Kitap fuarları sonrasında genel gözlemleri paylaşmayı ayrı bir sorumluluk edindik. İstanbul’dan sonra İzmir’de de kent merkezinin dışında kurulan fuara katılımın nasıl olacağı endişelerinin yersiz olduğu bir kez daha görüldü. TÜYAP tarafından düzenlenen 25. İzmir Kitap Fuarı Gaziemir’deki yeni fuar merkezindeydi. Buraya ulaşma güçlüğüne inat, kitapla buluşmak için zaman, emek ve para harcayanların sayısı az değildi.

Bir yazar olarak teşekkür borcumuz var.

İki günlük okur-yazar buluşmasından sonra önceki akşam dönüş yolunda bir kez daha içimize doğru haykırdık: Bu topraklarda her şey tükenebilir ama umut tükenmez.

***

14 Mayıs’a iki aydan daha az sürenin kalmış olması, adaylık tartışmaları doğal olarak fuarın gündemini de etkilemişti.

Son yıllardaki Ankara, İstanbul, İzmir, Adana, Mersin kitap fuarlarında Erdoğan’ın karşısına çıkacak cumhurbaşkanı adayının kim olacağı sorusu öncelikliydi. İzmir Kitap Fuarı’nda Ankara’daki siyasal gündeme paralel olarak bu sorunun aşıldığını ve daha ötesi sorgulanmadığını gördük. Kılıçdaroğlu’nun cumhurbaşkanı adaylığı “tartışması” geride kalmış, kabul görmüş. İçi boş bir özgüvenden çok “14 Mayıs’a kadar işi sıkı tutmak gerek” kaygısıyla karışık bir u-mutluluk vardı.

“Bu sefer tamam” cümlesini çok sık duyduk.

Örneğin 2018 seçimlerinde de umut yükseliyordu ama devamı şöyle geliyordu:

- Zaten kaybedersek bu ülkeyi terk ederim...

-Ülkede kalıp kalmamaya seçimden sonra karar vereceğim.

-Kararımı vermiştim, çekip gidecektim... Muharrem İnce’nin kazanma olasılığı beni durdurdu...

Bu kez buna benzer sözler daha azdı. Ancak bunun yerini İnce’nin son günlerdeki çıkışlarına yönelik çatallı bakışlar almıştı. İnce’nin kullandığı sloganlardan biri şu:

Barışacağız, büyüyeceğiz, bölüşeceğiz...

Kim bilir belki de bu 3 B’nin yanına bir 4. B de ekler:

Birleşeceğiz!

Birleşme ancak iki taraf da aynı duygu içinde olursa olumlu sonuç verir.

Aynı şey değil elbette ama Meral Akşener’i masaya dönmeye zorlayan taban, bakalım İnce’ye nasıl bir yön çizecek...

Kimi soruları da şöyle birleştirebiliriz:

-Biz bu umudun yükseleceğini ve kazanacağımızı düşünüyoruz. Sizce de öyle değil mi sayın Balbay?

Düşüncemizi şöyle özetledik:

Erdoğan’ın adaylıktan vazgeçmesi bile beni şaşırtmayacak. Ama kaybetmemek için her şeyi yapacakları da kesin. Kılıçdaroğlu’nun kazanmasını iki şey engelleyebilir; seçim sürecinde ciddi bir güvenlik sorununun yaşanması, Millet İttifakı’nın vahim bir hata yapması... Bunun dışında başarının önünde engel yok.

***

Fuarda 5-6 kez depremzede ailelerle karşılaştık. Çeşme’de bir otele yerleştirilenler... Akrabalarının yanına gelenler... İş bulma umudunun İzmir’de daha yüksek olduğunu düşünenler...

Her biri ayaküstü öyküsünü anlattı. Seçimle ilgili kafaları karışık. Henüz gündemine almamış olanlar çoğunluktaydı. İki ailenin İzmir’den sonraki durağı muhtemel Ankara olacakmış. Birinci neden depreme karşı daha güvenli olması!

Onları dinlerken bir kez daha şunu gördük:

Türkiye’de en büyük sigorta aile bağları sigortasıdır!

Depremzedelerin de kitaba sarıldığını görünce biz de onlara seslendik:

Kitap en güçlü yaşam tutamağıdır!