‘Belle Époque’ bitti
Nilgün Cerrahoğlu
Son Köşe Yazıları

‘Belle Époque’ bitti

08.12.2024 04:01
Güncellenme:
Takip Et:

“La belle époque” (Güzel dönem/güzel yıllar) hayal oldu.      

Osmanlı’nın çözülme yıllarına isabet eden “belle époque” Batı’nın en göz kamaştırıcı dönemi, 19. yüzyıl sonu ile 20. yüzyıl başını tanımlamak amacıyla özellikle Fransa için icat edilmiş bir deyim. 

İkinci sanayi devrimi ile şahlanan ekonomik büyüme ve katlanan refah, istikrar-özgüven, teknolojik gelişmelerle başa baş giden baş döndürücü modernleşme, yaşam koşullarında gelişme, fakirlikte hiç görülmemiş düşüşler, sanatta açılımlar...

“Belle époque” tüm bunları ve geleceğe duyulan güvenle genel geçer bir tasasızlık, mutluluk çağını anlatıyor.  

Başta Fransa olmak üzere, genel olarak Batı ve Avrupa bütün bunları, ikinci bir “belle époque” çağı olarak tanımlanabilecek II. Dünya Savaşı’nı izleyen büyük ekonomik sıçrama döneminde yeniden yaşadı. 

Refahı ve barışı perçinleyen, Avrupa’yı sarsılmaz bir “istikrar adacığı” haline getiren AB’nin kurulduğu ve geliştiği yıllar oldu bunlar.

Bir yol ayrımı sayılan 2016’ya, sekiz yıl öncesine gelene kadar...

2016’da iki büyük dönüm noktası yaşandı: AB’yi sarsan Brexit referandumu ve Trump’ın 1. dönemini başlatan ABD seçimleri.  

“Aydınlanma”dan bu yana ilk kez, Batı’da “akılcılığı” baypas eden bir büyük “popülizmler” ve “demogojiler, yalandan kim ölmüş/post truth” çağı açılmıştı. 

Demokrasilerin bilinen araçları; küreselleşme, göç, iklim krizi, yapay zekâ ve yeni iletişim araçları ile teknolojilerle baş etmekte zorlanıyordu. 

“Eski siyaset” ve de “eski siyasetin aktörleri” tık nefes kalıyor, değişen dünyayla başa çıkamıyordu. 

AVRUPA’NIN LOKOMOTİFİ KRİZDE

 Girizgâh uzun oldu... 

Ama Avrupa’nın iki lokomotif ülkesi Fransa ve Almanya halihazırda krizde. Bunlar sıradan krizler değil. Tümüyle ikinci “belle époque” döneminin iflası ile ilgili. 

Yerel koşullarda farklılar olsa da öz birebir aynı: Avrupa’nın yerleşik demokrasilerinin -aşırı sağ popülist partilerden gelen baskılarla- dikişleri birer birer atıyor. Her seçim ve her yeni siyasi kriz içinden çıkılmaz bir “eski-yeni Avrupa” çekişmesine dönüşüyor. 

Almanya’yı önümüzdeki şubatta örneğin -bir “SS partisi” olarak anılan Alternative für Deutschland’ın baskısı altında geçecek- kâbus bir erken seçim bekliyor. 

Hafta içinde yeni düşen Michel Barnier’nin ardından çaresizlik içinde yeni bir başbakan arayan Macron keza, Şansölye Scholz’dan farksız olarak Fransa’da Le Pen’cilerin soluğunu ensesinde hissediyor. Bir imaj atılımı olarak tasarladığı Notre Dame katedralinin açılışını bu yüzden asla düşmek istemediği topal ördek pozisyonunda yapıyor.  

“Akılcılık” ve “Avrupa değerleri” taşıyıcılığı ile övünen Macron’un, bir yangın sonrasında yenilenen katedral açılışını bir “imaj operasyonu”na dönüştürmesi, gerçekte Ayasofya üzerinden siyaset yapmaktan pek farksız değil. 

O ya da bu biçimde kitlelerin dini hassasiyetlerinden yararlanmak söz konusu.

Papa Françesko nitekim işin içinde yakışıksız bir samimiyetsizlik ya da oportünizm sezmiş olmalı ki dün akşam saatlerinde gerçekleşen propagandası bol, aşırı şaşaalı Notre Dame açılışına katılmadı. 

