Yalçın Bayer, köşesinde bir okurunun şikayetini yazmış. İstanbul Harbiye Cemil Topuzlu Açık Hava Tiyatrosu’nda konsere gidiyor ve herkes numaralı yerlerine oturduktan sonra, birden büyük bir seyirci akımıyla tüm merdivenler tıka basa doluveriyor. Kapıda da zaten merdiven bileti alanlar en son içeri alınacak yazıyormuş! Şaka gibi ve de çok enterasan değil mi?
Suriyelilerden şikayet ediyoruz ama zihniyet açısından bu ve benzeri olaylar onlardan bazı zamanlar, pek farkımızın yavaş yavaş sanki kalmadığını gösteriyor gibi, ne dersiniz? Aynı durum futbol sahalarımızda da görülmüyor mu?
Birbirimizle oynarken tribünlere bakın tüm merdivenler dahil her yer dolu. Ama bir UEFA maçı olunca merdivenler bomboş. Neden? Onlarda af yok da ondan. Bastırırlar sahan kapanır. Ayrıca çok ağır cezalarda alırsın, haydi sıkıysa bir daha yap!
Çünkü bizim saha görevlisi temsilcilerimiz, kulüp başkanlarından çekindikleri için, bu tip olaylara göz yumarlar ve de bu olaylar arada kaynar gider. Arada bir yapılır 3 gün sonra tekrar eskiye döner. Üst makamlarca sıkı denetim de olmadığından bu vurdumduymazlık sürer gider.
Merak ettiğim bir husus da kulüplerimizce yıllardır yurtdışı kamplara verilen Avrolar. Kardeşim Türkiye feci sıkıntıda, Avro almış yürümüş, 7 TL’lere yaklaşmış, kulübün konkordato ilan edip, gitmiş bankalardan faizle kredi almış. Ayrıca sen bir de futbolcu parası ödeyemez haldesin, haydi Avusturya’lara kamplara.
Kardeşim sen dünyanın doğal tabiatına en çok sahip ülkelerden birisin, onlarca yaylan var. Eskiden Kızılcahamam’a, Gerede’ye, Bolu’ya, Uludağ’a, Ödemiş gibi yerlere kampa ve sezon açmalara gidilirdi, şimdi neden gidilmez? Bu kadar Avrupa’da kamp özentisi nedir? Anlamak mümkün değil.
Hani derler ya “Ayranı yok içmeye...” Aynı değil mi? Bir Avusturya kampı faturası tutarı nedir? Valla çok merak ediyorum, biri kamp fatura suretini açıklasa da öğrensek, ama yollarlar mı hiç?
Gençlik ve Spor Bakanlığı, TFF hatta ve hatta kulüplerimiz, müthiş bütçeleriyle harika kamp tesisleri yapsa, buralarda kamplarımızı yapsak, ülkemiz ve de kulüp menfaatleri açısından daha iyi olmaz mı? Olur, olur da kim düşünecek? Ve de kim yapacak?
F.Bahçe’nin ne güzel Bolu’da tesisi var kutluyorum. Beşiktaş, G.Saray neden bu gibi yerlerde yapmazlar? Trabzon’un da bildiğim kadar Akyazı’da tesisi olacak, eskiden genç millilerimiz Ödemiş’te yaylada kamp yaparlardı. Hele Kızılcahamam tüm kulüplerin favori yeriydi.
Gelin bırakın bu yabancı ülke hayranlığını, ülkemizdeki tesisleri daha iyi hale getirelim, hatta yenilerini yapalım. Eskisi gibi zayıf bütçelerimiz yok, maşallah imkânlar süper, süper de, bunları düşünüp yapacak o spor ve futbol adamları nerede?
Aynı durumlar turizm ve tatil yörelerimiz içinde geçerli değil mi? Ne harika yerlerimiz var ama aklımız Yunan adalarında, İtalya Amalfi kıyılarında, Nis’te, İspanya’da, ki paramız oralarda pul ama temiz ve bakımlı diye vize sorununa rağmen millet her fırsatta buralarda.
Ne zaman tüm bunları düzeltecek bir kafaya, vizyona, kaliteye sahip kişiler bu görevlere gelecek? Bu vasıflarda öyle çok genç yetişkin kişiler var ki. Ama sen Zekeriye Alp’i TFF Başkanı hatta Gençlik ve Spor Bakanı yapman gerekirken onun vasıflarının altında birinin altına, hem de onun branşı dışında bir yere, MHK’ye başkan yaparsan sonunda işte biz böyle çalar, böyle de söyleriz!
Hala ülkende Atatürk’e, 30 Ağustos’a ve Lozan’a kafayı takan sözde bürokratlar varsa, yine de bizimkilere şükür deyip geçelim. Ama biz Atatürkümüzle, Erzurum Kongresi’yle, Lozan Barış Antlaşması ile ve en önemlisi savaşarak kurduğumuz, Türkiye Cumhuriyetimizle gurur duyalım. Onlara sahip çıkıp, hepsini rahmetle ve de minnetle analım.
Neden biz böyleyiz? (26.07.2019)
Yazarın Son Yazıları
Değerli okurlarım, bugün futbol yazısı yok. Neden mi?
Tarihi sınavdayız
Sınıfta kaldık
Derhal istifa
Vur abalıya!
