Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Her Yerden Görülmek Çelişkisi - A. Celal BİNZET
İstanbul’un her yerinden görülebilir olması niyetiyle Çamlıca Tepesi’ne yapılan cami iki yıl önce açılmıştı. Harcamaları ve üzerinde dolaşan söylentileriyle işlevinden çok ideolojik niyetler barındıran bir yapı olma özelliği taşıdığı açık. Politik kaygı içerdiği şuradan belli ki büyüklük ve “kentin her yerinden görülebilir” oluşu özellikle vurgulanıyor. Bu konudaki en dikkat çekici oluşum son yıllarda sayıları yanında dinsel yapılardaki büyüklüğün yaygınlaşması. Doğal ki kullanım alanlarının genişlemesiyle daha süslü oluşları da dikkat çekici.
Hepimizin çok
iyi bildiği gibi mimarlık işlevsel bir sanattır. Her yapı bir kullanım amacına
hizmet eder. Bir anlamda toplumla yüzleşmek zorundadır. O toplum ki içinde bulunduğumuz süreçte en büyük çelişkilerin
yatağında boğuluyor. Küçük bir azınlığın sahip olduğu ölçüsüz değerler yanında toplumun geniş kesimi açlık sınırında. Yoksulluğa inat büyüyen ve çoğalan dinsel yapılar ortamındayız.
Bu özellik, ister istemez Avrupa anakarasının
12-15. yüzyıllar arasındaki durumunu anıştırıyor. Değinilen dönem kilisenin en baskıcı olduğu yıllar.
Gotik sanatın öne çıkan en büyük özelliği dinsel yapıların olağanüstü
büyüklüğe ulaştırılmasıdır.
ANLATILAN ANLAŞILAN KADAR
Toplumun geniş kesimlerindeki yoksullaşmaya karşın din kurumunu ellerinde bulunduranların aşırı zenginleşmesi dikkatlerden kaçmıyor. Ağır vergiler ve zorlu çalışma koşullarının her gün ağırlaştığı süreçte halka gösterilen tek çıkış yolu ise ölümden sonra cennete gitme masalı. Yaşarken bu dünyada kurtuluşunun olanaksızlığına inandırılan yoksullar için ölümü beklemekten başka çare görünmüyor. Din adamları da doymak bilmez açgözlülük içinde hep daha diyerek insanların ellerindeki değerli olan ne varsa onları istemekte.
Tutkuların sınırsızlığı, bilgisiz insanlara cennete giriş belgesi
satmaya değin varır. Parayla alınan “endüljans” adlı kâğıtları ölümü sonrasında karşılaştığı görevliye (!) veren kişi günahlarından kurtulmuş
sayılacaktır. Cehennem korkusuyla güdülenenler ellerinde avuçlarında kalan paralarını kiliseye
aktararak söz konusu belgeyi
satın alma kuyruğuna girmekte gecikmezler.
Böylece varsıllaşan
kilise, egemenliğini pekiştirme anlamında devasa ölçekte yapılarla toplum üzerindeki etkisini kuvvetlendirme yoluna gider.
Araç olarak kullanılan kutsal kitabı okuyup anlamak olanaksız zaten. Halkın
bilmediği Latince yazılar din adamlarının anlayıp aktardığı kadardır.
BOŞ BÜYÜKLÜK GÖSTERİSİ
Çokça gündemde
tutulan günah olgusu en çok
da kadınlar üzerinden uygulamaya konulacaktır. Engizisyonun kararıyla kurulan çadır mahkemelerinde yargılanan
binlerce kadın en ağır sorgu
ve işkencelerden geçirilir.
Sokak ortasında yakılır. Korku ve baskıyla baskılananların gözünde dinsel yapıların büyüklüğü ile
Tanrı’nın büyüklüğü arasında doğrusal bir ilişki kurulmak istendiği
dikkatlerden kaçmaz.
Bir gün Martin Luther adlı bir
papaz 1517 yılında bu çelişkili
duruma karşı çıkarak ünlü “Doksan Beş Tez”ini yayımlar. Sorduğu sorulardan biri
tam da can yakıcı sorunların başında geliyor: “Niçin serveti,
zengin Crassus’un servetinden daha büyük olan papa, biricik Aziz Petrus
Bazılikası’nı kendi parasıyla değil de inançlı fakirlerin parasıyla inşa ediyor?”
Tarih, ortaçağın
bitimini 1517 yılına bağlar.
Bugün Avrupa’nın belli başlı kentlerinde olağanüstü boyutları ve aşırı
süslemeleriyle dikkatleri çeken
dinsel yapıların gerisinde milyonlarca yoksulun umutlarını barındıran çelişkiler yatar. Yaşananların birinci
elden tanığı Martin Luther bunu özlü
şekilde anlatmış zaten. Gerçeklerin
bize gösterdiği, insanların sömürülmesi ile dinsel bağnazlığın
artması arasındaki ilişki. Anlatılan durumun ortaçağda kaldığı sanılırken 20. yüzyılda da
benzeri bir uygulama karşımıza çıkmasın
mı! Hitler iktidara geldiğinde mimarı Albert Speer’den her yerden görülecek ölçekte bir yapı istemişti. Gökyüzüne yöneltilmiş büyük ışık kaynaklarıyla oluşturulan 1934 tarihli “Işık Katedrali” Hitler’in güç gösterisinden başka bir şeye yaramayacaktı. Boş büyüklük gösterisi tarihe yüz karası olarak
geçti.
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Asgari ücret artarsa verimlilik artar
- Yankı Bağcıoğlu'ndan Suriye uyarısı:
- CHP'li Günaydın'dan Bakan Tekin'e tepki!
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
En Çok Okunan Haberler
- Colani'den İsrail hakkında ilk açıklama
- Emekliye iyi haber yok!
- Fidan'dan 'Suriye Kürtleri' ve 'İsrail' açıklaması
- MHP'den 'asgari ücret' önerisi
- Adnan Kale'nin ölümüne ilişkin peş peşe açıklamalar!
- İngiliz gazetesinden Esad iddiası
- Devrim Muhafızları'ndan Suriye çıkışı
- 'Kayyuma değil, halka bütçe'
- Arda Güler'in 2 asisti Madrid'e yetmedi
- 'Seküler müdür kalmadı'