Victor Hugo’nun yapıtı Notre Dame’ın Kamburu ile ölümsüzlüğe kavuşturduğu mitos mertebesindeki simge katedralin açılışı böylelikle Trump, Zelenski, Meloni kalibresindeki aktörlere kaldı. 

Bir umut ve “yeniden doğuş-rönesans” hamlesi olarak pazarlanan Notre-Dame’ın piarı, bu nedenlerle umulan bir yeni “belle époque” imgesi yaratamadı. 

BİLİNMEYENE GİDEN TREN

New York Times’ın vurguladığı gibi özetle, “860 yıllık katedralin (5 yıl gibi) rekor süre içinde yeniden inşa edilerek onarılması, önemli bir  başarı simgesi olacakken Emmanuel Macron’un sürüklendiği siyasi kriz batağının göstergesine dönüştü.”

Son olarak İtalya’nın önde gelen siyasi analisti Stefano Cigolani’nin özlü satırlarıyla bitirelim bu yazıyı: 

“Fransa da Almanya gibi tıpkı, kendisine olan özgüvenini yitirdi. Yeni dünya düzensizliğinin ve liberal-demokrat paradigmaların denenmiş tüm versiyonlarının darbesini yiyen Fransızlar ne var ki Almanlardan farklı biçimde siyasi modellerinin krizde olduğunun ayırdına varmıyorlar. Kapitalizmlerin her çeşidini -Kıta Avrupa’sı ya da Anglo Amerikan kapitalizmlerini- değiştirmenin zorluklarının ayırdında değiller. Gerçekte hiçbir ülkenin bir başına üstesinden gelemeyeceği; toplumun, ekonominin, siyasetin ve kültürün içinden geçen bir krizle karşı karşıyayız. Mobilitenin artışı, iklim değişiklikleri, yapay zekânın itişi ile gelecek almış başını giderken gelecek korkusu artıyor. Halklar, bilinmeyene giden bu trenden lokomatifi durdurmayı kendilerine vaat eden her kim olursa, arkasından giderek inmek istiyor. Tabuları, ritüeller ve mitosları heybesinden atmak istemeyen halklardan söz ediyoruz. Fransa aslına bakarsanız, sarsıntılarla dolu tüm tarihi boyunca olduğu gibi hepimizin öyküsünü anlatıyor.” 

Yazarın Son Yazıları

Mamdani tarih yazdı

Turhan Selçuk’un çok sevdiğim bir karikatürü vardır: Küçük balıklar bir araya gelip devasa bir köpek balığını kovalar.

Devamını Oku
09.11.2025
Mamdani kasırgası

Annesi Mira Nair...

Devamını Oku
02.11.2025
Kaddafi’nin İntikamı

Mezardan yükselen intikamlar bunlar...

Devamını Oku
26.10.2025
Ortadoğu’da altın çağ...

Shehadeh Dajani’nin yüzü hâlâ gözlerimin önünde...

Devamını Oku
19.10.2025
Nobel’in prestiji çakıldı

Michael Wolff... Trump döneminin kara kutusu.

Devamını Oku
12.10.2025
Geç olmadan

"87 yaşındayım" diyor Jane Fonda...

Devamını Oku
05.10.2025
Meşruiyet nedir?

“Cesur bir adım atalım ve ona (Cumhurbaşkanı Erdoğan’a!) bire bir ilişki temelli gereksinim duyduğunu verelim. O nedir? Meşrutiyet!”

Devamını Oku
28.09.2025
Trump’ın korku imparatorluğu

Sizler bu satırları okurken Trump Amerika’sı geçen hafta içinde öldürülen radikal sağ aktivist Charlie Kirk’ü ulusal törenlerle uğurluyor olacak.

Devamını Oku
21.09.2025
Hedef muhalefeti yok etmek

Amaç, muhalefeti etkisizleştirmek ve işlevsizleştirmek...

Devamını Oku
14.09.2025
Titanik’te olmak

Proizvol ve prodazhnost... Rusça iki sözcük.

Devamını Oku
07.09.2025
Hür dünyanın sonu

Prodi’yi hatırlarsınız...

Devamını Oku
31.08.2025
Midas’ın Kulakları

Çocukluğumda “Midas’ın Kulakları” diye çok ünlü bir oyun vardı.

Devamını Oku
24.08.2025
Başyücelik hutbesi

İslam inkılabının ana kanun maddesi şudur: Bütün kanunlar Allah’ın emirlerine uygun ve bağlı olarak insani selim duygu ve düşünceye dayanır.

