Geçen hafta bu köşede, Merkez Hakem Kurulu (MHK) seminerinde Kulüpler Birliği ve Beşiktaş Kulübü Başkanı Sayın Fikret Orman’ın konuşmasını ağır bir şekilde tenkit etmiştim. Başta Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) Onursal Başkanı Sayın Şenes Erzik olmak üzere, Türkiye’nin dört bir yanından faal ve gayri faal hakemlerden, teknik direktörlerden, futbolculardan, medya mensuplarından, TFF üyelerinden, futbolseverlerden müthiş destek telefonları, mesajlar ve mailler aldım. Buradan hepsine ayrı ayrı teşekkür ediyorum. Tamamen tarafsız ve gerçekçi bir bakış açısıyla Orman’ın çıkıp hakemlere adeta “aba altından sopa gösterir” türdeki konuşmasını tenkit etmiş ve önce kendi takımlarına sonra da kulüplerine bakmalarını önermiştim. Zira Beşiktaş ile diğer büyük takımlarımızın mali, idari ve teknik durumları meydanda. Ben bugünkü yazımda “Kulüpler Birliği ne iş yapar” bunu Sayın Fikret Orman’a sormak istiyorum. Kurulduğundan bu güne kadar Kulüpler Birliği, kulüplerimiz adına neler yapmıştır, futbolumuzun kalkınması için ne gibi projeler üretmiş ve tatbik edilmiştir? Eski, yeni futbolcu, hakem ve teknik direktörlerle ilgili önemli bir projeleri var mıdır? Düşen maç seyirci ve hasılatları ile ilgili ne gibi çalışmaları vardır? Özetle tüm kulüplerin yönetimini idare eden bir TFF Başkanlığı varken, bu Kulüpler Birliği ne amaç ve maksatla kurulmuştur bir türlü anlayamıyorum. Bildiğim tek şey, siyasetin işaret ettiği bir TFF başkan adayı ismi üzerinde yoğunlaşarak, o isim için gerekli imzaları toplamak, ama bunun yanında çıkacak başka adaylara “Bizden katiyen sana imza yok” diyerek seçime sokturmamak ve o kendi tespit ettikleri adayı “tek başına” seçime sokarak, TFF başkanı yapmak; bütün icraatları bu. Seçtikleri başkanlar ile bilahare ters düşmeleri de ayrı ve trajikomik bir durum. Dünyanın neresinde var? Hem TFF başkanlığı ve bunun yanında, “Seni biz seçtik haa...” diye boy gösteren bir Kulüpler Birliği teşkilatı. O kadar ki, özerk bir yapıya sahip olan MHK kapanış seminerine katılarak, hem tüm kulüpleri, hem de açık açık kulübünü temsil ettiğini söyleyecek cüretkârlıkta da bir başkanları!
O gün Sayın Orman’ın “Beşiktaş Kulübü Başkanı” olarak konuşuyorum diyerek, kürsüden hakemleri adeta tehdit eder gibi konuşması, UEFA Başkanlığı ve UEFA Hekem Komitesi’nce acaba nasıl karşılandı merak ediyorum? Bence tamamen futbolun özerlikliğine ve hakemlik müessesine vurulmuş bir darberdir. Kulüpler Birliği, Gençlik ve Spor Genel Bakanlığı gibi, futbola ve spora yıllardır hiçbir katkısı olmayan kuruluşlar için, devletin yüksek makamlarınca, artık reformist kararlar alınarak bu tür adı olan, ama uzun yıllardır hiçbir faydası olmayan bu kuruluşlar, derhal kaldırılarak Türk sporu ve futbol, direkt federasyonlar tarafından özerk olarak yönetilmelidir. İşte o zaman bakın başarılar nasıl geliyor. Bu arada Sayın Emin Çölaşan’ın süper lig maçlarından evvel adeta formalite gibi okunan milli marşların derhal kaldırılması ve sadece milli maçlarda okunması önerisini destekliyorum. Ben de yıllar önce bunu defalarca dile getirmiştim. Derhal kaldırılmalıdır ve milli marşımızın o büyük saygınlığı korunmalıdır. O bizim çok özel günler için, içten gelen bir coşkuyla, gönülden söylediğimiz bir milli marşımızdır ve sadece milli maçlarda canı yürekten söylenmelidir.
Yeni futbol sezonu hayırlara vesile olsun, tüm kulüplerimize ve hakem kardeşlerime yürekten başarılar diliyorum.
Kulüpler Birliği ne iş yapar?
Yazarın Son Yazıları
Değerli okurlarım, bugün futbol yazısı yok. Neden mi?
Tarihi sınavdayız
Sınıfta kaldık
Derhal istifa
Vur abalıya!
