AKP Hükümetinin 2014 Demokrasi Karnesi
Olaylar Ve Görüşler
Son Köşe Yazıları

AKP Hükümetinin 2014 Demokrasi Karnesi

23.01.2015 08:00
Güncellenme:
Takip Et:

Kuvvetler ayrılığının, bağımsız ve tarafsız yargının yok edilmesi devletin hukuk devleti niteliğini ortadan kaldırmış bulunmaktadır. Türkiye artık “emirnamelerle” yönetilmeye çalışılmaktadır.

AKP hükümeti 12 yıl önce işbaşına geldiğinde halka “demokrasi, 3Y olarak tanımladığı yolsuzluk, yoksulluk, yasaklarla mücadele ve komşularla sıfır sorun” vaatlerinde bulunmuştu. Bugün gelinen noktaya bakıldığında, bütün bunların bir aldatmacadan ibaret olduğu açıkça görülmektedir.
Gerçekten de yolsuzluk hiçbir dönemde bu kadar yaygın hale gelmemişti. 17-25 Aralık yolsuzluklarının üzerinin örtülmesinde saptandığı gibi, yasalarla bu denli oynanmamış, yayın yasağı vb. uygulamalar görülmemişti. Aynı şekilde, yoksulluk ve sosyo-ekonomik durum bu boyutlara ulaşmamıştı. Evrensel bir temel hak olan ifade özgürlüğü ve ona bağlı olarak basın ve hak arama özgürlükleri bu denli kısıtlanmamıştı. Bu hakkı kullanmak isteyenlere bu denli şiddet uygulanmamıştı.
Diğer yandan, her seçim öncesi “Kürt Açılımı”, “Alevi Açılımı” adı altında Kürt ve Alevi yurttaşlarımızın hak ve özgürlük taleplerinin karşılanacağı izlenimi verilmiş; ama seçim geçince konu unutulmuştu. Haziran 2015 seçimine giderken de aynı şey yapılıyor.
Hükümetin, siyasi partiler, seçim yasası, YÖK Yasası gibi 12 Eylül yasalarını değiştirme yönünde hiçbir girişimde bulunmaması, anayasa konusunu sonunda “Türk tipi başkanlık sistemine” bağlaması, ifade ve gösteri yapma özgürlüğünü sürekli ve ağır biçimde ihlal etmesi, özgürlüklere ve hukuka bağlı demokrasi diye bir niyetinin olmadığını göstermektedir.
AKP’nin çoğunlukçu bir anlayışla otoriter bir rejim inşa etmekte olduğu açıktır. Tespit yalnız ana muhalefet partisi CHP’nin ve diğer muhalefet partilerinin değil, başlangıçtan beri AKP hükümetine destek veren liberal aydın ve yazarların çoğunun da tespitidir. Kuvvetler ayrılığının, bağımsız ve tarafsız yargının yok edilmesi devletin hukuk devleti niteliğini ortadan kaldırmış bulunmaktadır. Türkiye artık “emirnamelerle” yönetilmeye çalışılmaktadır.
AKP hükümeti, bu tespitler karşısında, durumunu gözden geçirecek yerde çoğunlukçu anlayışını sürdürmeye ve toplumu kutuplaştırmaya devam ediyor. Cumhurbaşkanı ise AB’yi Türkiye’den demokrasi öğrenmeye davet ediyor. Peki, gerçekten demokraside ne durumdayız? Bu soruyu objektif olarak yanıtlamak için özgürlükler ve demokrasi konusunda çalışma ve ölçümler yapan uluslararası kurum ve kuruluşların raporlarına bakılması gerekir.
Bu kurum ve kuruluşlardan bazıları: AB, AİHM, Freedom House, Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü, World Economic Forum, Barış ve Ekonomi Enstitüsü, UNESCO, Dünya Adalet Projesi gibi kuruluşlardır. Bu kurum ve kuruluşların son 12 yıllık raporlarına bakıldığında, durumun, AKP’nin “ileri demokrasi” savının tam tersi olduğu görülmektedir. Bu raporlarda, Türkiye’nin demokrasi; ifade, basın ve hak arama özgürlükleri; adil yargılama, hukukun üstünlüğü vb. konularda oldukça gerilerde olduğu görülmektedir. Raporlar, Türkiye’nin, bırakalım “ileri demokrasi”yi, klasik temsili demokrasiden bile çok uzak olduğunu; “üçüncü sınıf” ya da “hibrit” (melez) bir demokrasi sınıfına girdiğini gösteriyor. Bu değerlendirmeleri ciddiye almak gerekir. Çünkü ülkemizin yaşadığı sosyo-ekonomik ve kültür/kimlik sorunlarının çözümü, şiddetin son bulması, gerçek anlamda özgürlükçü, çoğulcu ve katılımcı demokrasinin kurulmasına bağlıdır.
