuşkusuz mucizevi bir tedavi değil. Çünkü yiyici virüs koleksiyonu oluşturmak kolay değil, bir; stabil ve seri üretimini yapmak zor, iki; yaşayan bir ilacı yasal standartlara uydurmak imkânsız, üç...

Ama 2016’dan beri Belçika ile Fransa’daki bazı hastanelerde başlayan denemelere ve Paris kanalizasyonlarından “bakteriyofaj” toplayan ekiplere bakılırsa; eski ve hastalara yan etkisi sıfır bu tedavi yöntemi, yeniden sahne ışıkları altında diyebiliriz.

Kapitalizm sattığını över, almayanı döver

Doğal düşmanı doğal silahla yenmekte oldukça başarılı fagoterapi, bana ısırgan özütü açmazını anımsatıyor.

Tarlalarda bolca yetişen ısırgan otunun yağmur suyunda bekletilmesiyle elde edilen özüt, köylüler tarafından binlerce yıl hem toprağı beslemek hem de haşaratı yok etmek için kullanıldı. Ancak AB, aynı zamanda kimyasal gübre ve tarım ilaçları sanayi demek olan ilaç lobilerinin baskısıyla köylüye sıfır maliyeti olan bu hem doğal, hem etkili hem de zararsız özütü yapmayı ve kullanmayı, ağır cezalara bağlayıp yasakladı. Özütü yapıp kullanan çiftçilere inanılmaz para cezaları kesildi, kimisi hapse atıldı**.

Küresel kapitalizm, satmadığı ürünü edineni de kullananı da, hele ucuz ya da bedavaya getirilmişse, tam anlamıyla mahvediyor.

Bakteri yiyen virüsler de şimdilik eski Sovyet ülkelerinde güvende. Kallavi kapitalist dünyadaki gelecekleri ise meçhul.

*Marie-Céline Ray/Enfeksiyon Tedavisinde Son Şans (Thierry Souccar Yayınevi, 2018).

**https://www.cumhuriyet.com.tr/yazarlar/mine-g-kirikkanat/kapital-zemberek-hayatimiz-zehir-409872

Yazarın Son Yazıları

Bir sosyal demokratın anıları

Halkçı Parti’nin genç milletvekilleri koşulların izin verdiği ölçüleri aşarak 12 Eylül ve sonrasındaki işkence iddialarını Meclis gündemine taşıyordu.

Devamını Oku
14.12.2025
Hello Papa, sen misin yeni baba?

Boğaz kıyılarındaki küçük Byzantion yerleşkesini Nova Roma’ya (Yeni Roma, bugünkü İstanbul) dönüştürecek yıkım-yapım çalışmaları 324 yılında başladı.

Devamını Oku
07.12.2025
Türkiye’nin ilk kitap müzesi: FKE

Fethiye, yurttaşların ormanları yanmasın diye nöbet tuttuğu ve olağanüstü güzellikte kıyı şeridine çöken muktedirlere, muktedir torpillilerine karşı kazanamayacaklarını bile bile mücadeleye girmekten korkmayan çevreciler ile yurtsever Yörüklerin diyarıdır.

Devamını Oku
30.11.2025
Karar ve tavır

Türkiye artık ulusal bir toplum değil.

Devamını Oku
23.11.2025
Onlar SAFE, bizler saf..

Hayhuy arasında kaynadı gitti...

Devamını Oku
16.11.2025
Yangın önlemek mi, keriz silkelemek mi?

Turizm, Türkiye’nin en önemli gelir kaynaklarından biri.

Devamını Oku
09.11.2025
Panik atak mı, panik aşk mı?

Kırk yaş, rastgele bir yaş değildir.

Devamını Oku
02.11.2025
İster zart, ister zurt, illaki zort

Dünyada pek çok devlet ve yönetim biçimi vardır.

Devamını Oku
26.10.2025
Yılanların yalanı

Türkiye’nin yalanları, tarihi kadar uzun, kalın ve kuyrukludur.

Devamını Oku
19.10.2025
Hayaller Riviera, gerçekler Gazze

ABD’nin en hafif deyimle en tuhaf başkanı Trump’ın Gazze’ye ilişkin bir projesi var.

