Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
HSK Seçimleri Üzerine - M. Önder TEKİN
HSK üyeliği seçim
süreci TBMM’de devam ediyor. Anayasa ve Adalet Komisyonu’ndan oluşan karma
komisyon sürecinden sonra TBMM Genel Kurulu’nda yapılacak seçimlerin 7 Haziran tarihine kadar
tamamlanması gerekiyor.
Yargılama faaliyetinin asli aktörleri olan yargıçlar ve savcıların mesleğe
kabul edilmesi, atama ve nakletme, geçici yetki verme, her türlü yükselme ve birinci sınıfa ayırma, kadro
dağıtma, meslekte kalmaları uygun görülmeyenler
hakkında karar verme, disiplin cezası verme, görevden uzaklaştırma, denetleme, haklarında inceleme ve soruşturma
yürütme ve Danıştay ile Yargıtay üyelerini seçme gibi görevleri
bulunan HSK’nin üyelerinin seçim
yöntemi ilki 2010, ikincisi
de 2017 yılında olmak üzere iki kez değiştirildi.
Son duruma göre, Cumhurbaşkanı, Adalet Bakanı ile
Adalet Bakanı Yardımcısı yanında dört
üyeyi doğrudan belirlerken kalan yedi üye ise TBMM’ce seçilmekte. TBMM’de sayısal çoğunluğa sahip olan iktidar koalisyonu, 2017 yılında yapılan HSK
üyeliği seçimlerini istediği doğrultuda sonuçlandırmıştı. İktidarın, bu yıl yenilenecek
olan seçimlerde yeterli çoğunluğa sahip olmadığı görülüyor.
Bu nedenle, bir
televizyon programına katılan AKP TBMM Grup Başkanvekili Mustafa Elitaş
tarafından, muhalefet partileri ile görüşüldüğü dillendirildi. Hatta “... HSK’nin doğrudan doğruya Cumhur İttifakı’ndan olmasının değil, mutabık kalabileceğimiz
iki üyenin de muhalefetten olmasını uygun gördükleri” beyan edildi.
SONUCU BELLİ
Anlaşıldığı kadarıyla, TBMM’de yapılacak seçimlerde muhalefetin oy desteğine ihtiyaç
duyan iktidar, “RTÜK modeli” gibi bir “HSK modeli” ile yola devam etmek istiyor.
Muhalefetten beklentileri, iki ismi kendilerinin belirlemesi karşılığında, “beş” ismin iktidar koalisyonunu
oluşturan partilerce belirlenmesini kabul etmeleri. Cumhurbaşkanı’nın seçtiği üyeler de hesaba katıldığında
on üç üyeden oluşan HSK’nin, on bir üyesinin iktidar partilerinin, ikisinin de
muhalefet partilerinin belirlediği isimler üzerinden gerçekleşen bir seçim uzlaşması.
Muhalefet partilerince
belirlenen RTÜK üyelerinin, “radyo ve televizyon yayıncılığının düşünce, ifade özgürlüğü ve basın özgürlüğü temelli yürütülmesi”
doğrultusunda çabalarının,
iktidarın nicel çoğunluğunca
anlamsızlaştırıldığının onlarca kez deneyimlenmiş olmasına rağmen!
YURTTAŞIN İSTEĞİ, ADALET
Hukukun üstünlüğü, adil yargılanma hakkı gibi ilkeler üzerinden
bir seçim modeli çalışması yürütülmüyor. Seçim sonrası oluşturulan HSK’nin
alacağı kararların objektifliğini sağlayacak kurallar üzerinde bir uzlaşma çabası yok. Yargıç ve savcı atamalarında, görevlendirmelerde, Danıştay ve Yargıtay
üyeliği seçimlerinde ehliyeti
ve liyakati önceleyen,
disiplin ile ilgili işlemlerde başta “savunma hakkı” olmak üzere “soruşturma süreci”nin
“koruma” ya da “cezalandırma” yerine gerçeğe ulaşmayı hedefleyen bir anlayışla
yürütülmesi hedefinde oydaşma yok.
