Gara-bet durum!

23 Şubat 2021 Salı

Siyasal hedeflerin terörle mücadelenin önüne geçtiği bir haftayı daha geride bıraktık.

AKP’nin bütün konulara bakışı böyle; atılan adım iktidarıma yarar mı?

Gara operasyonunun sonuçları ortada... Neyi hedeflemiş olursanız olun, elde var başarısızlık! Zaten Erdoğan da gerçeği partisinin kongresinde ilan etti:

İstedik... Başaramadık...

Burada sağduyulu herkesin amacı iktidara gol atmak değil, bir daha böylesi acıların yaşanmaması için eğrileri doğruları ortaya çıkarmak. AKP, bunu bile terör örgütünün ekmeğine yağ sürmek olarak sunuyor.

Kimin yağ sürdüğü açık!

AKP, içeride teröre karşı ortak, sarsılmaz, su sızdırmaz bir yapı oluşturacağına yine tam ters yöne saptı. Siyasal ortamda ne kadar çok terörist “üretirse” kendisini o kadar “başarılı” hissedecek. Diyecek ki:

Eyy halkım, bakın işte ne kadar çok terörist ve terör yandaşı ile uğraşıyorum. Sakın bana desteğinizi eksik etmeyin. Yoksa Türkiye batar!

Bu siyaset, iktidarı güçlendirdiği ölçüde ülkeyi zayıflatır!

***

Terörün demokrasiyi, hukuk devletlerini, toplumsal düzeni nasıl erozyona uğrattığını anlatmak için en uygun uluslararası platformlardan biri Münih Güvenlik Konferansı idi. Türkiye burada, yaşadığı en sıcak acıyı gündeme getirip dünyadan bu konuda daha samimi tavır isteyebilirdi!

Yapmadı... Yapamadı...

Türkiye böyle bir platformu değerlendirmek yerine şunu hedeflemiş görünüyor:

ABD, Gara şehitlerine ilişkin güçlü bir açıklama yapsın, Türkiye’nin yanında olduğunu ilan etsin!

Erdoğan, bu istemini bütün kısıtlamalardan muaf AKP kongrelerinde dile getirdi. ABD, hele Biden çıkıp terörü kınasın, her şey tamam!

Acaba öyle mi?

Şöyle bir gerçek var:

Türkiye şehitlerine yanarken ABD, Irak’tan Suriye’ye, Türkiye’nin terörist olarak gördüğü unsurlara askeri malzeme naklediyordu.

Türkiye bunu kınayacağına, ABD’nin terörü kınayan bir açıklama yapmasını istiyor!

Bunun Türkçesi şudur:

Bana bir çift güzel söz söyle, varsın yalan olsun!

Erdoğan’ın ABD gündemi, Biden’la beyaz bir sayfa açmaktan başka bir şey değil.

***

Gündem ABD’nin terörü kınamasına gelmişken tarihsel bir durumu paylaşalım.

1 Mart 2003 tezkeresi, ABD ile ilişkilerde önemli kilometre taşıydı. Önümüzdeki hafta 18. yılı. ABD ile yapılan uzun pazarlıklar sonucu Meclis’e gelen tezkereye göre 70 bin ABD askeri, Türkiye’nin özellikle Akdeniz ve Güneydoğu bölgesini kullanıp Irak’a girecekti. Gerektiği kadar da Türkiye’de kalacaktı!

TBMM, tezkereye 1 Mart’ta hayır dedi!

ABD, sonraki tezkere ile Türkiye’nin hava sahasını kullanarak 21 Mart’ta Irak’ı işgal etti ama 70 bin askeri Türkiye’ye giremedi.

Soralım:

Girseydi çıkar mıydı?

Bölgede girdiği hangi ülkeye barış ve demokrasi getirdi?

Biden, Münih’te “demokrasiyi savunuyoruz” diyerek dünya hâkimiyetini artıracaklarını söyledi.

Türkiye’de iktidarın da muhalefetin de ABD’ye şunu söylemesi gerekli:

Madem bu kadar çok demokrasi istiyorsun, önce işgal ettiğin topraklara getir!



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları