Galatasaray; Drogba, Sneijder, Burak ve Selçuk’lu kadrosuyla Kayseri’deki maça çok havalı çıkmıştı. Schalke gibi güçlü bir Alman ekibini saf dışı bırakmış, Şampiyonlar Liginde çeyrek finale yükselmişti. Üstelik Real Madrid’in ünlü hocası Mourinho da bu maç için Madrid’den Kayseri’ye gelmiş, onları tribünden izleyecekti. Sadece Mourinho mu? Herkesin gözü liderin üstündeydi. Taraflısı, tarafsızı, Fenerlisi, Beşiktaşlısı, en zor deplasmanlardan biri olan Kayseri’de G.Saray’ın ne yapacağını merak ediyordu.

İşte bu havayla başlayan karşılaşmada Kayserispor, ne olduğunu anlamadan Sneijder’in ayağından kalesinde golü gördü. Dakikalar henüz 3’ü gösteriyordu. Bu gol G.Saray’ı daha da coşturdu. Eğer Drogba topu direğe nişanlamasa, Fatih Terim’in öğrencileri 2. gol için 23. dakikaya kadar bile beklemeyeceklerdi. Ama o dakikada Drogba - Burak paslaşmasındaki gole herkes şapka çıkarırken Mourinho defterine Burak’la ilgili bir not düşüyordu. Sonra 30. dakikadaki kırmızı kart geldi. Evet, hareket arkadan tekmeydi ve defterdeki karşılığı kırmızı karttı. Ama Bobo’nun öyle bir amacı yokmuş gibi geldi bize. Bobo da atılınca maç zaten yarım saatte bitmiş oldu.

G.Saray’a 3-0’lık üstünlüğü getiren gol ise tam bir futbol resitaliydi. Selçuk’la başlayan poizsyon Melo’yla asiste dönüştü ve Burak son noktayı koydu. Sneijder, Burak ve Drogba’dan söz ederken Selçuk’u gündeme getirmemek haksızlık olur. Harika oynadı, Kayseri ataklarına zaman zaman tek başına karşı koydu.

İkinci yarıda G.Saray oyunu iyice rölantiye aldı. İstediğini elde etmişti. Bu arada Amrabat, Drogba ve Sabri sayısız gol kaçırdı. Kayserispor’un Biseswar’la attığı son dakika golünün ise hiçbir anlamı yoktu. G.Saray, Kayseri gibi zorlu bir deplasmandan 3 puan ve 3 golle dönüyordu.