Şimdi bu çalıştay ile ilgili görüşlerimi kısaca özetliyorum. 1- Çalıştay’ın TDK’ya göre açılımı şöyle: Bilim adamlarının yani uzmanların bir konuda ön hazırlık ve yapmak üzere katıldığı bir inceleme ve değerlendirme toplantısıdır. 2- Pekiyi şura değil de, neden çalıştay? Şuranın TDK’ya göre anlamı ise: Herhangi bir alanda konuyla ilgili olarak oluşturulan danışma kurulu. Şimdi bu tariflerden sonra yapılan çalıştay mı, şura mı oluyor? Bence şura. Neden mi? Çalıştayın açılımında ne diyor? Bilim adamlarının yani bir yerde o konunun akademisyenlerinin bir mevzuda, konuda ön hazırlık yapmak üzere katıldıkları bir inceleme ve değerlendirme toplantısıdır. Sayın Bakanın toplantısında bilim adamları, yani futbol akademisyenleri var mı? Bence yok, neden mi? Bildiğimiz kadar çağrılanlar çoğunlukla Süper Lig kulüp başkanları ve bakanlık mensupları. Akademisyen olarak sadece bildiğim kadar birkaç teknik direktör var. Madem ki çalıştay yapıyorsunuz, ki çok güzel bir düşünce, o zaman Türk futbolunda hiçbir zaman bir araya gelemeyen ve kulüplerini iflasa götüren (iflas halinde kulüpleri devralan iki başkan Ali Koç ile Ahmet Nur Çebi’yi dışarda tutuyorum) başkanları toplayarak, ne sonuca ulaşılacak çok merak ediyorum. Sonucu da hep birlikte göreceğiz. Akademisyenleri çağırmayacaksanız o zaman dediğim gibi futbol şurası derdiniz ve de uyan o kişilerle toplantılarınızı yapardınız. Çalıştay yapacaksanız o zaman dediğim gibi bu işin akademisyenlerini ve de bu işte başarısını kanıtlamış eski TFF başkanlarını, eski kulüp başkanlarını, Faruk Süren gibi, medyadan futbol duayenleri, Atilla Gökçe, Şansal Büyüka, Oğuz Tongsir, Tahir Kum, Güntekin Onay, Uğur Meleke, Cemal Ersen, Arif Kızılyalın, Gülengül Altınsay gibi kişileri, bunun yanında da yüksek okullu ve akademik kariyerleri olan Ersun Yanal, Yılmaz Vural, Şenol Güneş, Adnan Dinçer, Abudullah Avcı, Turgay Renklikurt, Metin, Ali, Feyyaz, Samet, Rıza, Tugay, Aykut, Oğuz Çetin, Cüneyt Tanman, Reha Kapsal, Mustafa Denizli, Fethi Heper, Lemi Çelik, Metin Tükenmez gibi eski futbolcu ve hocaları bu çalıştaya çağırır, Türk futbolu hakkında inceleme-değerlendirme yapardınız. Netice olarak, bence bir futbol şurası yapılmalıydı ve de yukarıda çalıştay için önerdiğim kişiler çağırılır, enine boyuna Türk futbolu tartışılırdı. Bence çok güzel neticeler de alınırdı. Bu tip futbol şurasını, ben TFF başkanıyken 3 kez yapmıştım. İlki benim başkanlığımda Sapanca’da, ikincisi rahmetli Turgut Özal başkanlığında Ankara’da, sonuncusu da yine Ankara’da benim başkanlığımda yapılmıştı. Türk futbolunun ilk önemli tarihi ve reformist kararları bu toplantılar sonunda Araştırma-Planlama-Eğitim-Denetim APET başkanım rahmetli Yılmaz Yücetürk ve ekibinin de büyük desteğiyle TFF Başkanlığımızca alınmıştı ama sadece biri hariç. Bu onaylanmayan kararımız galibiyete 3 puan verilmesiydi. Ben de bunu güvensizlik olarak görerek derhal istifa etmiştim. Bilahare bu karara, veto edilsin diyen rahmetli G.Saray Başkanı Ali Uras’ın TFF Başkanı olması, bakanın da değişmesiyle 3 puan kararı onaylanmıştı. Biz de mutlu olmuştuk. Yani doğrular birdi. Özetle, bu işler böyle Süper Lig kulüp başkanlarını toplayarak halledilemez. Onlar bu işleri bilip düzgün yapsalardı, Türkiye Süper Ligi bu halde mi olurdu? Bunlar zaten diğer tüm futbol alemiyle, her sene haziran ayında, TFF Genel Kurulu’nda toplanmıyorlar mı? Toplanıp da ne yapıyorlar? 2-3 saatte bitirdikleri bu toplantılarla, sadece havanda su dövüp, yiyip içip evlerine dönüyorlar. Hatta bazıları toplantıya girmeyip lobide dalga geçiyor, sohbet ediyorlar. Medyada atıp tutan kulüp başkanları neden hiç TFF Genel Kurulu’nda konuşmazlar? Neden? Hiç sorgulayan oldu mu? Evet bizzat görmek isteyenler bu haziran Ankara’da otele gelip görsün. Bu sütunlarda bu konuları çok işledim, sayın Cumhurbaşkanımız ve Spor Bakanımız bence çalıştayı falan bırakıp bizleri 20-25 kişiyi toplasınlar. Vereceğimiz çok önemli bilgi ve önerilerle TBMM’den yeni bir TFF Kanunu ve TFF Genel Kurul yapısı ve de Spor Kulüpleri Yasası için kanun çıkarsınlar. Bakın işler birkaç yıl içinde nasıl düzlüğe çıkar. Aksi halde mi? Yıllarca söylediğim ve yazdığım gibi aynı tas, aynı hamam seyreder dururuz ve de üzülürüz.
