Atatürk’ün barış zaferleri ve Boğazlar!
Mustafa Balbay
Son Köşe Yazıları

Atatürk’ün barış zaferleri ve Boğazlar!

22.07.2020 07:30
Güncellenme:
Takip Et:

20 Temmuz, 1974’teki Kıbrıs Barış Harekâtı’nın yanı sıra 1936’daki Montrö Antlaşması’nın da yıldönümüydü. İki gün sonra da Türkiye Cumhuriyeti’nin tapu senedi Lozan Antlaşması’nın 97. yıldönümü. 

Ayasofya’nın siyasete açılması çerçevesinde İstanbul’un yeniden konuşulduğu şu günlerde Boğazlardaki egemenlik hakkının nasıl tamamen Türkiye Cumhuriyeti’nin eline geçtiğini anımsatmakta fayda var. 

Fatih Sultan Mehmet 1453’te İstanbul’u fethettikten sonra Karadeniz kıyılarının da Osmanlı’ya geçmesiyle birlikte 1484’ten itibaren Boğazlarla ilgili tek tasarruf hakkı bizimdi. Ta ki 1774’e dek. Rusya’nın Karadeniz’e inmesi ve Osmanlı karşısında güçlenmesi Boğazlarda uç verdi. Geçiş ayrıcalığı aldılar. 19. yüzyıldaki Osmanlı-İngiliz ve Osmanlı-Rus antlaşmalarının özünü İstanbul ve Çanakkale boğazları oluşturdu. 19. yüzyılın ikinci yarısından itibaren Rusya’nın yanında Almanya, İtalya, Fransa, Avusturya, İngiltere de Boğazların kendi istedikleri statüde olmasını sağladılar. 

Osmanlı’nın Birinci Dünya Savaşı’na giriş nedeni Göben ve Breslau adlı Alman savaş gemilerinin İstanbul Boğazı’na sığınmış olmasıydı! 

1918’den 1923’e dek, İstanbul ve Boğazlar İngiliz işgal kuvvetlerinin kontrolü altındaydı. 

Atatürk’ün ödünsüz şekilde Misakımilli sınırları içinde gördüğü İstanbul’u 6 Ekim 1923’te büyük bir “barış zaferi” olarak işgalden kurtarmasıyla yeni dönem başladı.

***

5 bölüm, 143 madde, 18 belgeden oluşan Lozan Antlaşması’nın ana belgelerinden biri Boğazlar Sözleşmesi’dir.

Lozan’a göre Boğazlar Türkiye’nindi. Ancak Türkiye’nin başkanlığında bir uluslararası Boğazlar Komisyonu kurulacaktı. Boğazların güvenliğinde Türkiye’nin tam egemenliğini kısıtlayan maddeler vardı. Önce İstanbul’un Türkiye’ye ait olduğunu uluslararası bir antlaşmayla sağlama almak, sonra tam egemenliği elde etmek gerekiyordu.

Boğazlar konusunda Türkiye’nin karşısında şu ülkeler vardı:

İngiltere, Sovyet Rusya, Fransa, İtalya, Japonya, Yunanistan, Romanya, Bulgaristan, Sırp-Hırvat-Sloven devleti.

Atatürk, tıpkı Hatay gibi Boğazları da dünya dengelerini gözeterek çözdü. 10 Nisan 1936’da taraf ülkelere bir nota gönderdi:

Koşullar değişmiştir… Sözleşmeyi görüşmek üzere konferansa davet ediyorum…

22 Haziran’da toplanan konferans 20 Temmuz 1936’da imza ile sonuçlandı. Montrö’nün özü şuydu:

Boğazların güvenliği için her türlü önlemi alma hakkı Türkiye’nindir.

İkinci Dünya Savaşı’nın ayak seslerinin işitildiği o günlerde Türkiye Montrö’yü imzalamış, şu yorum yapılmıştı:

Kurtuluş Savaşı şimdi sonuçlandı!

