TFF kanunu çıktığından ve Futbol Federasyonu başkanları seçimle göreve gelmeye başladıktan sonra ilk defa ben, eski TFF başkanı olarak bu genel kurula katılmayacağım, neden mi?
En son Haluk Ulusoy-Ayhan Bermek seçimi kıran kırana yapılmıştı. Ondan sonra gelen TFF başkanları hep yönetim kurulu içinden veya kulüp başkanlarından adeta atama gibi sözde seçilerek bugünlere kadar gelindi; ki bu dönemlerin tamamında da Türk Milli Takımı’yla tüm kulüplerimiz en kötü dönemlerini yaşamışlardır ve halen de yaşamakta; büyük bir mali çöküntü içinde bocalayıp durmaktadırlar. Siz üç büyük kulübümüz ve diğer kulüplerimizle Milli Takımımızda, ileriye dönük bir ışık görüyor musunuz? Ben hiç görmüyorum, etrafımda da gören tek kişiyi göremiyorum, aksine tüm futbolseverler büyük bir moral çöküntüsü içinde.
Şimdi 1 Haziran’da sözde seçim yapılacak ve Sayın Nihat Özdemir tek başına aday olduğu bu sözde seçimde, yine tek başına seçime girecek ve de seçilerek göreve gelecektir.
Göstermelik aday olan diğer o 4 kişi de seçim salonuna dahi giremeden evlerine döneceklerdir. Zira 300 delegenin 1/5 imzasını yani 60 imzasını toplayarak aday olabilme şansları hiç yoktur.
Özetle bu göstermelik 4 adaydan teki dahi 60 imzayı asla toplayamaz, durum budur değerli dostlarım.
Şimdi çıkan aday Sayın Özdemir’e bakıyorsunuz, Fenerbahçe’de yöneticilik yapmış ve bu dönemde Sarı-Lacivertliler tarihi bir borç ile baş başa kalmıştır ve sonra da bu arkadaşımız terfi ederek TFF yönetim kurulu asbaşkanlığına kadar yükselmiştir; ki bu dönemde de Türk Milli Takımı ile Türk futbolu tarihi bir çöküntü yaşamıştır. Bu sade suya çorbada tuzu olan bu kişi, geçmişindeki bu başarlı yöneticiliklerinden sonra (!) şimdi TFF başkanlığına aday oluyor, 1 Haziran’da da Türk futbolunun başkanı olarak karşımıza çıkacak. Diyeceksiniz ki “Daha evvelkiler aynı şekilde gelip hiçbir şey yapmadan gitmediler mi?”.
Evet doğrudur sistem bu şekilde döndüğüne göre bu arkadaşımız da başkan olur, devran aynen döner ve sonra o da hiçbir iz bırakmadan gider, yerine yenisi gelir. Ömrümüz vefa ederse hep beraber benim ne denli haklı bir yorumda bulunduğumu göreceğiz. Ama tabii ki olan yine kulüplere, onların vefakâr taraftarları ile Türk milletine olacaktır. Hüzün hep hüzün.. O zaman benim bu genel kurulda ne işim var? Giden gitsin tek kişiye oyunu atıp dönsün. Ben MUSTAFA KEMAL olarak artık bu yanlışlarda görünmek dahi istemiyorum. Hepinize hayırlı bayramlar diliyorum.