Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Hangi hikâyeyle büyüdü bu Ahmet?
Magazin dünyasına ait bir olay gibi değerlendirilip geçilecek değildi elbette. Ahmet Kural’ın Sıla’ya şiddetinin uzun süre gündemde kalması, konuya ilişkin ne varsa konuşulması tabii ki doğal. Çünkü göz önünde insanlar bunlar, dolayısıyla her yaptıkları, toplumda olumlu, olumsuz örnek kabul edilebilir haliyle. Yaşatılan erkek şiddetinin geçiştirilmesi Kural gibilerini cesaretlendirecek, Sıla gibilerini desteksiz bırakacaktır. Bu nedenle toplumsal kızgınlığın şiddete başvurana yönelmesi gayet yerindedir. “Kol kırılır yen içinde kalır” olmaz her zaman.
Bu şiddet karşısında benden daha iyi düşünenler yazdılar, söylediler neler düşündüklerini. Çok da iyi yaptılar. Söylenmiş onca doğru lafa ekleyeceğim tek bir söz bile yok. Benim meseleye dalışımın nedeni bir başka. Sıla’yı tekme tokat döverken bir hayli “cesaretli” olan Ahmet Kural’ın iş yargıya düştüğünde aynı cesareti gösteremediği belli oldu. “Benim Sıla’dan duyduklarımı duyan herkes aynı tepkiyi verirdi” türü sözlerinden, şiddetini haklı çıkaracak gerekçe türetme çabasında olduğu, işin içinde “ağır tahrik” bulunduğu sanısı uyandırma kurnazlığı güttüğü çok açık. İşin bu tarafındayım ben.
Hukuk karşısında bunlar yapılır herhalde. Kolay değil, ucunda ceza var ne de olsa. Yani Kural’ın, “dövdüm ama hele bir sor niye dövdüm” demesi, anlaşılabilir. Bu elbette toplum gözünde savunmasız bir kadına uyguladığı vahşeti unutturmayacak ama belli ki Kural savunmasını “dövdüysem sebebi var” üzerine kuracak. Benim üstünde durmak istediğim de bu işte. Çünkü bendenizin gözünde bu “hile”dir. Ahmet Kural mahkemede Sıla karşısında “galip” gelmek için hileye başvuracak.
Bu, toplumumuzun bir kesiminin kodlarına hayli uygun bir hile aslında. “Önemli bir gerekçesi olmasa adam durup dururken çıldırmazdı” diyecek dünya kadar kişi (kadınlar da dahil) var memlekette. Bunların hiçbirinin aklına Kural’ın eski sevgilisinin parmağını kırdığı, şiddetin bu arkadaşta yerleşik bir davranış biçimi olduğu da gelmeyecek. Annesinin Facebook’taki paylaşımını görselerdi belki Kural’ı daha iyi tanıyabilirler, annenin, kuşkusuz her anne gibi korumak istediği oğlunu, koruyayım derken ciddi ciddi gömdüğünü de görmüş olurlardı. Sema Kural, Anton Çehov’un “Eğer sen kusursuz olsaydın başkalarının kusurlarını bulup çıkarmaya bu kadar meraklı olmazdın” sözüyle eleştirmiş Sıla’yı. Çehov’u okuyanları, Çehov’u sevenleri severim. Anne lütfen sempatileri kabul etsin.
Sema Hanım bilerek mi yaptı bilmem, ama oğlunun da kusurlu olduğunu kabul etmiş oluyor Çehov’un sözü aracılığıyla. Annenin “Kusuru görse de kurcalamamasını” istediği Sıla’nın “kusuru” demek ki “Ahmet’in kusurunu ortaya dökmesi”. Şöyle bir düşününce kolunun, bacağının kırılmasını gerektirecek bir kusur değil bu.
Hileye dönelim. Ahmet Kural şiddetini haklı gösterecek laflar ederek kafa bulandırıyor. Mahkemede ne kadar başarılı sonuç alır bilinmez ama Kural türü erkekler kendinden güçlü kadınlar karşısında her zaman, her devirde, her fırsatta hileye başvurdular. Tek cins (kadın) üzerinden savunulagelmiş namus/ahlak anlayışının erkek lehine işe yaradığını bilirler bu tür erkekler. “Bana söylediklerini duyan herkes aynı tepkiyi verirdi” cümlesindeki “ona söylenenlerin” sözüm ona Kural’ın “erkekliğini” rencide edici olduğunu düşünmez mi memleket insanı? İşte hile budur. Sıla’nın karşısına hile yaparak çıkmak.
Ahmet Kural gibi erkekler, masallarındaki erkeklerin bile kadınlara hile yaptığı bir toplumun çocuklarıdırlar. Dede Korkut Masalları’nda adı geçen Bamsı Beyrek adlı bey, sözlüsü Banuçiçek’le güreşe tutuşur bir gün. Karşısında zorlandığı, bir türlü de alt edemediği genç kızı Bamsı Beyrek nasıl yener anımsar mısınız? Söyleyeyim; göğüslerini sıkarak. Bu hiledir işte.
Güçsüz erkek güçlü kadını ancak hileyle yener.
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Asgari ücret artarsa verimlilik artar
- Yankı Bağcıoğlu'ndan Suriye uyarısı:
- CHP'li Günaydın'dan Bakan Tekin'e tepki!
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
En Çok Okunan Haberler
- Nevşin Mengü hakkında karar
- Colani'den İsrail hakkında ilk açıklama
- Eski futbolcu yeni cumhurbaşkanı oldu
- Emekliye iyi haber yok!
- Fidan'dan 'Suriye Kürtleri' ve 'İsrail' açıklaması
- MHP'den 'asgari ücret' önerisi
- AKP’nin tabutu CHP sıralarına kondu
- 'Kayyuma değil, halka bütçe'
- Arda Güler'in 2 asisti Madrid'e yetmedi
- Adnan Kale'nin ölümüne ilişkin peş peşe açıklamalar!