Henüz Öldürülmemiş Çocuğa Mektup

02 Temmuz 2013 Salı

Buraya bakın, burada, bu kara mermerin

\n

altında

\n

Bir teneffüs daha yaşasaydı
Tabiattan tahtaya kalkacak bir çocuk

\n

gömülüdür.

\n

Devlet dersinde öldürülmüştür.
Ece Ayhan

Sen henüz bir yerlerde yaşıyorsun çocuk. Bugün ya da yarın... öldürüleceksin. Ölürken katiline kim bilir hangi dilde, ne diyeceksin?
Seni vuracak mermi, annenle babanın maaşından kesilen vergilerle satın alınmış olacak ve bir polisin ya da askerin üzerine zimmetli, az kullanılmış pırıl pırıl bir silahtan çıkacak.
Senin de tetiği çekenin de gözlerinizde bir an bir ışık parlayacak ve o an ikinizin de hayatı kararacak. Ve hepimizin hayatı biraz daha... bir kez daha... azalacak.
Oysa belki o gün oradan öylesine geçeceksin. Henüz bir devrim hayal bile edemeyecek kadar genceciksin. Ya da pankartı sıkı sıkı tutan parmaklarını, kuvvetlice sıktığın yumruğunu, biraz daha yaşayabilsen... gevşeteceksin.
Ardından o uzun liste yine ortaya çıkacak. Adın o listede en sona yazılacak.
“Devrim şehitleri ölmez” diye bağıracak birileri. Yalan. Herkesten daha çok ölür devrim şehidi denen insan.
Yaşı ölümle sabitlenen vâkur suretlerin bez afişlere basılacak, ergenlikten henüz çıkmış çocuk bakışların gazete sayfalarında sarararak donacak, güzel günlerde çekilmiş gülümseyen fotoğraflarınla televizyonlara çıkacaksın. Sadece annenle babanın değil, seni hiç tanımayan bir sürü insanın da ruhunda, derinleşe derinleşe büyüyen vahşi bir yara olacaksın.
Şimdiye kadar işlenmiş tüm cinayetlerin fotoğrafları çekildi, filmleri yapıldı, kitapları yazıldı. Onlardan öğrendik: Bizim değişmemiz mümkün, ama onlar değişmedikçe kurşun gerçekten ata ata bitmeyecek, öldürülen çocukların ardı arkası kesilmeyecek.
Şimdilerde uzun bir şiirin kısacık dizesisin. Bizim için anlamın çok... bazıları içinse hiç yok.
Evet, sen daha ölmedin. Seni vuracak olan merminin kovanı henüz dökülmedi. Emri verecek akıl bile belki delirmedi. Ama sen de biliyorsun, gün gelecek öldürüleceksin. Çok derin ve kalabalık bir mezara hiç solmayan karanfillerle gömüleceksin. Bir kez daha, seni öldürenler değil, çiçeklerin masumiyeti yargılanacak. Bir kez daha isyan edeceğiz hepimiz. Tüm itirazlar kör kuşlar gibi kırık camlara çarpa çarpa kanayacak. Yere düşen her damlada sanacağız ki bu cinayetlerin bir sonu olacak.
Öldürerek azalan bir akılla, yaralana yaralana çoğalan bir vicdanın savaşı bu. O yüzden tarihimiz henüz ölmemiş çocuklara yazılan mektuplarla dolu.
Şairin en büyük marifeti ölü çocukların hayaletlerini görebilmesi.
Seni sırtından... seni alnından... seni kalbinden vurulurken gördü o şair.
O yüzden, henüz ölmemiş çocuk için yazdığı şiir, bir kıyamet alameti.
Ah gerçekten, bir teneffüs, sadece bir teneffüs daha yaşarsan...
Gerçekten... tabiattan tahtaya kalkacakken...
Devlet dersinde... tıpkı daha öncekiler gibi... öldürüleceksin.
Şu an ben sana bu mektubu yazarken, sen kim bilir kimlerin o kötücül aklında sipsivri bilenmektesin.
Ah çocuk, oysa ki bu hırçın devlet dersinde kin yerine vicdan... azıcık vicdan okutulsa yeni nesillere, sen hiç öldürülmeyeceksin!

\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Yanık saraylar 4 Ağustos 2021
Patron çıldırdı 30 Temmuz 2021

Günün Köşe Yazıları