Çağdaşlık yolunda bir ömür - Hüseyin Karataş
Olaylar Ve Görüşler
Son Köşe Yazıları

Çağdaşlık yolunda bir ömür - Hüseyin Karataş

13.12.2025 04:00
Güncellenme:
Takip Et:

Çağdaşlık eksikliğine ve dokunulmazlara dokunan sevgili hocam Prof. Dr. Türkan Saylan... Ülkemizde ne darbelere ne darbe teşebbüslerine ne suçlamalara muhatap ve tanık olduk onunla birlikte.

Image

Türkan Saylan’ın 83. doğum gününde yazdığım mektupta, “...faşist yönetimlerde tek kişi egemenliği ya atadan gelir ya da güç ile gelirdi. Günümüz dünyasında tek kişi egemenliği seçimle geliyor. Dünyada yönetimler ‘parlamenter faşizm’ olmaya başladı” demiştim. Devamı da gelmeye devam ediyor.

Dünyada son yılların seçilmişleri, hak, hukuk, adalet hepsini yaşamdan çıkarttı ve kişisel egemenlik ülkeleri yarattılar. İnsan hakları, eşitlik yok edildi.

Bilen bilir MÖ 1760 yılı civarında ortaya çıkan, tarihin en eski ve en iyi korunmuş yazılı kanunu Hammurabi Kanunları’nı. Bundan 3785 yıl önce yazılmış kanunda; “adalet ve eşitlik” ön plana çıkarılmıştır.

- Bir adam başka bir adamı cinayetle suçlayarak suç duyurusunda bulunur, ancak bunu kanıtlayamazsa suçlayıcı idam edilecektir.

- Eğer bir adam bir davada yalancı şahitlik eder veya verdiği şahitliği ispat etmezse, bu dava yaşamla ilgiliyse o adam öldürülecektir.

- Bir yargıç hüküm verir, karar verir, usulüne uygun imzalanmış ve mühürlenmiş bir hüküm verir ve sonra kararını değiştirirse, vermiş olduğu hüküm değişikliğinden dolayı o yargıca hesap soracak, verdiği cezayı ikiye katlayıp ödetecek ve mecliste onu yargı kürsüsünden atacaklardır.

810 yıl önce (1215 yılında) İngiltere’de yayımlanan Magna Carta Libertatum (Büyük Sözleşme) kralın bazı yetkilerinden feragat etmesini, kanunlara uygun davranmasını ve hukukun, kralın arzu ve isteklerinden daha üstün olduğunu kabul etmesini zorunlu kılmıştı.

YASALARIN RUHU

Magna Carta’nın 38. maddesi; “Bundan böyle hiçbir hâkim herhangi bir kimseyi ilgili olayda doğru ve güvenilir deliller ortaya koymadan dava edemez”; 39. maddesi ise, “Özgür hiç kimse kendi benzerleri tarafından ülke kanunlarına göre yasal bir şekilde muhakeme edilip hüküm giymeden tutuklanmayacak, hapsedilmeyecek veya hangi şekilde olursa olsun zarara uğratılmayacaktır” demektedir.

İngiltere’de 1679’da çıkarılan Habeas Corpus Yasası, “Bedenin senindir” demiş, kişisel özgürlük ve hukuka aykırı tutuklamaya karşı koruma anlayışına dayanan temel bir hukuk ilkesi getirmiştir.

Montesquieu, 1748’de Yasaların Ruhu’nu yazdı. Orada, “Keyfi yönetimlerin ve insan hakları ihlallerinin nedeni yasama, yürütme ve yargının tek elde toplanmasıdır” dedi.

Yöneticiler gücü ele alınca denge bozulduğu için 1789 Fransız Devrimi sonrası güç; yasama, yürütme ve yargı olarak üçe bölündü. Yönetenler de yargılanabilir, idari işlemlerin hukuka uygun olup olmadığı idare mahkemeleri tarafından denetlenebilir dendi.

Adliye önlerinde gördüğümüz Themis heykeli hukuku anlatır. Kadın hâkimin gözleri kapalıdır; elindeki terazi ile iddia ve savunmayı tartar, elinde kılıcı ile bir güç olduğunu gösterir ve kararını verir. Hâkim ve savcılar da bu nedenle cübbe giyerler. Kendi giydikleri kıyafet görünmez. Karşısındaki davacı ve davalının kim olduğunu görmez, herkes eşittir. Aranan tek şey adalettir.

ÜLKENİN GELECEĞİ...