TFF Başkanımıza soruyorum
Başakşehir Futbol Kulübü’nü dikkatle takip ediyorum. Her sezon başa oynuyor ve de bunun yanında her yıl Avrupa kupalarında başarılı sonuçlar alarak ülkemizin yüz akı oluyor. Ligimizde bu yıl da en büyük favorim Başakşehir. Okan Buruk futbolculuğundan beri çok takdir ettiğim bir hoca. G.Saray’ın altyapısında yetişen, çok başarılı bir futbol yaşantısından sonra soyunduğu hocalık dönemine yine başarıyla devam etmekte. Bu yıl ekibiyle şampiyonluğu göğüslerse kimse şaşırmamalı.
Türk futbolunun çok değerli eski futbolcusu, FIFA kokartlı dünyaca ünlü hakemi, eski MHK başkanı ve TFF yönetim kurulu üyesi Hilmi Ok ağabeyimizi maalesef kaybettik.
Sevgili futbolseverler gerçekten Türk futbolundaki bu perişanlığa, hatta biraz ağır olacak ama yozlaşmaya, kalitesizliğe, kavgalara, ayrışmalara dur diyecek yok mu? Futbolumuz neresinden tutarsan tut elinde kalıyor.
Uzun yıllar Fenerbahçe’de, sonra da PTT ve Ankaragücü’nde futbol oynayan, milli takım formasını giyen, rahmetli Yılmaz Yücetürk Hocam canım kardeşim, futbolu bıraktıktan sonra Almanya’ya gitmişti. Köln Spor Akademisi’ni bitirmiş, Almanya Futbol Federasyonu Başkanlığı tarafından kendisine Bundesliga takımlarının antrenman sistemleri üzerinde tez hazırlama görevi verilmişti. İşte o günlerde ben de TFF Başkanı olmuştum. İlk iş olarak Almanya’dan onu alıp getirip, TFF Araştırma, Planlama, Eğitim, Denetim (APED) Başkanı yapmak olmuştu. Yanında da başta Tamer Güney Hocam ve futbol akademisyenleriyle müthiş bir ekip kurmuştum. Neden bu eski anıdan başladım? Bu hafta Kırklareli, F.Bahçe kupa maçı dolayısıyla adeta bir bayram havası yaşamıştı. F.Bahçe’yi seyretmek için civar il ve ilçeler dışında, komşu ülkelerden dahi yüzlerce insan Kırklareli’ne akın etmişti. Esnafın yüzü gülmüştü. İşte sevgili okurlarım futbolun gülen güzel yüzü budur. Ama biz ne yaptık, bu gülen yüzü nefret ve hiddete dönmüş bir yüz haline getirdik. Artan bir şekilde de devam ettiriyoruz. Allah sonunu hayır etsin!
Değerli okurlarım, köşemde her hafta yazılarımın çoğunda kesinlikle şu önemli konu hep yer alır. TFF Kanunu’nu tam özerk hale getiremez, özerk federasyonun yönetmelikleri bilinçli bir şekilde düzenleyemez.
Değerli okurlarım, inanın yıllardır Türk futbolunun içindeyim. Ancak ülkemizde 25 senedir, bilhassa son yıllarda daha da artan bir şekilde, futbolumuzun bu kadar ayağa düştüğü, kalitesizleştiği, insanları birbirine düşürdüğü, ekonomik açıdan da iflasa götürdüğü bir dönemi hiç görmemiş, yaşamamıştım...
Sayın Spor Bakanımız Süper Lig kulüplerini toplayarak bir çalıştay başlattı.
Bu benim başlığım değil. İlk lisansını 1970’te alıp futbola başlayan, sonra kaleci olarak başta Fenerbahçe ve Rizespor olmak üzere 12 yıl profesyonel liglerde, 4 yıl da amatör ligde oynayan, şu anda da amatör kümede Küçükyalı-Örnekspor’da fahri olarak teknik direktörlük yapan, UEFA-A lisanslı teknik direktör ve kaleci antrenörü, bir futbol misyoneri Alpaslan Tekin’in sözü bu.
Değerli okurlarım her hafta bu köşemde sizlere elden geldiğince, Türk futbolunu yönetenler ve de kulüplerimizle ilgili, kişisel görüşlerimi aktarıyor, onlara bazı tavsiyelerde bulunuyorum, bugün ise bu gündemin dışına çıkmak istiyorum. Bence şu sıralarda ülkemizde futboldan çok daha önemli husus, Türk gençliğinin eğitim sorunudur. Kitabımla ilgili yüzlerce okula, üniversiteye gittim, gitmeye devam ediyorum, edeceğim de.
Mustafa Kemal Ulusu
Galatasaray’sız Milli Takım
Futbol başladı da!
Süper Ligimiz ve kalitesi
Kulüpler Birliği ne iş yapar?
Süper Lig başlarken
Türkiye’de artık futbol konuşulacak!
Neden biz böyleyiz?
Türk Futbolu’ndan manzaralar!
Yeni MHK hayırlı olsun
Sayın Spor Bakanımın dikkatine
İstanbul’un yeni Başkanı
TFF ve kulüplerin durumu
Neden biz böyleyiz?
Nereden, nerelere geldik!
TFF seçimi mi?
Fatih Hoca’ya açık mektup
19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı
Her şey güzel olacak