***

Montrö hem çevre ülkelerde hem dünya devletleri arasında büyük yankı yarattı. Bölge ülkeleri Boğazlar konusunun netleşmesiyle Türkiye’yle antlaşmalar imzaladılar. O nedenle Montrö’ye takılan adlardan biri şudur:

Barışlar doğuran barış!

ABD’de yayımlanan Foreign Affairs dergisinin Ekim 1936 sayısında Hanry Howard imzalı yazıda şöyle deniyordu:

Montrö bir savaş sonrası imzalanan antlaşmanın barış yolunda ele alınmış ilk resmi revizyonudur…

Sıradan bir cümle gibi ama… Dünyanın en önemli suyollarından birinin statüsünü dünyada ilk kez savaş değil, barış yoluyla değiştiriyorsunuz!

Bugün Cebelitarık’tan Bab-ül Mendeb’e, Hürmüz’den Bering’e, Macellan’dan Malaka’ya kadar dünyadaki büyük boğazların tümünde iki yakada ayrı devletler egemendir. İki yakanın aynı ülkeye ait olduğu tek büyük suyolu İstanbul ve Çanakkale Boğazı’dır.

Atatürk bunu barış ortamında elde etmiştir.

Atatürk’ün yaşamı savaş zaferleri kadar barış zaferleri ile doludur. 

İstanbul ve Çanakkale Boğazı’nda köprüden tünele her türlü tasarrufu kendi kararımızla yapıyorsan bunun altındaki ilk imza Montrö’dür.

Diplomasi”nin ilk hecesini okuyup bırakan bir anlayışa bunların önemini anlatmak zor!

Atatürk’ün savaşlar yoluyla elde ettiği başarılar az-çok yeni kuşakların belleğinde… Ancak bir o kadar önemli olan, barışlar yoluyla elde ettikleri var.

Türkiye’nin teslim sözleşmesi Sevr, Lozan’la yırtıldı, Montrö ile Boğaz’ın serin sularına atıldı.

20 Temmuz 1936 Montrö… 24 Temmuz 1923 Lozan… Tarihimizin bu şanlı sayfalarının yıldönümü kutlu olsun…

Yazarın Son Yazıları

Mr. Tom Barrack... Bu üslubu bırak!

Sayın Büyükelçi, göreve geldiğiniz günden beri Türkiye ve bölge üzerine tezler ortaya atıp geçmişten geleceğe aklınıza geleni söylüyorsunuz.

Devamını Oku
06.12.2025
İktidar, halkın İMF’si oldu!

Dün sabah saat 10.00’da enflasyon rakamlarının açıklanmasıyla birlikte art arda buna paralel haberler döküldü:

Devamını Oku
04.12.2025
Tarım ‘şap’a otururken!

Uzunca bir süredir tarımdan gelen olumsuz haberler zincirine sonunda iktidarın TÜİK’İ de katıldı.

Devamını Oku
03.12.2025
Papanın ziyareti!

Papa 14. Leo’nun Türkiye ziyareti sona erdi, tartışmaları devam ediyor.

Devamını Oku
02.12.2025
Yeni siyasal yelpaze ve CHP!

CHP’nin 39. olağan kurultayı Ankara için sık kullandığımız şu tanımın gölgesinde başladı...

Devamını Oku
29.11.2025
İtirafname!

İBB iddianamesi İstanbul 40. Ağır Ceza Mahkemesi’nce kabul edildi.

Devamını Oku
27.11.2025
Parçalar birleşmiyor!

Uzun süre tartışıldıktan sonra ansızın gerçekleşen İmralı görüşmesinin yeni bir sürecin başlangıcı olduğunu dün vurgulamıştık.

Devamını Oku
26.11.2025
Süreç yeni başlıyor!

Kritik haftalardan bir hafta daha başladı.

