Bilmem bu yıl dikkat ediyor musunuz? Ligler başladı, ama o eski heyecan hiç yok. Bodrum’dayım birkaç önemli maç var, fakat maç yayını yapan restoran veya kafelerde çoğu insan sohbetlerini bölmüyor bile, maç seyretmiyorlar. Birçok dostum evlerindeki digitürkleri iptal ettirmişler ve duyduğum serzenişler şöyle: “Sevgili Başkan valla artık pek maç seyretme zevkimiz kalmadı, bizim takım yine bu sene hâlâ oturmadı, ligler başladı hala transfer, transfer yapacak paraları da nereden buluyorlar? Hakemler deseniz bir âlem, bir ‘VAR’a gidiyorlar, bir gitmiyorlar. Nerede o eski maçlar ve o futbolcular Başkanım.”
Eminim sizler de benzeri şeyleri çok yerde, çok kişiden duyuyorsunuzdur. Haksızlar mı?
Bu yıl bakıyorum Galatasaray ve Beşiktaşlılar çok umutsuz, Fenerbahçe ve Trabzonsporlular ise ümitliler; haksız da değiller yani.
Baksanıza Beşiktaş ve Galatasaray hâlâ bir takım kuramadı, kim nerede oynayacak valla bilen yok. Misal, Galatasaray medyasını okuyorum Babel kanatta faydalı olamıyormuş, peki Babel Beşiktaş’ta nerede oynuyordu? Ayrıca bence çok da başarılı. Bu arada bir Anadolu takımının bu yıl bir sürpriz yapma ihtimalini de bence düşünmek gerek.
Özetle kimin ne yaptığı belli değil. Başkan, hoca, taraftar ve medya hepsi ayrı telden çalıyor. Zaten medyanın çoğu kontrollü olduğundan onlar yazmak mecburiyetinde olduklarını yazıyorlar. Gazetem olduğu için söylemiyorum ama gerçekten Cumhuriyet yazarlarımızı ben de eski bir başkan olarak takdirle ve de zevkle okuyorum, diğer gazetelerde de tabii ki birkaç eski duayenimizi de zevkle okuyoruz o kadar. Televizyonlar mı? Onları ise görev icabı seyrediyorum, ama inanın bazen sinir olup kapatıyorum, bu kadar mı terbiyesizce konuşmalar olur? RTÜK nasıl müdahale etmiyor şaşırıyorum.
Özetle, “Binmişiz bir alamete, gidiyoruz kıyamete” sözüne uygun biçimde ligler başladı ama hâlâ kimin ne oynadığı, ne yaptığı belli değil.
Hele bazı yorumcular var ki, Merkez Hakem Kurulu Başkanı Sayın Zekeriya Alp’in iş durumunu ortaya atarak, onu nasıl zor bir duruma soktuğunu bilmiyorlar mı? Bilmemeleri mümkün mü? Peki bu nasıl bir destek, anlamak mümkün değil. Zekeriya Alp çok başarılı futbol hayatından sonra, yine aynı başarıyı iş hayatında da göstererek çok önemli şirketlerini, ailesi ile birlikte, büyük bir başarı ile yönetmektedir. Bunu da herkes bilmektedir, ne demek durup dururken bunu gündeme getirmek!
Bu arada geçen yazımda eski futbol akademisyenlerinden bahsederken değerli dostum, arkadaşım Metin Tükenmez’i unutmuşum, ki o da gerçekten Türk futbolu için çok önemli işler yapmış bir akademisyendi, ama maalesef ondan da Türk futbolu gerektiği şekilde istifade edememiştir.
Değerli okurlarım, dün tarihi bir günün 97’nci yılını kutladık.
30 Ağustos 1922’deki tarihi Kurtuluş Savaşı zaferimizi, millet olarak sonsuza kadar da kutlayacağız. Ben de dün, Bodrum Dibeklihan’da bu anlamlı günü çoşkuyla yaşadım “Atatürk’ün Yanı Başında” adlı kitabımdaki unutulmaz enstantaneleri Atatürkçü dostlarımla paylaştım.
Futbol başladı da!
Yazarın Son Yazıları
Değerli okurlarım, bugün futbol yazısı yok. Neden mi?
Tarihi sınavdayız
Sınıfta kaldık
Derhal istifa
Vur abalıya!
TFF Başkanımıza soruyorum
Başakşehir Futbol Kulübü’nü dikkatle takip ediyorum. Her sezon başa oynuyor ve de bunun yanında her yıl Avrupa kupalarında başarılı sonuçlar alarak ülkemizin yüz akı oluyor. Ligimizde bu yıl da en büyük favorim Başakşehir. Okan Buruk futbolculuğundan beri çok takdir ettiğim bir hoca. G.Saray’ın altyapısında yetişen, çok başarılı bir futbol yaşantısından sonra soyunduğu hocalık dönemine yine başarıyla devam etmekte. Bu yıl ekibiyle şampiyonluğu göğüslerse kimse şaşırmamalı.