AKP hükümetinin ve AKP kadrolarının böyle bir demokrasi anlayışının çok uzağında bulundukları ortadadır. 2014 yılı dünya demokrasi endeksi araştırmaları da bu durumu bir kez daha teyit ediyor.
Bazı uluslararası kuruluşların 2014 demokrasi raporları
* Ekonomist dergisinin aralık ayı başında açıklanan “Demokrasi Endeksi”nde Türkiye iki yıl öncesine göre iki basamak daha gerileyerek 167 ülke arasında 89. sırada yer alıyor. Yani Türkiye “tam” ve “kusurlu” demokrasiler grubunda değil, “hibrit” (melez) rejimler grubunda yer alıyor.
* Dünya Ekonomik Forumu 2014 Cinsiyet Ayrımı Endeksi’ndeki “Ekonomik katılım ve fırsat” kategorisinde Türkiye, 142 ülke içerisinde Cezayir, Etiyopya ve Umman gibi ülkelerin hemen üstünde; Surinam, Kamboçya ve Zambiya gibi ülkelerin altında 125. sırada bulunuyor.
* Avustralya merkezli Ekonomi ve Barış Enstitüsü tarafından hazırlanan ve silahlı çatışmaların yanı sıra askeri harcamalar ve demokratik ortam gibi kriterleri de içeren “Barış Endeksi”nde Türkiye, 162 ülke arasında ancak 128. sırada yer bulabiliyor. Aynı araştırmada insan hakları kategorisinde 10 üzerinden 3.8 alan Türkiye, basın özgürlüğünde 100 üzerinden 45.9 puan alabiliyor.
* Uluslararası Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü (RSF), 2014 “Dünya Basın Özgürlüğü Sıralaması”nda Türkiye’yi, 180 ülke içerisinde 154. sırada gösteriyor. 2005’te 98. sırada olan Türkiye, 2012 yılında 148. sıraya ve 2014’te 154. sıraya kadar gerilemiş oluyor.
* Dünya Şeffaflık Örgütü’nün Demokrasi Endeksi’nde Türkiye, 7.92 puanla Sri Lanka’yı ancak geçebiliyor; “siyasi katılım”da 3.89 puanla, otoriter rejimler kategorisindeki kimi ülkelerden bile geride kalıyor; “sivil özgürlükler”de ise Türkiye, 132. sıradaki Kazakistan’ın altına düşmüş bulunuyor.
* Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı’nın (UNDP) 2014 İnsani Gelişmişlik Raporu’na göre, (eşitsizlik, yoksulluk, sağlık, eğitim, sosyal bütünleşme, güvenlik, uluslararası entegrasyon, çevre ve gelir dağılımı gibi konularda) Türkiye, 187 ülke ve bölge arasında 69. sırada yer alıyor. Raporda dikkati çeken bir husus da Türkiye’nin “gelir eşitsizliği”nde, “insani gelişme değeri”nin yüzde 16 oranında gerilemesidir.
“Dünya Adalet Projesi”nin araştırmasına göre, “2014 Küresel Hukukun Üstünlüğü Endeksi” genel sıralamasında 99 ülke içinde 59. sırada yer alan Türkiye, Temel Haklar kategorisinde 78, Açık Devlet 69, Düzen ve Güvenlik 67, Düzenleyici Uygulama sıralamasında 38, Yolsuzluğun Yokluğu sıralamasında 35 ve Sivil Adalet sisteminde 47. sırada yer alıyor.
* Diğer yandan Türkiye, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nde de en çok tazminat ödemeye mahkûm olan ülke durumunda. Bu mahkûmiyetlerin başında ise ifade ve basın özgürlüğü ihlalleri ve yargılamalardaki hukuksuzluklar geliyor.
* AKP hükümeti AİHM kararlarını dikkate almıyor. AİHM’nin zorunlu din dersinin kaldırılması konusundaki kararını yok sayıyor. Her defasında hükmedilen tazminat cezalarını ödemekle yetiniyor. Ama ilgili yasaları ve uygulamaları evrensel hukuk standartları ile uyumlu hale getirmiyor. Bu tutumuyla da anayasanın 90. maddesini yok sayıyor. Yani anayasa suçu işlemeye devam ediyor. Türkiye’nin üçüncü sınıf bir demokrasi olmasının ve demokratik dünyada saygınlığını giderek yitirmesinin sorumlusu, 12 yıldır ülkeyi yöneten AKP hükümetidir. Haziran 2015 seçimleri, Türkiye’nin yeniden demokrasiye dönmesi için bir fırsattır.  