Devamını Oku
12.10.2025
Siter yalha züdü çekger dirmi?

Çocukken çok sevdiğim bir oyun vardı. Belki siz de oynamışsınızdır...

Devamını Oku
05.10.2025
Al saat ver saat

Makronezya müstebiti Valdemir Potin’in ricası üzerine Mikronezya’yı barışçıl amaçlarla işgal eden 100 bin Çinli askeri doyurmak kolay değildi.

Devamını Oku
04.10.2025
Bir muhtarın çığlığı

11 Eylül 2025 tarihinde Kadıköy ilçesindeki Caferağa Mahallesi’nin kalbindeki tek mazbut (tahrip edilmemiş alan), Ali Oğlu Hüseyin Vakfı’na ait 12 dönümlük arsa için bir ihale düzenlendi.

Devamını Oku
28.09.2025
Hatırla sevgili, o makus tarifi

100 bin Çinlinin 100 bin nüfuslu Mikronezya adasını işgali, iştah ve sefayla sürüyordu.

Devamını Oku
27.09.2025
Eğriliğin ederi, doğruluğun bedeli

Dünyanın tüm kedileri aynı dili konuşur, aynı tınılarda hırlar ve miyavlarlar.

Devamını Oku
21.09.2025
Kayyum devşirme

12 Haziran 2011 genel seçimleri, Kemal Kılıçdaroğlu’nun CHP genel başkanı olarak girdiği ikinci, oy kullanabildiği ilk seçimdi.

Devamını Oku
14.09.2025
Sal gideyim, salla geleyim

Yalnız ve güzel ada Mikronezya’nın uyuşuk ahalisi, her şeye alıştığı gibi savaşsız gerçekleşen Çin işgaline de alışmış, minnak adayı nüfusu kadar işgalciyle paylaşmayı da kabullenmişti.

Devamını Oku
13.09.2025
Hayaller dolgun fon, gerçekler yırtık don

Güzel bir Kafkas atasözüdür: “Yükseklerde ne eserse alçaklarda onu toplarsın.”

Devamını Oku
07.09.2025
Belirsizliğe doğru

Joseph Ignace Guillotin, 1738 ile 1814 yılları arasında yaşamış bir doktor; Paris Tıp Enstitüsü’nde anatomi dersleri veren bir hocaydı.

Devamını Oku
31.08.2025
Yarım insan hakları

Mısır, nüfus çoğunluğu Müslüman bir ülkedir.

Devamını Oku
24.08.2025
我们身后还有十五亿

Çin’in Mikronezya’yı sessizce işgali Makronezya müstebiti Valdemir Potin hariç, Ezya arşipelindeki tüm istibdatları heyecana gark etmiş ve hatta okyanus ötesi kıtaları da zıplatmıştı.

Devamını Oku
23.08.2025
Bir vasiyetin ağırlığı

“Toplum olarak fikirdüşünce gelişmesi ve vicdan bilinçlenmesi gibi nimetlerden yoksun kalmışlığımızın iki sorumlusu vardır...

Devamını Oku
17.08.2025
Çin işi, asker dişi

Mikronezya ile Yutania’nın şöyle ağız tadıyla bir türlü kapışamayan ordularının sahillerde pineklediği bir sabah; olan oldu.

Devamını Oku
16.08.2025
İsyan hakkı

İnsanlar niçin anneye, babaya, düzene isyan ederler?

Devamını Oku
10.08.2025
Yanık toprak taktiği

Türkiye, artık ağır yaralı bir ülke.

Devamını Oku
03.08.2025
Satamam derdimi kimseye

Mikronezya’nın Yutania ile nihai kapışması beklenirken Ulu Çoban Muktedir Makropiç’in de askeri ve sivil ahalinin moralini elbette yüksek tutması gerekiyordu.

Devamını Oku
02.08.2025
Patria Nostra’dan Madara Mostra’ya

Hani karşınızda biri limon yer, sizin damağınız kamaşır.

Devamını Oku
27.07.2025
Emekli açlık, emeksiz tokluk

Köyde doğdum. Lise bitene kadar kara lastik ayakkabı giydim. Devlet yurdunda tıkış tıkış vaziyette üniversiteyi bitirebildim...