Türk futbolunun çok değerli eski futbolcusu, FIFA kokartlı dünyaca ünlü hakemi, eski MHK başkanı ve TFF yönetim kurulu üyesi Hilmi Ok ağabeyimizi maalesef kaybettik.
Sevgili futbolseverler gerçekten Türk futbolundaki bu perişanlığa, hatta biraz ağır olacak ama yozlaşmaya, kalitesizliğe, kavgalara, ayrışmalara dur diyecek yok mu? Futbolumuz neresinden tutarsan tut elinde kalıyor.
Uzun yıllar Fenerbahçe’de, sonra da PTT ve Ankaragücü’nde futbol oynayan, milli takım formasını giyen, rahmetli Yılmaz Yücetürk Hocam canım kardeşim, futbolu bıraktıktan sonra Almanya’ya gitmişti. Köln Spor Akademisi’ni bitirmiş, Almanya Futbol Federasyonu Başkanlığı tarafından kendisine Bundesliga takımlarının antrenman sistemleri üzerinde tez hazırlama görevi verilmişti. İşte o günlerde ben de TFF Başkanı olmuştum. İlk iş olarak Almanya’dan onu alıp getirip, TFF Araştırma, Planlama, Eğitim, Denetim (APED) Başkanı yapmak olmuştu. Yanında da başta Tamer Güney Hocam ve futbol akademisyenleriyle müthiş bir ekip kurmuştum. Neden bu eski anıdan başladım? Bu hafta Kırklareli, F.Bahçe kupa maçı dolayısıyla adeta bir bayram havası yaşamıştı. F.Bahçe’yi seyretmek için civar il ve ilçeler dışında, komşu ülkelerden dahi yüzlerce insan Kırklareli’ne akın etmişti. Esnafın yüzü gülmüştü. İşte sevgili okurlarım futbolun gülen güzel yüzü budur. Ama biz ne yaptık, bu gülen yüzü nefret ve hiddete dönmüş bir yüz haline getirdik. Artan bir şekilde de devam ettiriyoruz. Allah sonunu hayır etsin!
Değerli okurlarım, köşemde her hafta yazılarımın çoğunda kesinlikle şu önemli konu hep yer alır. TFF Kanunu’nu tam özerk hale getiremez, özerk federasyonun yönetmelikleri bilinçli bir şekilde düzenleyemez.
Değerli okurlarım, inanın yıllardır Türk futbolunun içindeyim. Ancak ülkemizde 25 senedir, bilhassa son yıllarda daha da artan bir şekilde, futbolumuzun bu kadar ayağa düştüğü, kalitesizleştiği, insanları birbirine düşürdüğü, ekonomik açıdan da iflasa götürdüğü bir dönemi hiç görmemiş, yaşamamıştım...
Sayın Spor Bakanımız Süper Lig kulüplerini toplayarak bir çalıştay başlattı.
Bu benim başlığım değil. İlk lisansını 1970’te alıp futbola başlayan, sonra kaleci olarak başta Fenerbahçe ve Rizespor olmak üzere 12 yıl profesyonel liglerde, 4 yıl da amatör ligde oynayan, şu anda da amatör kümede Küçükyalı-Örnekspor’da fahri olarak teknik direktörlük yapan, UEFA-A lisanslı teknik direktör ve kaleci antrenörü, bir futbol misyoneri Alpaslan Tekin’in sözü bu.
Değerli okurlarım her hafta bu köşemde sizlere elden geldiğince, Türk futbolunu yönetenler ve de kulüplerimizle ilgili, kişisel görüşlerimi aktarıyor, onlara bazı tavsiyelerde bulunuyorum, bugün ise bu gündemin dışına çıkmak istiyorum. Bence şu sıralarda ülkemizde futboldan çok daha önemli husus, Türk gençliğinin eğitim sorunudur. Kitabımla ilgili yüzlerce okula, üniversiteye gittim, gitmeye devam ediyorum, edeceğim de.
Mustafa Kemal Ulusu
Galatasaray’sız Milli Takım
Futbol başladı da!
Süper Ligimiz ve kalitesi
Kulüpler Birliği ne iş yapar?
Süper Lig başlarken
Türkiye’de artık futbol konuşulacak!
Neden biz böyleyiz?
Türk Futbolu’ndan manzaralar!
Yeni MHK hayırlı olsun
Sayın Spor Bakanımın dikkatine
İstanbul’un yeni Başkanı
TFF ve kulüplerin durumu
Neden biz böyleyiz?
Nereden, nerelere geldik!
TFF seçimi mi?
Fatih Hoca’ya açık mektup
19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı
Her şey güzel olacak