TFF Başkanımıza soruyorum
Başakşehir Futbol Kulübü’nü dikkatle takip ediyorum. Her sezon başa oynuyor ve de bunun yanında her yıl Avrupa kupalarında başarılı sonuçlar alarak ülkemizin yüz akı oluyor. Ligimizde bu yıl da en büyük favorim Başakşehir. Okan Buruk futbolculuğundan beri çok takdir ettiğim bir hoca. G.Saray’ın altyapısında yetişen, çok başarılı bir futbol yaşantısından sonra soyunduğu hocalık dönemine yine başarıyla devam etmekte. Bu yıl ekibiyle şampiyonluğu göğüslerse kimse şaşırmamalı.
Türk futbolunun çok değerli eski futbolcusu, FIFA kokartlı dünyaca ünlü hakemi, eski MHK başkanı ve TFF yönetim kurulu üyesi Hilmi Ok ağabeyimizi maalesef kaybettik.
Sevgili futbolseverler gerçekten Türk futbolundaki bu perişanlığa, hatta biraz ağır olacak ama yozlaşmaya, kalitesizliğe, kavgalara, ayrışmalara dur diyecek yok mu? Futbolumuz neresinden tutarsan tut elinde kalıyor.
Uzun yıllar Fenerbahçe’de, sonra da PTT ve Ankaragücü’nde futbol oynayan, milli takım formasını giyen, rahmetli Yılmaz Yücetürk Hocam canım kardeşim, futbolu bıraktıktan sonra Almanya’ya gitmişti. Köln Spor Akademisi’ni bitirmiş, Almanya Futbol Federasyonu Başkanlığı tarafından kendisine Bundesliga takımlarının antrenman sistemleri üzerinde tez hazırlama görevi verilmişti. İşte o günlerde ben de TFF Başkanı olmuştum. İlk iş olarak Almanya’dan onu alıp getirip, TFF Araştırma, Planlama, Eğitim, Denetim (APED) Başkanı yapmak olmuştu. Yanında da başta Tamer Güney Hocam ve futbol akademisyenleriyle müthiş bir ekip kurmuştum. Neden bu eski anıdan başladım? Bu hafta Kırklareli, F.Bahçe kupa maçı dolayısıyla adeta bir bayram havası yaşamıştı. F.Bahçe’yi seyretmek için civar il ve ilçeler dışında, komşu ülkelerden dahi yüzlerce insan Kırklareli’ne akın etmişti. Esnafın yüzü gülmüştü. İşte sevgili okurlarım futbolun gülen güzel yüzü budur. Ama biz ne yaptık, bu gülen yüzü nefret ve hiddete dönmüş bir yüz haline getirdik. Artan bir şekilde de devam ettiriyoruz. Allah sonunu hayır etsin!
Değerli okurlarım, köşemde her hafta yazılarımın çoğunda kesinlikle şu önemli konu hep yer alır. TFF Kanunu’nu tam özerk hale getiremez, özerk federasyonun yönetmelikleri bilinçli bir şekilde düzenleyemez.
Değerli okurlarım, inanın yıllardır Türk futbolunun içindeyim. Ancak ülkemizde 25 senedir, bilhassa son yıllarda daha da artan bir şekilde, futbolumuzun bu kadar ayağa düştüğü, kalitesizleştiği, insanları birbirine düşürdüğü, ekonomik açıdan da iflasa götürdüğü bir dönemi hiç görmemiş, yaşamamıştım...
Sayın Spor Bakanımız Süper Lig kulüplerini toplayarak bir çalıştay başlattı.
Bu benim başlığım değil. İlk lisansını 1970’te alıp futbola başlayan, sonra kaleci olarak başta Fenerbahçe ve Rizespor olmak üzere 12 yıl profesyonel liglerde, 4 yıl da amatör ligde oynayan, şu anda da amatör kümede Küçükyalı-Örnekspor’da fahri olarak teknik direktörlük yapan, UEFA-A lisanslı teknik direktör ve kaleci antrenörü, bir futbol misyoneri Alpaslan Tekin’in sözü bu.
Değerli okurlarım her hafta bu köşemde sizlere elden geldiğince, Türk futbolunu yönetenler ve de kulüplerimizle ilgili, kişisel görüşlerimi aktarıyor, onlara bazı tavsiyelerde bulunuyorum, bugün ise bu gündemin dışına çıkmak istiyorum. Bence şu sıralarda ülkemizde futboldan çok daha önemli husus, Türk gençliğinin eğitim sorunudur. Kitabımla ilgili yüzlerce okula, üniversiteye gittim, gitmeye devam ediyorum, edeceğim de.
Mustafa Kemal Ulusu
Galatasaray’sız Milli Takım
Futbol başladı da!
Süper Ligimiz ve kalitesi
Kulüpler Birliği ne iş yapar?
Süper Lig başlarken
Türkiye’de artık futbol konuşulacak!
Neden biz böyleyiz?
Türk Futbolu’ndan manzaralar!
Yeni MHK hayırlı olsun
Sayın Spor Bakanımın dikkatine
İstanbul’un yeni Başkanı
TFF ve kulüplerin durumu
Neden biz böyleyiz?
Nereden, nerelere geldik!
TFF seçimi mi?
Fatih Hoca’ya açık mektup
19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı
Her şey güzel olacak