Asıl denetçi yargının kullandığı “hukuk” olduğu için, hukukun yokluğunda neler olduğunu dünya ile birlikte bizler de yaşıyoruz. Hammurabi Kanunları’ndan günümüze gelelim.

Anayasamızın 9. maddesi, “Yargı yetkisi, Türk milleti adına bağımsız mahkemelerce kullanılır” demekte ama;

- İddianameler bile aylar sonra binlerce sayfa yazılıyorsa, Mahkemenin bile iddianameyi gözden geçirmesi neredeyse aylar sürüyorsa,

- Suçu işlediğini kabul eden ancak itiraf ile başkalarını suçlayanlar dışarıda ve aralarında İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun da bulunduğu birçok insan aylardır cezaevinde ise,

- Gazeteci Fatih Altaylı, cumhurbaşkanını tehdit ettiği gerekçesiyle mahkum edildi. Gazeteci Merdan Yanardağ ve birçok gazeteci sırf iktidarı eleştirdikleri, belediye başkanları iktidar partisinden seçilmedikleri için tutuklu ise,

- Çocuk işçilerin çalışma ortamında ölümlerini eleştiren gençler tutuklanıyor ise hukuku her zamankinden daha fazla aramak zorundayız.

Suçu kanıtlanmamış, kaçma ihtimali olmayan ve çağırsan gelecek kişileri kaçma şüphesiyle tutuklamak, adaletin terazisinin dengeli olmadığını göstermiyor mu? Cezaevinde geçen, ömürden giden yılların bedelini kim ödeyecek?

3789 yıl önceki Hammurabi Kanunları’na ve 1769 Habeas Corpus (Bedenin senindir) düzenlemelerine ve bir de günümüze baktığımızda gördüğümüz bunlar.

Çağdaşlık yolunda yaşamını veren sevgili hocamız Prof. Dr. Türkan Saylan’ın emekleri elbette yaşayacak ve ülkemizin geleceği, uğrunda yaşamını verdiği çağdaşlığa ulaşacak. Sevgili hocamızın 90. doğum günü kutlu olsun.

Yazarın Son Yazıları

Çağdaşlık yolunda bir ömür - Hüseyin Karataş

Çağdaşlık eksikliğine ve dokunulmazlara dokunan sevgili hocam Prof. Dr. Türkan Saylan...

Devamını Oku
13.12.2025
Geleceğin savaş alanı, Türkiye ve Karadeniz - Doğu Silahçıoğlu

“Erken Cumhuriyet dönemi”nde (1923-1938) savunma sanayisindeki gelişmeler Türkiye’yi; başta uçak olmak üzere harp silah araç gereçlerinde dış satım yapan bir ülke konumuna getirmişti.

Devamını Oku
12.12.2025
Gençlik MESEM’den büyüktür - Kaan Eroğuz

AKP iktidarı tarafından 2016 yılında örgün ve zorunlu eğitim kapsamına alınan mesleki eğitim merkezleri (MESEM), çocuk işçiliğinin yaygınlaşmasında ve “kurumsallaşmasında” kritik bir rol oynuyor

Devamını Oku
12.12.2025
İnsan onuru ve demokrasi - Ayşe Atalay

TDK sözlüğünde “onur” kavramı insanın kendisine karşı duyduğu saygı olarak tanımlanıyor.

Devamını Oku
11.12.2025
Komisyonda emekçinin adı yok - Şükrü Karaman

Milyonlarca emekçinin yeni ücrete ilişkin alacağı kararı merakla beklediği Asgari Ücret Tespit Komisyonu çalışmalarına yarın başlayacak.

Devamını Oku
11.12.2025
Karadeniz’de neler oluyor? - Can Erenoğlu

Dünyanın en güvenli ve istikrarlı denizi Karadeniz dünyanın en tehlikeli deniz alanına mı dönüştürülüyor?

Devamını Oku
10.12.2025
Gelir adaletsizliği tırmanıyor! - Devrim Onur Erdağ

Türkiye'de emeğin değeri uzun zamandır siyaset meydanında sıkça dile getirilen bir konu.

Devamını Oku
10.12.2025
Yeni feodal çağ ve dijital baronluk - Doğan Sevimbike

Yanis Varoufakis’in No Kings Means No Barons başlıklı yazısı, çağımızın ekonomik ve siyasal düzenini “yeni bir feodalizm” olarak niteliyor.

Devamını Oku
09.12.2025
Erdoğan’ın 2005’teki hayalleri - Kadir Serkan Selçuk

Yıl 2005. Dönemin başbakanı Recep Tayyip Erdoğan, o dönem henüz el konmamış olan Sabah gazetesinin 20. kuruluş yıldönümü için gazeteye bir yazı yazmıştı.