Devamını Oku
17.08.2025
Epstein Vakası

"Epstein vakası ABD siyaset kültüründe merkezi bir komplo kertesine erişti, bu gidişle Kennedy suikastı mitosu ile yarışır” diyor Michael Wolff.

Devamını Oku
10.08.2025
Kara düzen

II. Trump badiresine karşı Başkanlık yarışına girmek cüretini gösteren Demokrat Parti adayı Kamala Harris ilk kez konuştu ve...

Devamını Oku
03.08.2025
Sevgili Altan bey

Sevgili Altan bey

Devamını Oku
27.07.2025
Siyasette gerçeklik yok oldu

“ Otokratlar rakiplerini artık öldürmüyor” diyor Anne Applebaum ve devam ediyor...

Devamını Oku
20.07.2025
Grok zamanlarında yaşamak

Bir arkadaşımdan geldi. Instagram iletisi... ’70 li yıllar. Bikinili dört kadın güneşin altında mutlu mesut uzanmış.

Devamını Oku
13.07.2025
Zohran efsanesi

Faşizm gemi azıya aldıkça, çarenin yerel siyasetten geçtiği anlaşılıyor.

Devamını Oku
06.07.2025
Venedik’te düğün

Thomas Mann “Venedik’te Ölüm”ü tam Birinci Dünya Savaşı arifesinde, bir “çöküş” hikayesi olarak kaleme almıştı. “Belle époque/Muhteşem devir”tabir edilen 19. yüzyıldaki 2. sanayi devriminin sonu ile 20. yüzyıl başının sonsuz istikrar, refah ve özgüven çağı sonlanmış, baş döndürücü teknolojik değişimlerle toplumun değerler skalası değişmişti.

Devamını Oku
29.06.2025
İsrail’in ‘pis işleri’

Deyim, Almanya’nın yeni Şansöylesi Friedrich Merz’e ait. Bir haftadır Mertz’in şok...şok...şok bu sözleri konuşuluyor.

Devamını Oku
22.06.2025
Trump’ın ‘oyuncak askerleri’

14 Haziran’da Washington’da bir kutlama için, yerleri dolduracak yedeklere ihtiyaç var.

Devamını Oku
15.06.2025
Dekadans

Donald Trump, Beyaz Saray’a çıktığı ilk yıllarda, “New York’un ortasında, 5. caddede çıkıp birini vursam bir tek seçmen kaybetmem!” demişti.

Devamını Oku
08.06.2025
Kurşun hızı

Adına “muzzle velocity” diyorlar. Deyimi siyasi jargona sokan isim Trump’ın “karanlık prensi” Steve Bannon.

Devamını Oku
01.06.2025
Habeas Corpus nedir?

“Habeas Corpus nedir? Tanımlar mısınız?”

Devamını Oku
25.05.2025
Arabistanlı Donald’ın evreni

İç gerilimlerin cümlemizi sersem ettiği, burnumuzun ucunu göremez hale getirdiği Türkiye’nin dışında bir dünya var.

Devamını Oku
18.05.2025
Trump Vatikan’a da göz dikti

Trump Vatikan’a da göz dikti

Devamını Oku
11.05.2025
Psikolojik harekât

Psikolojik harekât

Devamını Oku
04.05.2025
Vatikan’da dönüm noktası

Vatikan’da dönüm noktası

Devamını Oku
27.04.2025
Romancının ölümü

Romancının ölümü

Devamını Oku
20.04.2025
Starmer’ın sessizliği

Starmer’ın sessizliği

Devamını Oku
13.04.2025
İmamoğlu ‘rakip’ olmasaydı...

İmamoğlu ‘rakip’ olmasaydı...

Devamını Oku
06.04.2025
Pikachu’nun anlattıkları...

Pikachu’nun anlattıkları...

Devamını Oku
30.03.2025
Kafka senaryosu

Kafka senaryosu

Devamını Oku
23.03.2025
Avrupa'da neler oluyor?

Avrupa'da neler oluyor?

Devamını Oku
16.03.2025
Avrupa’da yeni kavşak

Avrupa’da yeni kavşak

Devamını Oku
09.03.2025
Yeni bir dünyaya doğru

Yeni bir dünyaya doğru

Devamını Oku
02.03.2025
Çirkin Amerikalı

Çirkin Amerikalı

Devamını Oku
23.02.2025
Batı ittifakının sonu mu?

Batı ittifakının sonu mu?

Devamını Oku
16.02.2025
Rivyera projesi

Rivyera projesi

Devamını Oku
09.02.2025