ERCAN KARAKAŞ CHP Genel Başkan Yardımcısı

Yazarın Son Yazıları

Geleceğin savaş alanı, Türkiye ve Karadeniz - Doğu Silahçıoğlu

“Erken Cumhuriyet dönemi”nde (1923-1938) savunma sanayisindeki gelişmeler Türkiye’yi; başta uçak olmak üzere harp silah araç gereçlerinde dış satım yapan bir ülke konumuna getirmişti.

Devamını Oku
12.12.2025
Gençlik MESEM’den büyüktür - Kaan Eroğuz

AKP iktidarı tarafından 2016 yılında örgün ve zorunlu eğitim kapsamına alınan mesleki eğitim merkezleri (MESEM), çocuk işçiliğinin yaygınlaşmasında ve “kurumsallaşmasında” kritik bir rol oynuyor

Devamını Oku
12.12.2025
İnsan onuru ve demokrasi - Ayşe Atalay

TDK sözlüğünde “onur” kavramı insanın kendisine karşı duyduğu saygı olarak tanımlanıyor.

Devamını Oku
11.12.2025
Komisyonda emekçinin adı yok - Şükrü Karaman

Milyonlarca emekçinin yeni ücrete ilişkin alacağı kararı merakla beklediği Asgari Ücret Tespit Komisyonu çalışmalarına yarın başlayacak.

Devamını Oku
11.12.2025
Karadeniz’de neler oluyor? - Can Erenoğlu

Dünyanın en güvenli ve istikrarlı denizi Karadeniz dünyanın en tehlikeli deniz alanına mı dönüştürülüyor?

Devamını Oku
10.12.2025
Gelir adaletsizliği tırmanıyor! - Devrim Onur Erdağ

Türkiye'de emeğin değeri uzun zamandır siyaset meydanında sıkça dile getirilen bir konu.

Devamını Oku
10.12.2025
Yeni feodal çağ ve dijital baronluk - Doğan Sevimbike

Yanis Varoufakis’in No Kings Means No Barons başlıklı yazısı, çağımızın ekonomik ve siyasal düzenini “yeni bir feodalizm” olarak niteliyor.

Devamını Oku
09.12.2025
Erdoğan’ın 2005’teki hayalleri - Kadir Serkan Selçuk

Yıl 2005. Dönemin başbakanı Recep Tayyip Erdoğan, o dönem henüz el konmamış olan Sabah gazetesinin 20. kuruluş yıldönümü için gazeteye bir yazı yazmıştı.

Devamını Oku
09.12.2025
Terörist başının ayağına gitmek... - Hatice Topçu

Ulus devletler; tarih bilinci, ortak coğrafya ve dil birliğine dayanır.

Devamını Oku
08.12.2025
‘Kırkyama’ siyaset… - Prof. Dr. Utku Yapıcı

Türk siyasetinde son yıllardaki en ilginç gelişme siyasi kimlikler düzleminde yaşanıyor.

Devamını Oku
08.12.2025
Çocuklarımız artık kimsesiz mi? - Özgür Hüseyin Akış

Cumhuriyetin kuruluş yıllarında söylenmiş bir cümle hâlâ kulaklarımızda çınlar:

Devamını Oku
07.12.2025
Çözüm mü, çözülme mi? - Ülgen Zeki Ok

Emperyalist güçlerin Ortadoğu’daki kirli emellerinin önündeki en büyük engel olan Atatürk’ü Türk halkının yüreğinden söküp atmak, yani öldürebilmek için bir gri propaganda yöntemi uyguluyor.

