Herbert Melzig'den Zweig'a...

“O gün geldiğinde sen başbakan olacaksın.”

Bu sözü söyleyen Yüzbaşı Mustafa Kemal’dir.

Karşısında da Teğmen İsmet İnönü var.

“Çok güzel” der İsmet Bey, “Peki, o devlette senin yerin ne olacak?”

Mustafa Kemal’in yanıtı:

“Benim geleceğim yer, seni başbakan yapmama olanak tanıyacak.”

***

Harbiye öğrencileri kendi aralarında böyle konuşmuşlar. Dediklerini de gerçekleştirmişler.

Şimdi günümüzde de Harp Okulu ögrencileri ya da genç teğmenler arasında buna benzer konuşmalar yapılmıyor mu, yapılmaz mı?

Hayır yapılamaz, yapanlar soluğu özel görevli mahkemelerde alırlar. Oradan da Silivri’de ya da başka yerlerdeki tutukevlerinde...

Genç insanların, aydınların, düşünürlerin, yurtseverlerin başlıca derdi, sorunu, amacı nedir?

Ülkede gerçek barışı, gerçek özgürlüğü, gerçek adaleti, gerçek anlamda bir demokrasi düzenini sağlamak...

***

Tanınmış Alman tarihçisi Herbert Melzig, “Kemal Atatürk/ Osmanlı’nın Çöküşü, Türkiye’nin Dirilişi” adlı ünlü kitabında bu tarihsel olayı kaydettikten sonra diyor ki:

“Yirmi altı yaşındaki Yüzbaşı Mustafa Kemal Bey ile yakın arkadaşlarının kafalarından geçen tehlikeli bir atılımdı. Sultan İkinci Abdülhamit’in bundan iki yıl önce Mustafa Kemal ve arkadaşlarının Harbiye’den tutuklanıp Yıldız’daki davanın ardından Suriye’ye sürmekle vermiş olduğu cezayı pek iyi anlamamışa benziyordu.”

***

Ahmet Arpad’ın çevirdiği bir değerli kitap, “Kemal Atatürk”... Uzun yıllar Türkiye’de yaşamış ve Türk dilini gereği gibi öğrenmiş, yakın tarihimizi derinliğine incelemiş olan Alman tarihçi, Türk tarihinin ve gelişmesinin gerçek hikâyesini yazmıştır... Arpad, bu kitabı dilimize kazandırmakla önemli bir görev yapmıştır.

***

Ahmet Arpad’ın bir değerli çevirisi de Stefan Zweig’in “Geleceğe Güven” adlı yazıları... 1909 ile 1941 yılları arasında yazılmış bu denemeler, yazarın dünya görüşüne önemli aydınlık getiriyor. Yalnız şu sözleri bile bu kitabın bizlere duyurmak istediği anlamı yeterince vermekte. “Yıldızlarla güneşin tepemizde olduğu andan bu yana dünya hiç böylesine çılgınlaşmamış, insanlara böyle kıyılmamıştır. Birbirinden değişik çıkaryollara inansak da gelelim bir araya politik görüşlerimiz ne olursa olsun birleşelim, karşı çıkalım (...).”