Devamını Oku
25.11.2025
CHP milleti dinledi...

Son birkaç gündür uzun süredir konuşamadığımız, Anadolu’nun pek çok yerinden eski-meyen dostların sesini duyduk.

Devamını Oku
22.11.2025
İşi İmralı’ya sürdüler!

Kamuoyunda “Terörsüz Türkiye” diye bilinen komisyonun tam adı şöyle...

Devamını Oku
20.11.2025
Erdoğan’la Bahçeli’nin Öcalan sorunu!

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin dün partisinin grup toplantısındaki konuşması bir süredir kulislerde dalgalanan pek çok olasılığın doğruluk payını arttırdı.

Devamını Oku
19.11.2025
Akdeniz’de ABD kuşatması!

Güney yelpazemizde birbirinden farklıymış gibi seyreden gelişmeleri birleştirince ortaya Türkiye’nin etrafını saran bir yay çıkıyor.

Devamını Oku
18.11.2025
İddianamenin satırları!

Satır sözcüğünün ikinci anlamı şu...

Devamını Oku
15.11.2025
AKP’nin bitmeyen Atatürk zikzakları!

Bir 10 Kasım’da daha Mustafa Kemal Atatürk’ün unutulmaz, unutturulamaz olduğunu yaşadık.

Devamını Oku
13.11.2025
Bana her şey Ergenekon’u hatırlatıyor!

Dün sabah iktidar medyasının haber vermesiyle gündeme düşen İmamoğlu iddianamesi saat 15.00 sıralarında kamuoyuna ulaştı.

Devamını Oku
12.11.2025
45. yıl…

7 Kasım 1980 Cuma günü. Ege Üniversitesi İletişim Fakültesi’nde günün sonuna yaklaşıyoruz.

Devamını Oku
11.11.2025
Hukuksuzluk Tayfun’u!

1293 gündür hapiste olan Tayfun Kahraman’la ilgili Anayasa Mahkemesi’yle İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi arasındaki asimetrik çatışma Türkiye’nin hukuksuzlukta geldiği noktanın yeni bir ivmesi oldu.

Devamını Oku
08.11.2025
New York’ta sosyalizm!

Dünyanın Trump krampına girdiği bir süreçte ABD’nin kalbi New York’ta belediye başkanlığı seçimlerini Müslüman kökenli sosyalist Zohran Mamdani’nin kazanması, içinde büyük umutlar taşıyan önemli bir başlangıç olabilir!

Devamını Oku
06.11.2025
Pazarlık!

Her şeyin pazarlığa tabi olduğu bir dönemdeyiz.

Devamını Oku
05.11.2025
Anayasa oyunları!

Dün AKP iktidarının 23. yılıydı. Çeyrek asra yaklaşan süreci şöyle özetlemek mümkün:

Devamını Oku
04.11.2025
Sürecin şifreleri...

Birinci yılını dolduran, yolda “terörsüz Türkiye” adını alan süreçte şaşırtıcı olmayan bir “deltalaşma” aşamasına gelindi.

Devamını Oku
01.11.2025
Prof. Özer hapiste fikirleri iktidarda!

Bugün Esenyurt Belediye Başkanı Prof. Dr. Ahmet Özer’e yönelik operasyonun birinci yıldönümü!

Devamını Oku
30.10.2025
Cumhuriyet yurttaşlık bilincidir!

Cumhuriyetimiz ikinci yüzyılın ikinci yılına yine en temel değerlerin tartışma konusu olduğu bir ortamda giriyor.

Devamını Oku
29.10.2025
Tükenmişlik saldırısı!

Korkunun gözleri o kadar çoktur ki insanın üzerine çöktü mü, artık her şeyi korku olarak algılar. İmamoğlu, hapiste de olsa... Özgürce siyaset yapamasa da... Ondan korkuyorlar!

Devamını Oku
28.10.2025
Ca-sus!