Devamını Oku
06.12.2025
Tek Çin ilkesi - Wei Xiaodong

Türkiye’de Çin’in Tayvan bölgesi yaygın olarak bilinse de bu bölgeye ilişkin tarihi ve siyasi bilgiler genellikle sınırlı kalmaktadır.

Devamını Oku
05.12.2025
Cumhuriyete sahip çıkma konuşması: Atatürk’ün ‘Bursa Nutku’ - Hamdi Yaver Aktan

Mustafa Kemal Paşa, 3 Şubat 1933 akşamı İzmir Kordon’daki köşkte akşam yemeği sırasında Bursa’daki olayı öğrenir.

Devamını Oku
03.12.2025
Demokraside seçilenler özgür olmalı - Hüseyin Mert

Demokrasi; çağdaş yaşamın, mutluluğun, ekonomik kalkınmanın ve her türlü gelişmenin önkoşulu, altyapısı ve temelidir.

Devamını Oku
03.12.2025
İktidarın eğitimdeki U dönüşleri - Nazım Mutlu

Siyasal yaşamının toplamı çeyrek yüzyılı bulan iktidar partisinin kısa tarihi, sayısız U dönüşleriyle doludur.

Devamını Oku
03.12.2025
Tekke ve zaviyelerin kapatılması - Doç. Dr. Hüner Tuncer

Tekkeler ve zaviyeler, İslamdaki tarikatların dinsel tören, toplantı ve eğitim yerleridir.

Devamını Oku
02.12.2025
Suyun akışını sürdürmek - Dr. Anıl Yıldırım Poyraz

“Su ateşe galiptir ancak bir kaba girerse ateş onu kaynatıp yok eder.” - Mevlana

Devamını Oku
02.12.2025
21.yüzyılda Türkiye’de sosyal demokrasi - Halil Sarıgöz

Sosyal demokrat partilerin tarihsel serüvenine baktığımızda, parti programlarının yalnızca birer teknik metin değil; toplumun yönünü, siyasal aklın niteliğini ve iktidar imgelemini belirleyen kurucu belgeler olduğunu görürüz.

Devamını Oku
01.12.2025
Gıda güvenliği sistemimiz alarm veriyor - Adnan Serpen

Gıda yaşam için olmazsa olmazdır ancak kirlenirse hastalığa, hatta ölüme bile neden olabilmektedir.

Devamını Oku
01.12.2025
Buğra Gökce, Silivri'den Cumhuriyet'e yazdı

Otuz altıncı pazar...

Devamını Oku
29.11.2025
İhanetin adı barış olamaz… - Erol Ertuğrul

Güzel yurdumuzda 23 yıldır uygulanan politikalarla, üniter devlet yapımıza ve Cumhuriyetimizin kuruluş anlayışına uymayan görüşler seslerini yükseltmeye başladı.

Devamını Oku
29.11.2025
İddianame hukukla bağlı mı? - Doğan Erkan

İmamoğlu iddianamesi başından beri hukuk dili yerine tercih edilen siyasal retoriğiyle, delil boşluğuyla, rivayet anlatımlarıyla tartışılıyor.

Devamını Oku
28.11.2025
İmralı ziyareti ve TBMM - Hüseyin Özkahraman

Türkiye’de “Kürt meselesi”, etnik kimlik tartışmalarını aşan; devlet-toplum ilişkilerini, siyasal katılım biçimlerini, demokratikleşme dinamiklerini ve meşruiyet tartışmalarını doğrudan etkileyen çok katmanlı bir olgudur.

Devamını Oku
28.11.2025
Kurucu felsefeye dönüş - Mehmet Tomanbay

Son açıklanan TÜİK verileri enflasyon, işsizlik ve derinleşen yoksulluğun gittikçe büyüyen sorunlar olduğunu göstermektedir.

Devamını Oku
27.11.2025
Seçimin sakatlanması - Cihangir Dumanlı

Anayasamızın 2. maddesine göre Türkiye Cumhuriyeti demokratik bir devlettir.

