Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
25 Mayıs Etik(Edus) Günü - Prof. Dr. Çağatay ÜSTÜN
Etik ve ahlaki değerlere ilişkin tespitlerimi ve paylaşımlarımı
yaparken özellikle dikkat
ettiğim konu, bunu tarafsızca gerçekleştirmektir.
Yıllar önce etik ile ilgili
bilimsel bir derginin amacını özetleyen satırlarda gördüğüm “Etik, politika ve dini etkilerden uzak, ekonomik kaygılarla
bütünleşmeyen bir alandır” şeklindeki bir ifadeden etkilenmiş, akademik yolumu çizerken bunu bir yön gibi benimsemiştim.
Zamanla bu fikre
yenilerini ekleme fırsatım oldu. Hiçbir
kişinin veya topluluğun emrinde olmayan, sade ve yalın düşüncelerle ifade edilen etik bir
anlayışı kabul ederken aslında bunun ne kadar önemli olduğunu fark ettim. Doktora derslerimde yer alan hukuk
konularında öğretmenim olmuş kıymetli Prof. Dr. Bahri Öztürk’ten duyduğum “Önce
etik gelir, sonra hukuk” şeklindeki yaklaşım zihnimde büyük etki oluşturmuştu.
Bu sayede etik anlamda belirgin bir çizgide yürümek ve rol model teşkil edecek yöntemleri takip etmek için bu birikimlerden yararlandım.
TEK BİR DOĞRU
Yaşarken özümüzdeki
doğrunun hırpalanması ya da eksiltilmesi yapılan büyük yanlışlardandır. Bir
yanlışın oluşturduğu boşluğu
doğruyla dolduramadıktan sonra çalıştığınız
alanlarda başarı sağlama imkânınız yoktur. Samimiyetsiz, ikiyüzlü, kötü bakış açıları kaygı vericidir.
Bizleri gerçeklerden
uzaklaştıran, yanlış ve yalana yaklaştıran her türlü anlayışın uzağında olmalıyız.
Esasında doğruyu bir
kez fark ettiğinizde doğrunun neden bir tane olması gerektiğini daha iyi
anlarsınız. Bir konu üzerinde düşünülen pek çok fikir olmasına rağmen, bu fikirler akıl ve vicdan süzgecinden geçirildikten sonra doğruya dönüşmüş tek bir doğru vardır.
Unutmamalıyız ki doğru diye nitelendirilen kavram berrak ve akılcı bir zihinde kolaylıkla fark edilebilir.
‘EDUS’ BÜTÜNLEŞTİRİCİLİĞİ
Toplumumuzun etikle olan bağlantısının güçlenmesi, bunun gündelik
ve mesleki yaşam diliyle buluşması arzu ettiğim bir konudur. Bununla ilgili
katıldığım toplantılarda bu terimin Türkçede bir karşılığının olmaması yüzünden toplumsal algıda bir karmaşa
yaşandığını fark ettim. Söylenenlere
göre “etik”in dilimize yabancı bir kökenden gelmesi ve çoğunlukla “ahlak” şeklinde bilinmesi yüzünden zihinlerde bazı soru
işaretlerinin oluşması söz
konusuydu.
Buradan hareketle, Batı literatüründe
etimolojik olarak “ethos, ethica, ethics” gibi
terimlerin Türkçede benzer ve
alternatif anlamda “etik”
olarak yer almasını sağlayacak fikirler üretmeye çalıştım. Vardığım sonuca göre temelde doğrunun ortaya konması, doğru
ile olan teması ve doğruyu yüceltmesi anlamında etik, bizde “edus” şeklinde bir terimle
bütünleşebilirdi. Buradaki “ed-us” terimini, edinimlerin
us yani akıl yoluyla değerlendirilmesine, sentezlenmesine karşılık gelmek üzere
oluşturmak istedim.
Ayrıca etik “doğruluk
bilimi, doğru düşünme bilimi”, ahlak ise “doğru(yu) eyleme bilimi” şeklinde tanımlanabilir kanısındayım. Kolay anımsamayı
sağlayan bu tespitler bireysel katkı anlamındaki görüşlerimdir ve bunların belli bir zeminde
zamanla kabul göreceğine inanıyorum.
Ülkemizde TC Kamu Görevlileri Etik Kurulu’nun kuruluş tarihi olan ve 2008 yılından itibaren bize özgü olarak kutlanan 25 Mayıs Etik Günü ve Haftası önemli bir aşamadır. Bilimsel literatüre ve gündelik yaşantımıza bir şekilde girmiş etik, ahlak, ilke, değer, doğruluk, dürüstlük, şeffaflık gibi unsurların önemine vurgu yapan bu özel günün belli bir farkındalık sağladığı düşünülebilir. Bunun daha etkin bir şekilde topluma yayılmasını ve kutlanmasını gönülden isterim.
Etik algısını ahlak ile bütünleştirerek tek bir terim altında birleştirmek yanlıştır. Bu yanlışa devam edilmesini, konunun uzmanlarının görüşlerini değersizleştiren fikirleri anlamsız buluyorum. Dileğim odur ki kamu sektörünün veya özel sektörün kendi içindeki etik değerleri yaygınlaştırmak için etik ve ahlak uzmanlarını kapsayan, onların tavsiyelerine önem veren yapılanmalar çoğalsın.
HUKUKU DA KAPSAR
Aileden başlayan etik ve ahlaki düşünce ve eylem sürecinin eğitim kurumlarına, oradan da toplumun tüm katmanlarına yayılması doğruyla bütünleşmiş düzgün bir yaşam anlayışının gelişmesine yardımcı olabilir. Bu sayede bireylerde seviyeli, sevgi içeren, saygın bir düşünce ve davranış biçiminin oluşturulmasının toplumsal etkileri elbette ki olumlu olacaktır. Bu sayede etiğin yaşam üzerinde yasakçı veya sürekli denetleme yapan bir rolü olmadığı, aksine bunun akıl ve vicdanla ilişkilendirilecek bir konu olduğu hatırlanacaktır.
Etik (ya da önerdiğim şekliyle “edus”), ahlak ve hukuk arasındaki
birliktelik ve bağlantı her zaman güçlü tutulmalıdır. Her günümüzün akıl,
vicdan ve gönül ile
zenginleşmesini, iyilik, merhamet, iyi niyet, sağduyu ve doğruluk ile hareket
etmenin benimsenmesini, bunun bir tür alışkanlık ve davranış biçimi haline dönüşmesini istiyorum. Sevgi, saygı, içtenlikle kalın...
PROF. DR. ÇAĞATAY ÜSTÜN
EGE ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ TIP TARİHİ VE ETİK ABD BAŞKANI
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Asgari ücret artarsa verimlilik artar
- Yankı Bağcıoğlu'ndan Suriye uyarısı:
- CHP'li Günaydın'dan Bakan Tekin'e tepki!
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
En Çok Okunan Haberler
- Emekliye iyi haber yok!
- Devrim Muhafızları'ndan Suriye çıkışı
- Dönmek isteyen gençler için şartını açıkladı
- Adnan Kale'nin ölümüne ilişkin peş peşe açıklamalar!
- İngiliz gazetesinden Esad iddiası
- 'Seküler müdür kalmadı'
- CHP'nin ilçe başkanından açıklama!
- ‘Kartlar bloke edilebilir’ uyarısı!
- Üniversite öğrencisi, trafikte öldürüldü
- İkinci elde 'Suriyeli' hareketliliği