Dün sabahtan akşama dek sözcüğün tam anlamıyla yargı fırtınası esti!

Devamını Oku
25.10.2025
Kıbrıs dersleri!

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde geçtiğimiz pazar günü yapılan cumhurbaşkanı seçimlerinin yankıları devam ediyor.

Devamını Oku
23.10.2025
İddianame turşusu!

İBB soruşturmasında aylardır beklenen iddianamenin bir bölümü çıktı.

Devamını Oku
22.10.2025
Kışlalı ile haftaya bakış!

Sevgili Kışlalı, Bugün alçakça bir saldırıyla aramızdan koparılışının 26. yılı!

Devamını Oku
21.10.2025
Suriye denklemi!

Suriye Devlet Başkanı Şara’nın Moskova’ya gidişi, İsrail’le Türkiye arasındaki bu ülkenin nasıl bir geleceğe evrileceğine ilişkin soru işaretlerini biraz daha artırdı.

Devamını Oku
18.10.2025
Bitime hazırlık mı?

22 Ekim 2024’te MHP lideri Devlet Bahçeli’nin Öcalan’a yönelik çağrısıyla başlayan, devamında “terörsüz Türkiye” diye adlandırılan süreçte sonbahar havası hissediliyor.

Devamını Oku
16.10.2025
Gazze harap olduktan sonra!

O bilinen “Basra harap olduktan sonra” deyişi ne yazık ki Gazze’ye de uyuyor. Yüzde 85’i harap olmuş, her 20 kişinden biri ölmüş ya da kaybolmuş, bebekleri ölüme doğmuş Gazze’de barışa giden yola ilişkin bir iyi niyet anlaşması yapıldı.

Devamını Oku
15.10.2025
Yavaş’ın en büyük projesi: Huzur-güven!

Seçeneğini aşağı çekmekten başka seçeneği kalmamış bir iktidarın Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş’ı da hedef alacağı aşikârdı.

Devamını Oku
14.10.2025
Tuğla...

1990’lı yılların faili meçhul cinayetler sürecinde dönemin İçişleri Bakanı Mehmet Ağar’ın Uğur Mumcu cinayeti için kullandığı “tuğla” sözcüğü Ekrem İmamoğlu ve zafer arkadaşlarının iddianamesinde de gündeme geldi!

Devamını Oku
11.10.2025
Nadir toprak elementleri!

Sanayi Devrimi’nde kömür, demir, çelik neyse bugünün iletişim devriminde nadir toprak elementleri o!

Devamını Oku
09.10.2025
Eğitimde yeni bir bozum mu?

Klasik söylemdir, “Eğitim yapboz tahtasına döndü” denir ama her değişiklik sorunları çözmek yerine katladığı için “yap” kısmı yok...

Devamını Oku
08.10.2025
Meclis zemini!

21 Ekim 1999’da alçakça bir saldırıyla aramızdan koparılan Prof. Dr. Ahmet Taner Kışlalı, Siyaset Bilimi kitabında Meclis’in birleştiriciliğini şöyle özetler:

Devamını Oku
07.10.2025
Silivristan!

Önceki gün Silivri’ye giderken Ayşe Barım’ın serbest bırakıldığını öğrendik.

Devamını Oku
04.10.2025
Hakan Fidan tartışılan o sözlerini bilerek mi söyledi?

Ava giderken av olmak diye bir deyim vardır.

Devamını Oku
02.10.2025
Amer-İslam!

Önceki akşam Gazze’deki en hafif anlatımla “soykırım” denebilecek felaketin sona erebileceği umuduyla Trump-Netanyahu görüşmesini bekledik.

Devamını Oku
01.10.2025
ABD ile kapitülasyon!

Erdoğan’ın Trump görüşmesinden çıkan sonuçların açıklanan kısmını başlıktaki gibi özetleyebiliriz. Kapitülasyonun anlamı şöyle:

Devamını Oku
30.09.2025