Devamını Oku
27.11.2025
Düzensiz dünya nereye gidiyor? - Nejat Eslen

Yeni bin yılın ilk yüzyılının ilk çeyreği yakında bitecek.

Devamını Oku
26.11.2025
İmralı vesilesiyle CHP dövmek - Esat Aydın

İmralı vesilesiyle CHP dövmek - Esat Aydın

Devamını Oku
26.11.2025
Eğitim sürecinde öğretme ve öğrenme - Cihat Karaali

Geçmişte eğitimciler yalnızca öğretmen değillerdi.

Devamını Oku
26.11.2025
Radbruch formülü ve Türkiye bağlamı - Başar Yaltı

Daha önce bu sütunlarda yayımlanan “Adaletsizliği Görmek” (Cumhuriyet, 07.11.2025) başlıklı yazımızda; adalete giden yolun adaletsizliği görmekten geçtiğini, bir hukuk düzeninde karar veren konumundaki tüm görevliler ile hukuk normlarını uygulayan tüm yetkililerin adaletsizliği görmek, önlemek ve adaleti yerine getirmekle görevli olduklarını, adaletsizliği görme yetisine sahip olmayanların yargıç ve savcı yapılmaması gerektiğini belirtmiştik.

Devamını Oku
25.11.2025
Türkiye Araf’ta - Gani Işık

Şimdilerde Türkiye’ye bir hal oldu; Cumhur İttifakı, İmralı ile hemhal oldu.

Devamını Oku
25.11.2025
Öğretmenim, canım benim! - Duran Güldemir

24 Kasım Öğretmenler Günü’nün anlamını ve önemini anlatmak için söylenecek çok söz var elbette ancak Ceyhun Atuf Kansu’nun “Dünyanın Bütün Çiçekleri” şiirinin bu dizeleri sanki bir başka söze gerek yoktur der gibi derin bir duygusallık içine sürüklemektedir bizi.

Devamını Oku
24.11.2025
Uçak kazasının düşündürdükleri... - Cumhur Utku

Geçen hafta Azerbaycan-Gürcistan sınırında düşen askeri uçağımızla ilgili bir tanımı düzeltelim

Devamını Oku
22.11.2025
Türkiye’de şap hastalığı neden hâlâ bitmiyor? - Gülay Ertürk

Türkiye’de hayvancılığın en büyük sorunlarından biri, aradan geçen yüzyıllara rağmen hâlâ kontrol altına alınamayan şap hastalığıdır.

Devamını Oku
21.11.2025
Bir döneğin anatomisi - Çiğdem Bayraktar Ör

Dün söylediğini bugün unutuyor; hayır, unutmuyor; “Dün söylediğini yutuyor”!

Devamını Oku
21.11.2025
‘Ot otlayanlar’dan bugüne - A. Celal Binzet

Günümüzün yakıcı sorunlarından birisi olan vergi, bozuk sistemin ana nedenlerinin başında geliyor.

Devamını Oku
21.11.2025
Dünya Çocuk Hakları Günü - Recep Nas

Çocuk Haklarına İlişkin Sözleşme, 20 Kasım 1989 günü Birleşmiş Milletler’ce kabul edilmiş, 2 Eylül 1990’da yürürlüğe girmiştir.

Devamını Oku
20.11.2025
CHP'nin iktidar kurultayı - Ziya Yergök

Türkiye’nin kurucu ve birinci partisi, iktidarın en güçlü adayı CHP, 28- 30 Kasım tarihlerinde 39. olağan kurultayını yapacak.

Devamını Oku
20.11.2025
Güvenlik kültürü üzerine - Gazi Zorer

Ülkemizin büyük kısmı aktif deprem kuşağında ve sıklıkla depremi yaşıyoruz ama esaslı bir deprem master planımız yok.

Devamını Oku
19.11.2025
Kemalizm karşıtlığının maskesi - Tunay Şendal

Türkiye, 10 Kasım’ın manevi ağırlığı altında, Mustafa Kemal Atatürk’ün mirasına yönelik tartışmaların bir kez daha alevlendiği bir kırılma anına tanık olmuştur.

Devamını Oku
19.11.2025