Nilgün Cerrahoğlu
Nilgün Cerrahoğlu nilgun@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Sekülarizm Neden Sorgulanıyor?

26 Mayıs 2012 Cumartesi
\n

\n

AKPninİslamcıetiketini reddetmesi ve muhafazakârtanımına sıkı sıkıya yapışması üzerine belki şimdiye dek ciltlerce makale yazıldı. Ancak bu ayrımın günümüzde ne anlama geldiği -bizde yüzeysel biçimde kabullenilen her tanım gibi- hak ettiğince irdelenmedi… \n

\n

Bilgi Üniversitesindeki İstanbul Seminerlerinde izlediğim İsrailli akademisyen Avishai Margalit, bugüne değin bu konuda duyduğum en çarpıcı çözümlemeyi yaptı: \n

\n

‘Dinci muhafazakâr füzyon’ ve postsekülarizm\n

\n

Dincilerle muhafazakârları birbirinden ayırmak artık olanaksız dedi Margalit; Birbiriyle iç içe geçen ve aralarında hemhal olan bu iki eğilim giderek ortak bir füzyon oluşturuyor!\n

\n

Böylece Biz dinci değiliz; mütedeyyiniz/ muhafazakârız!ayrımı anlamını yitirmiş oluyor. \n

\n

Edward Saidin Oryantalizm ekolüne ve kitabına cevap mahiyetinde (İan Burma ile birlikte) Oksidentalizmkitabını yazan, İsrail solunun akademik dünya içindeki en tanınmış savunucularından olan Margalit meseleye salt İslamcılar açısından yaklaşmıyor.\n

\n

İsrail-Filistin davasında barışçı politikaları savunan Peace Nowhareketinin kurucularından olan Prof. Avishai Margalit geçerliğini yitiren dinci-muhafazakâr ayrımına yönelik yaptığı bu saptamayı İsrail ve İsrailin dincileriyle muhafazakârları dahil olmak üzere tüm Ortadoğu geneline mal ediyor: \n

\n

Muhafazakârlar eskiden bugün olduğu gibi siyasileşmemişti diyen İsrailli bilim adamı sözlerini özetle şöyle sürdürüyor: \n

\n

Muhafazakârların derdi eskiden aile değerlerini korumaktı. Muhafazakârlar; dinciler gibi büyük siyasetle ilgilenmezlerdi. Son yıllarda yaşanan muazzam kentleşme ve göç hareketleri sonunda,dincilermuhafazakârlaşırken muhafazakârlardincileşti. Bunun örneğini biz İsrail’de de görüyoruz. (Dinin yaygın uygulamaları/ güncelleşmiş hali diyebileceğimiz) Halk dininin -popular religion- yerini; katı emredici kalıpların başat çıktığı normatif dinaldı.Postsekülarizm (dinin kamuya sokulması) tartışması şimdi böyle bir konjonktürde yapılıyor. Sekülarizm Ortadoğuda zaten öteden beri ince bir katmandı. Şimdi artık kutsal kitaplarda demokrasiye uygun düşen sureler aranırken o katman da kalkıyor. İslamdaki şûranın bir demokrasi/demokratikleşme kaynağı olduğunu söylemek ancak kuşları (kuş beyinlileri?) ikna eder. Burada sorulması gereken soru şu: Dinci muhafazakârlar/ muhafazakâr dinciler (yani füzyon’!) demokrasiyi taviz babından değil! -gerçek manada asli değer kabul ediyor mu/ etmiyor mu? Bu sorunun yanıtı henüz belli olmamıştır.\n

\n

Temel kavramlar muğlaklaşıyor\n

\n

Bilgi Üniversitesinde Zor Zamanlarda Demokrasinin Vaatleri başlığı altında yapılan ve beş gün boyunca süren İstanbul Seminerlerinin, en akılcı konuşmacılarından biriydi Avishai Margalit. \n

\n

RESET seminerlerini bundan önceki yıllarda da izledim. Ancak Doğu ve Batının düşünürleri Boğazı birleştiriyor/Philosophers Bridge the Bosphorouslogosu altında düzenlenen bu yılki semineri özellikle ilginç buldum. Çünkü bırakın Boğazın iki yakasını -Doğuyu ve Batıyı!- birleştirmeyi, aralarında çok üst düzey isimlerin bulunduğu düşünürlerin çoğu artık bastıkları yeri bulmakta güçlük çekiyorlar ve bu üstelik açık biçimde fark ediliyor. \n

\n

O kadar ki beş gün boyunca hep devamlı başa sarıldı ve Demokrasi nedir?”, “Sekülarizm nedir?”, “Liberalizm nedir?”, “Kamu alanı nedir?”, “Din özgürlüğü nedir, ne değildir?gibi en basit ve temel sorular, değişen dünyanın değişen parametrelerini anlamak adına sil baştan masaya yatırıldı… \n

\n

Son yirmi yılda birbirini izleyen büyük paradigma değişiklikleri; siyaset alanında derinlemesine uzmanlık kazanmış ciddi uzmanları bile tereddüde düşürür oldu: Berlin Duvarının çöküşü, 11 Eylül, Irak-Afganistan savaşları, 2008 finans krizini izleyen ekonomik krizle Arap Baharı olaylarının şekillendirdiği yeni küresel ortamı anlamlandırmakta kuramsal düşünce artık yetersiz kalıyor. \n

\n

Kuramsal referansların muğlaklaştığı böylesi bu çerçevede işte Margalitin analizini gayet zihin açıcı buldum. Konuşmaların dönüp dolaşıp geldiğipostsekülarizmbağlamında sırf dinci-muhafazakâr füzyonunaişaret etmesi açısından değil; arka plandaki kentleşme sürecinin rolüne işaret etmesi açısından da ilginçti bu tahlil. \n

\n

Bulunduğumuz yöredepostsekülarizmigündeme taşıyan olgulardan biri hızlı kentleşmeise diğeri küreselleşme ile dünya çapında ön plana çıkan egemenlik krizioluyor. \n

\n

Bu konuya dasekülarizminsil baştan ne olup olmadığını anlatmak zorunda kalan ve siyasi sekülarizmüzerinde en vurucu saptamaları yapan Amerikalı akademisyen Jean Cohen dikkat çekti. \n

\n

Siyasi sekülarizm kavramı, egemenlik kavramı ile birebir ilişkilidirdedi Cohen: Dinin rolünü denetleyebilmesi için devletin egemen olması gerekir...\n

\n

Egemenlik kriziküreselleşme ile at başı gittiğinden sekülarizmde ister istemez krize giriyor. Cohen; siyasi sekülarizmin sadece Türkiyede değil, tüm dünyada tehdit altında olduğunu söylüyor. \n

\n

Yarın buradan devam

\n\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Emevi Camisi’nde namaz 15 Aralık 2024
‘Belle Époque’ bitti 8 Aralık 2024
Trump, Musk ve Zweig 1 Aralık 2024

Günün Köşe Yazıları