Devamını Oku
09.12.2025
Terörist başının ayağına gitmek... - Hatice Topçu

Ulus devletler; tarih bilinci, ortak coğrafya ve dil birliğine dayanır.

Devamını Oku
08.12.2025
‘Kırkyama’ siyaset… - Prof. Dr. Utku Yapıcı

Türk siyasetinde son yıllardaki en ilginç gelişme siyasi kimlikler düzleminde yaşanıyor.

Devamını Oku
08.12.2025
Çocuklarımız artık kimsesiz mi? - Özgür Hüseyin Akış

Cumhuriyetin kuruluş yıllarında söylenmiş bir cümle hâlâ kulaklarımızda çınlar:

Devamını Oku
07.12.2025
Çözüm mü, çözülme mi? - Ülgen Zeki Ok

Emperyalist güçlerin Ortadoğu’daki kirli emellerinin önündeki en büyük engel olan Atatürk’ü Türk halkının yüreğinden söküp atmak, yani öldürebilmek için bir gri propaganda yöntemi uyguluyor.

Devamını Oku
06.12.2025
Tek Çin ilkesi - Wei Xiaodong

Türkiye’de Çin’in Tayvan bölgesi yaygın olarak bilinse de bu bölgeye ilişkin tarihi ve siyasi bilgiler genellikle sınırlı kalmaktadır.

Devamını Oku
05.12.2025
Cumhuriyete sahip çıkma konuşması: Atatürk’ün ‘Bursa Nutku’ - Hamdi Yaver Aktan

Mustafa Kemal Paşa, 3 Şubat 1933 akşamı İzmir Kordon’daki köşkte akşam yemeği sırasında Bursa’daki olayı öğrenir.

Devamını Oku
03.12.2025
Demokraside seçilenler özgür olmalı - Hüseyin Mert

Demokrasi; çağdaş yaşamın, mutluluğun, ekonomik kalkınmanın ve her türlü gelişmenin önkoşulu, altyapısı ve temelidir.

Devamını Oku
03.12.2025
İktidarın eğitimdeki U dönüşleri - Nazım Mutlu

Siyasal yaşamının toplamı çeyrek yüzyılı bulan iktidar partisinin kısa tarihi, sayısız U dönüşleriyle doludur.

Devamını Oku
03.12.2025
Tekke ve zaviyelerin kapatılması - Doç. Dr. Hüner Tuncer

Tekkeler ve zaviyeler, İslamdaki tarikatların dinsel tören, toplantı ve eğitim yerleridir.

Devamını Oku
02.12.2025
Suyun akışını sürdürmek - Dr. Anıl Yıldırım Poyraz

“Su ateşe galiptir ancak bir kaba girerse ateş onu kaynatıp yok eder.” - Mevlana

Devamını Oku
02.12.2025
21.yüzyılda Türkiye’de sosyal demokrasi - Halil Sarıgöz

Sosyal demokrat partilerin tarihsel serüvenine baktığımızda, parti programlarının yalnızca birer teknik metin değil; toplumun yönünü, siyasal aklın niteliğini ve iktidar imgelemini belirleyen kurucu belgeler olduğunu görürüz.

Devamını Oku
01.12.2025
Gıda güvenliği sistemimiz alarm veriyor - Adnan Serpen

Gıda yaşam için olmazsa olmazdır ancak kirlenirse hastalığa, hatta ölüme bile neden olabilmektedir.

Devamını Oku
01.12.2025
Buğra Gökce, Silivri'den Cumhuriyet'e yazdı

Otuz altıncı pazar...

Devamını Oku
29.11.2025
İhanetin adı barış olamaz… - Erol Ertuğrul

Güzel yurdumuzda 23 yıldır uygulanan politikalarla, üniter devlet yapımıza ve Cumhuriyetimizin kuruluş anlayışına uymayan görüşler seslerini yükseltmeye başladı.

Devamını Oku
29.11.2025
İddianame hukukla bağlı mı? - Doğan Erkan

İmamoğlu iddianamesi başından beri hukuk dili yerine tercih edilen siyasal retoriğiyle, delil boşluğuyla, rivayet anlatımlarıyla tartışılıyor.

Devamını Oku
28.11.2025
İmralı ziyareti ve TBMM - Hüseyin Özkahraman

Türkiye’de “Kürt meselesi”, etnik kimlik tartışmalarını aşan; devlet-toplum ilişkilerini, siyasal katılım biçimlerini, demokratikleşme dinamiklerini ve meşruiyet tartışmalarını doğrudan etkileyen çok katmanlı bir olgudur.