Kurulun üye çoğunluğunu oluşturan iktidarın, mevcut yargı yönetim yapısı ile yargıda oluşan “güven erozyonu”nun devamı
niteliğinde kararları aldırmaya devam etmesi üzerine bir seçim uzlaşma (!) çabası. Oluşturulan yapının adının “yeni”, uygulamalarının ise “eski”nin devamı olacağı bir düzen. Ziya Paşa’nın yıllar önce söylediği gibi
“Kadı ola davacı ve muhzır
(mahkeme görevlisi) dahi
şahit, ol mahkemenin hükmüne denir mi adalet?” durumunun devam edeceği bir yapı
oluşacak.
Aynı menzile farklı yollardan gidenlerin hedeflerine varabilmek için 2007 yılından itibaren “kumpas davaları” yoluyla yargı
erkini “silah” olarak
kullandığı, yazılı hukuk kurallarının “genelge” düzeyine indirgenerek uygulandığı, temel hak ve özgürlüklerin “sözlü talimat” ile kısıtlanarak oluşturulan adaletsizlik ikliminin
toplum üzerinde yarattığı yıkımın büyüklüğü, “bağımsız yargı, tarafsız yargıç” temelli adalet siteminin acil
inşası için yıkım mimarları
da dahil herkes için yeterli
dersleri içermekte aslında...
Büyük şair Sadi-i Şirazi’nin “Adalete susayan bir insanın susuzluğunu,
dünyanın bütün nehirleri gideremez” sözünü doğrular mahiyette toplum uzun yıllardır adalete susamış iken! İktidarın beklentileri
doğrultusunda 2010 yılından itibaren “ittifak” yapılan “müttefikler”
değiştirilerek oluşturulan HSK’nin zirve yapan “adaletsizliğin” müsebbibi olduğuna dair toplumda oluşan yaygın
kanaat ortada dururken. Oysa yıllarca davalarla kıskaca alınan Sabahattin
Ali’nin “Mahkemelerde” isimli
eserinde yer alan ve “adil
yargılanma” amacıyla söylediği
gibi yurttaşın yargıdan istediği adalet, yargının vermekle yükümlü olduğu ise
adalet.
NİYET AÇIKÇA ORTADA
Adaletin ülkenin her noktasında egemen olmasının ve herkesin
huzur içinde yaşayacağı bir
ülkenin oluşturulabilmesinin en öncelikli
koşulu “hukukun üstünlüğü” ve
“hukuk güvenliği” gibi
ilkelerin yaşama geçirilmesidir.
İlkelerde varılacak uzlaşmanın iktidarıyla, muhalefetiyle, herkesin güvencesi
olacak bir yargı yapısını oluşturacağı açık olduğu gibi, isim üzerinden
yürütülen pazarlıkların, “hukukun
üstünlüğü”nü değil, “üstünlerin hukuku”nu hedeflediği de açıktır.
Böyle bir pazarlık, bir iki ismi
belirleme kazanımına karşın, temel hak ve özgürlüklerin güvencesi olan “adil yargılanma hakkı”nın, “mahkemeye erişim hakkı”nın feda edilmesi sonucunu doğuracaktır.
Zira güvenini kaybetmiş yargı tablosunun sorumlularının, “hukuk güvenliği”ni egemen kılacak bir
yargı yönetimini
hedeflemedikleri de gün gibi ortada durmaktadır.
M. ÖNDER TEKİN
EMEKLİ YARGIÇ
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Asgari ücret artarsa verimlilik artar
- Yankı Bağcıoğlu'ndan Suriye uyarısı:
- CHP'li Günaydın'dan Bakan Tekin'e tepki!
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
En Çok Okunan Haberler
- Colani'den İsrail hakkında ilk açıklama
- Emekliye iyi haber yok!
- Fidan'dan 'Suriye Kürtleri' ve 'İsrail' açıklaması
- MHP'den 'asgari ücret' önerisi
- Adnan Kale'nin ölümüne ilişkin peş peşe açıklamalar!
- İngiliz gazetesinden Esad iddiası
- Devrim Muhafızları'ndan Suriye çıkışı
- 'Kayyuma değil, halka bütçe'
- Arda Güler'in 2 asisti Madrid'e yetmedi
- 'Seküler müdür kalmadı'