Ağaç Kavgası

23 Haziran 2013 Pazar

Mustafa Kemal Atatürk’ün ağaçlara olan sevgisi hepimizce bilinir. Cumhurbaşkanlığı’nın yazlık köşkü bir ağacın üstünde kurulmuş, onu yok olmaktan kurtarmanın yolu, üzerindeki ağacı kesmekmiş. Mustafa Kemal “Hayır, biz köşkü başka yere taşıyalım” diyor. Koskoca bina ne yapıp edilip, ağaçtan beş on metre uzağa çekilip yıkılmaktan kurtarılıyor. Doğal olarak ağaç da...
Ağaç kavgasını sürdürenlere anımsatmak istedim.
Yıllar önce ben de yazmıştım, İsveç’teki bir parktaki çınar ağacının kesilmesine karşı çıkan semt insanlarının başkaldırmasını...
Metro durağı yapılacakmış, o ağacın orda olmaması gerekiyormuş. Ama semt halkı
“olmaz, kestirmeyiz” diyerek ağacın korumacılığını yapmış günlerce, gecelerce. Bir de heykeli varmış İsveç Kralı’nın... Biz de gittik ağacın altında bir kahve içtik eşimle. Güzel bir haziran günüydü. Ağaçla konuştum sanki, kulağıma gelen hışırtılar bana teşekkür mü etti bilmem. Zor bir direniş yapmış Stockholm halkı, belediyeye o ağacı kestirtmemiş...
Bizde ağacı kesmek-kesmemek diye bir olay olmaz. Ağaç bu, kesilecek, odun olacak, başka işe yarayacak... Ama ağaçsız bir ülkenin ne denli çirkinleştiğini görmek için göz mü gerek? Bizde bu tür bir koruma yoktur. Ormanlarımızı kolaylıkla yok etmişizdir. Birtakım adamlar inşa edilecek evleri için arsa olarak kullanmıştır. Şöyle bir hesaplasak, elli yıl önceki ormanlarımızın yerinde yeller esiyor. Daha doğrusu apartmanlar yükseliyor. Kırk katlı, elli katlı devler.
Çocukluğumda bahçemizde dut ağacı vardı, iki tane de erik, bir tane de kiraz. Dutunu yedik büyüdük. Eriklerin dallarında sallandık. Doğa ile ilkgençlik öncesindeki dostluklarımızı hep yaşadık. Şimdi bilmem kaç katlı bir dev apartmanın on ikinci katından bakarken o güzelim bahçedeki ağaçlarımı karşımda görüyorum. Bir hayal işte.
İsveç halkı bir tek ağacın kesilmemesi için nerdeyse belediye ile kanlı bıçaklı kavgaya girişecekmiş. O kadar ki ağacı kesmeye gelenlerin bir dövülmedikleri kalmış. Sopalarla kovalamışlar. Bazıları sabaha kadar altında oturup beklemiş. Ben de gözümle gördüm, inanamadım. Böyle şeyler bizde olabilir mi diye düşündüm.
Ağaç bir mucizedir. Gezi’deki ağaç kutsal bir değer gibi oldu bu olaylarda. Önünde namaz bile kıldı halkımız. Tek yaşasın diye. Gençlerimiz ağacı korumak için kavgaya hazırdı. Neyse şimdilik zafer ağacı sevenlerde.
Daha ne ağaçlar var. Her biri için gereken savaşımı vermeye hazır ağaçseverler de günden güne çoğalmakta..

\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Yağmurda Bir Gün 20 Mart 2014

Günün Köşe Yazıları