Devamını Oku
28.11.2025
Kurucu felsefeye dönüş - Mehmet Tomanbay

Son açıklanan TÜİK verileri enflasyon, işsizlik ve derinleşen yoksulluğun gittikçe büyüyen sorunlar olduğunu göstermektedir.

Devamını Oku
27.11.2025
Seçimin sakatlanması - Cihangir Dumanlı

Anayasamızın 2. maddesine göre Türkiye Cumhuriyeti demokratik bir devlettir.

Devamını Oku
27.11.2025
Düzensiz dünya nereye gidiyor? - Nejat Eslen

Yeni bin yılın ilk yüzyılının ilk çeyreği yakında bitecek.

Devamını Oku
26.11.2025
İmralı vesilesiyle CHP dövmek - Esat Aydın

İmralı vesilesiyle CHP dövmek - Esat Aydın

Devamını Oku
26.11.2025
Eğitim sürecinde öğretme ve öğrenme - Cihat Karaali

Geçmişte eğitimciler yalnızca öğretmen değillerdi.

Devamını Oku
26.11.2025
Radbruch formülü ve Türkiye bağlamı - Başar Yaltı

Daha önce bu sütunlarda yayımlanan “Adaletsizliği Görmek” (Cumhuriyet, 07.11.2025) başlıklı yazımızda; adalete giden yolun adaletsizliği görmekten geçtiğini, bir hukuk düzeninde karar veren konumundaki tüm görevliler ile hukuk normlarını uygulayan tüm yetkililerin adaletsizliği görmek, önlemek ve adaleti yerine getirmekle görevli olduklarını, adaletsizliği görme yetisine sahip olmayanların yargıç ve savcı yapılmaması gerektiğini belirtmiştik.

Devamını Oku
25.11.2025
Türkiye Araf’ta - Gani Işık

Şimdilerde Türkiye’ye bir hal oldu; Cumhur İttifakı, İmralı ile hemhal oldu.

Devamını Oku
25.11.2025
Öğretmenim, canım benim! - Duran Güldemir

24 Kasım Öğretmenler Günü’nün anlamını ve önemini anlatmak için söylenecek çok söz var elbette ancak Ceyhun Atuf Kansu’nun “Dünyanın Bütün Çiçekleri” şiirinin bu dizeleri sanki bir başka söze gerek yoktur der gibi derin bir duygusallık içine sürüklemektedir bizi.

Devamını Oku
24.11.2025
Uçak kazasının düşündürdükleri... - Cumhur Utku

Geçen hafta Azerbaycan-Gürcistan sınırında düşen askeri uçağımızla ilgili bir tanımı düzeltelim

Devamını Oku
22.11.2025
Türkiye’de şap hastalığı neden hâlâ bitmiyor? - Gülay Ertürk

Türkiye’de hayvancılığın en büyük sorunlarından biri, aradan geçen yüzyıllara rağmen hâlâ kontrol altına alınamayan şap hastalığıdır.

Devamını Oku
21.11.2025
Bir döneğin anatomisi - Çiğdem Bayraktar Ör

Dün söylediğini bugün unutuyor; hayır, unutmuyor; “Dün söylediğini yutuyor”!

Devamını Oku
21.11.2025
‘Ot otlayanlar’dan bugüne - A. Celal Binzet

Günümüzün yakıcı sorunlarından birisi olan vergi, bozuk sistemin ana nedenlerinin başında geliyor.

Devamını Oku
21.11.2025
Dünya Çocuk Hakları Günü - Recep Nas

Çocuk Haklarına İlişkin Sözleşme, 20 Kasım 1989 günü Birleşmiş Milletler’ce kabul edilmiş, 2 Eylül 1990’da yürürlüğe girmiştir.

Devamını Oku
20.11.2025
CHP'nin iktidar kurultayı - Ziya Yergök

Türkiye’nin kurucu ve birinci partisi, iktidarın en güçlü adayı CHP, 28- 30 Kasım tarihlerinde 39. olağan kurultayını yapacak.

Devamını Oku
20.11.2025
Kemalizm karşıtlığının maskesi - Tunay Şendal

Türkiye, 10 Kasım’ın manevi ağırlığı altında, Mustafa Kemal Atatürk’ün mirasına yönelik tartışmaların bir kez daha alevlendiği bir kırılma anına tanık olmuştur.

Devamını Oku
19.11.2025