Devamını Oku
20.07.2025
Son dilek, yok çörek

Mikronezya ve Yutania’nın yaz sıcağında çöle dönüşen kumsallarında düşman beklerken sivrisinek avlayan, sevdiklerinden aylardır uzak kalan askerler, depresyona giriyorlardı.

Devamını Oku
19.07.2025
Yüreğimiz sızlar, ciğerimiz yanarken...

Canlılar arasında bir canlı türü olan insanın, ait olduğu memeliler sınıfındaki diğerlerinden tek üstünlüğü, beyinsel yeteneğidir.

Devamını Oku
13.07.2025
Dar sahada kısa paslaşma

Mikron ordusu kıyıda düşman beklerken, Betonit Saray’da işler çığrından çıkmıştı. Olası savaş masrafları boyuna yoksul halkın sırtına bindiriliyor; savaş korkusu ise Kel Tepe’deki ayrıcalıklı nüfusun cima furyasını kamçılıyordu. Sarayın CİA danışmanı Frozen Goldstein, donuk zekâsına karşın epeyce ateşli bir çapkındı. Güzeller güzeli karısı Frambuaz ise başlangıçta dini bütün bir Yolcu ve erdemli bir kadındı. Ama kocasının ihanetlerini öğrenince yoldan çıkmış; “göze göz dişe diş” deyip o da cima havuzuna atlamıştı.

Devamını Oku
07.07.2025
Diyanet’in yol harcı, teğmenlerin ihracı

Tuzla Piyade Okulu’nda 10 Kasım 2023’te Atatürk’ü anma etkinlikleri için son hazırlıklar yapılıyordu.

Devamını Oku
06.07.2025
Saçma sapan bir savaş mıydı?

Saçma sapan bir savaş mıydı? İ srail’in suikast saldırıları, İran’ın Demir Kubbe’yi delen füzeleri, ABD’nin İran’ı bombardımanı, yıkılan binalar, insan kayıpları ve pek de anlam verilemeyen bir savaş daha tavsadıktan sonra ABD Savunma Bakanı Pete Hegseth dünyaya açıkladı: “Biz bu saldırılara aylardır hazırlanıyoruz…”

Devamını Oku
29.06.2025
Suratın tatlısı, limonun ekşisi

Mikronezya adasının Yutania’ya bakan kıyı şeridinde, askeri karargâh dışında bir sivil yaşam belirtisi de vardı...

Devamını Oku
28.06.2025
Sarı Paşa ve Türk Mucizesi

Vakit dardı. Kütahya mücadelesi sonrası, Yunan ordusu var gücüyle saldırıya geçecekti.

Devamını Oku
22.06.2025
Felekten bir gece, adını hece hece

Bolluk ve mutluluk istibdatı Yutania adasında, herkes seferberlik öncesi günleri özlüyordu.

Devamını Oku
21.06.2025
Organize işler

Antik Yunan tarihinin “Sokrates öncesi” diye anılan ilk filozofları, sayıları 23’e ulaşan bir düşünür topluluğuydu.

Devamını Oku
15.06.2025
Doğal cennetten parasal cinnete: Türkiye

Jeolojik olarak yaklaşık 300 milyon yıl önce oluşan ve şairin dediği gibi Akdeniz’e bir kısrak başı gibi uzanan Anadolu, birçok ilkleri barındıran bir coğrafya olmasının yanı sıra çok çeşitli bitki ve hayvana da ev sahipliği yapar.

Devamını Oku
08.06.2025
Yalan patolojik, savaş psikolojik (2)

Dünyada halen “iftira yoluyla algı operatörlüğü” yapan pek çok hükümet ve istihbarat kurumu, Edgar Hoover’ın yasadışı COINTELPRO yöntemlerini izliyor.

Devamını Oku
01.06.2025
Yalan patalojik, savaş psikolojik

İster muktedir olsun ister muhalif, tüm politikacıların yalan söylemesine dünya halkları da alışıktır, biz de epeyce idmanlıyız.

Devamını Oku
25.05.2025