Yazarın Son Yazıları
Değerli okurlarım, bugün futbol yazısı yok. Neden mi?
Tarihi sınavdayız
Sınıfta kaldık
Derhal istifa
Vur abalıya!
TFF Başkanımıza soruyorum
Başakşehir Futbol Kulübü’nü dikkatle takip ediyorum. Her sezon başa oynuyor ve de bunun yanında her yıl Avrupa kupalarında başarılı sonuçlar alarak ülkemizin yüz akı oluyor. Ligimizde bu yıl da en büyük favorim Başakşehir. Okan Buruk futbolculuğundan beri çok takdir ettiğim bir hoca. G.Saray’ın altyapısında yetişen, çok başarılı bir futbol yaşantısından sonra soyunduğu hocalık dönemine yine başarıyla devam etmekte. Bu yıl ekibiyle şampiyonluğu göğüslerse kimse şaşırmamalı.
Türk futbolunun çok değerli eski futbolcusu, FIFA kokartlı dünyaca ünlü hakemi, eski MHK başkanı ve TFF yönetim kurulu üyesi Hilmi Ok ağabeyimizi maalesef kaybettik.
Sevgili futbolseverler gerçekten Türk futbolundaki bu perişanlığa, hatta biraz ağır olacak ama yozlaşmaya, kalitesizliğe, kavgalara, ayrışmalara dur diyecek yok mu? Futbolumuz neresinden tutarsan tut elinde kalıyor.
Uzun yıllar Fenerbahçe’de, sonra da PTT ve Ankaragücü’nde futbol oynayan, milli takım formasını giyen, rahmetli Yılmaz Yücetürk Hocam canım kardeşim, futbolu bıraktıktan sonra Almanya’ya gitmişti. Köln Spor Akademisi’ni bitirmiş, Almanya Futbol Federasyonu Başkanlığı tarafından kendisine Bundesliga takımlarının antrenman sistemleri üzerinde tez hazırlama görevi verilmişti. İşte o günlerde ben de TFF Başkanı olmuştum. İlk iş olarak Almanya’dan onu alıp getirip, TFF Araştırma, Planlama, Eğitim, Denetim (APED) Başkanı yapmak olmuştu. Yanında da başta Tamer Güney Hocam ve futbol akademisyenleriyle müthiş bir ekip kurmuştum. Neden bu eski anıdan başladım? Bu hafta Kırklareli, F.Bahçe kupa maçı dolayısıyla adeta bir bayram havası yaşamıştı. F.Bahçe’yi seyretmek için civar il ve ilçeler dışında, komşu ülkelerden dahi yüzlerce insan Kırklareli’ne akın etmişti. Esnafın yüzü gülmüştü. İşte sevgili okurlarım futbolun gülen güzel yüzü budur. Ama biz ne yaptık, bu gülen yüzü nefret ve hiddete dönmüş bir yüz haline getirdik. Artan bir şekilde de devam ettiriyoruz. Allah sonunu hayır etsin!
Değerli okurlarım, köşemde her hafta yazılarımın çoğunda kesinlikle şu önemli konu hep yer alır. TFF Kanunu’nu tam özerk hale getiremez, özerk federasyonun yönetmelikleri bilinçli bir şekilde düzenleyemez.
Değerli okurlarım, inanın yıllardır Türk futbolunun içindeyim. Ancak ülkemizde 25 senedir, bilhassa son yıllarda daha da artan bir şekilde, futbolumuzun bu kadar ayağa düştüğü, kalitesizleştiği, insanları birbirine düşürdüğü, ekonomik açıdan da iflasa götürdüğü bir dönemi hiç görmemiş, yaşamamıştım...
Sayın Spor Bakanımız Süper Lig kulüplerini toplayarak bir çalıştay başlattı.
Bu benim başlığım değil. İlk lisansını 1970’te alıp futbola başlayan, sonra kaleci olarak başta Fenerbahçe ve Rizespor olmak üzere 12 yıl profesyonel liglerde, 4 yıl da amatör ligde oynayan, şu anda da amatör kümede Küçükyalı-Örnekspor’da fahri olarak teknik direktörlük yapan, UEFA-A lisanslı teknik direktör ve kaleci antrenörü, bir futbol misyoneri Alpaslan Tekin’in sözü bu.
Değerli okurlarım her hafta bu köşemde sizlere elden geldiğince, Türk futbolunu yönetenler ve de kulüplerimizle ilgili, kişisel görüşlerimi aktarıyor, onlara bazı tavsiyelerde bulunuyorum, bugün ise bu gündemin dışına çıkmak istiyorum. Bence şu sıralarda ülkemizde futboldan çok daha önemli husus, Türk gençliğinin eğitim sorunudur. Kitabımla ilgili yüzlerce okula, üniversiteye gittim, gitmeye devam ediyorum, edeceğim de.
Mustafa Kemal Ulusu
Galatasaray’sız Milli Takım
Futbol başladı da!
Süper Ligimiz ve kalitesi
Kulüpler Birliği ne iş yapar?
Süper Lig başlarken
Türkiye’de artık futbol konuşulacak!
Neden biz böyleyiz?
Türk Futbolu’ndan manzaralar!
Yeni MHK hayırlı olsun
Sayın Spor Bakanımın dikkatine
İstanbul’un yeni Başkanı
TFF ve kulüplerin durumu
Neden biz böyleyiz?
Nereden, nerelere geldik!
TFF seçimi mi?
Fatih Hoca’ya açık mektup
19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı
Her şey güzel olacak