Olaylar Ve Görüşler

HSK Seçimleri Üzerine - M. Önder TEKİN

20 Mayıs 2021 Perşembe

HSK üyeliği seçim süreci TBMM’de devam ediyor. Anayasa ve Adalet Komisyonu’ndan oluşan karma komisyon sürecinden sonra TBMM Genel Kurulu’nda yapılacak seçimlerin 7 Haziran tarihine kadar tamamlanması gerekiyor.

Yargılama faaliyetinin asli aktörleri olan yargıçlar ve savcıların mesleğe kabul edilmesi, atama ve nakletme, geçici yetki verme, her türlü yükselme ve birinci sınıfa ayırma, kadro dağıtma, meslekte kalmaları uygun görülmeyenler hakkında karar verme, disiplin cezası verme, görevden uzaklaştırma, denetleme, haklarında inceleme ve soruşturma yürütme ve Danıştay ile Yargıtay üyelerini seçme gibi görevleri bulunan HSK’nin üyelerinin seçim yöntemi ilki 2010, ikincisi de 2017 yılında olmak üzere iki kez değiştirildi.

Son duruma göre, Cumhurbaşkanı, Adalet Bakanı ile Adalet Bakanı Yardımcısı yanında dört üyeyi doğrudan belirlerken kalan yedi üye ise TBMM’ce seçilmekte. TBMM’de sayısal çoğunluğa sahip olan iktidar koalisyonu, 2017 yılında yapılan HSK üyeliği seçimlerini istediği doğrultuda sonuçlandırmıştı. İktidarın, bu yıl yenilenecek olan seçimlerde yeterli çoğunluğa sahip olmadığı görülüyor.

Bu nedenle, bir televizyon programına katılan AKP TBMM Grup Başkanvekili Mustafa Elitaş tarafından, muhalefet partileri ile görüşüldüğü dillendirildi. Hatta ... HSK’nin doğrudan doğruya Cumhur İttifakı’ndan olmasının değil, mutabık kalabileceğimiz iki üyenin de muhalefetten olmasını uygun gördükleri” beyan edildi.

SONUCU BELLİ

Anlaşıldığı kadarıyla, TBMM’de yapılacak seçimlerde muhalefetin oy desteğine ihtiyaç duyan iktidar, “RTÜK modeli” gibi bir HSK modeli” ile yola devam etmek istiyor. Muhalefetten beklentileri, iki ismi kendilerinin belirlemesi karşılığında, beş” ismin iktidar koalisyonunu oluşturan partilerce belirlenmesini kabul etmeleri. Cumhurbaşkanı’nın seçtiği üyeler de hesaba katıldığında on üç üyeden oluşan HSK’nin, on bir üyesinin iktidar partilerinin, ikisinin de muhalefet partilerinin belirlediği isimler üzerinden gerçekleşen bir seçim uzlaşması.

Muhalefet partilerince belirlenen RTÜK üyelerinin, radyo ve televizyon yayıncılığının düşünce, ifade özgürlüğü ve basın özgürlüğü temelli yürütülmesi” doğrultusunda çabalarının, iktidarın nicel çoğunluğunca anlamsızlaştırıldığının onlarca kez deneyimlenmiş olmasına rağmen!

YURTTAŞIN İSTEĞİ, ADALET

Hukukun üstünlüğü, adil yargılanma hakkı gibi ilkeler üzerinden bir seçim modeli çalışması yürütülmüyor. Seçim sonrası oluşturulan HSK’nin alacağı kararların objektifliğini sağlayacak kurallar üzerinde bir uzlaşma çabası yok. Yargıç ve savcı atamalarında, görevlendirmelerde, Danıştay ve Yargıtay üyeliği seçimlerinde ehliyeti ve liyakati önceleyen, disiplin ile ilgili işlemlerde başta savunma hakkı” olmak üzere soruşturma süreci”nin koruma” ya da cezalandırma” yerine gerçeğe ulaşmayı hedefleyen bir anlayışla yürütülmesi hedefinde oydaşma yok.

Kurulun üye çoğunluğunu oluşturan iktidarın, mevcut yargı yönetim yapısı ile yargıda oluşan güven erozyonu”nun devamı niteliğinde kararları aldırmaya devam etmesi üzerine bir seçim uzlaşma (!) çabası. Oluşturulan yapının adının yeni”, uygulamalarının ise eski”nin devamı olacağı bir düzen. Ziya Paşa’nın yıllar önce söylediği gibi Kadı ola davacı ve muhzır (mahkeme görevlisi) dahi şahit, ol mahkemenin hükmüne denir mi adalet?” durumunun devam edeceği bir yapı oluşacak.

Aynı menzile farklı yollardan gidenlerin hedeflerine varabilmek için 2007 yılından itibaren kumpas davaları” yoluyla yargı erkini silah” olarak kullandığı, yazılı hukuk kurallarının genelge” düzeyine indirgenerek uygulandığı, temel hak ve özgürlüklerin sözlü talimat” ile kısıtlanarak oluşturulan adaletsizlik ikliminin toplum üzerinde yarattığı yıkımın büyüklüğü, bağımsız yargı, tarafsız yargıç” temelli adalet siteminin acil inşası için yıkım mimarları da dahil herkes için yeterli dersleri içermekte aslında...

B
üyük şair Sadi-i Şirazi’nin Adalete susayan bir insanın susuzluğunu, dünyanın bütün nehirleri gideremez” sözünü doğrular mahiyette toplum uzun yıllardır adalete susamış iken! İktidarın beklentileri doğrultusunda 2010 yılından itibaren ittifak” yapılan müttefikler” değiştirilerek oluşturulan HSK’nin zirve yapan adaletsizliğin” müsebbibi olduğuna dair toplumda oluşan yaygın kanaat ortada dururken. Oysa yıllarca davalarla kıskaca alınan Sabahattin Ali’nin Mahkemelerde” isimli eserinde yer alan ve adil yargılanma” amacıyla söylediği gibi yurttaşın yargıdan istediği adalet, yargının vermekle yükümlü olduğu ise adalet.

NİYET AÇIKÇA ORTADA

Adaletin ülkenin her noktasında egemen olmasının ve herkesin huzur içinde yaşayacağı bir ülkenin oluşturulabilmesinin en öncelikli koşulu hukukun üstünlüğü” ve hukuk güvenliği” gibi ilkelerin yaşama geçirilmesidir. İlkelerde varılacak uzlaşmanın iktidarıyla, muhalefetiyle, herkesin güvencesi olacak bir yargı yapısını oluşturacağı açık olduğu gibi, isim üzerinden yürütülen pazarlıkların, hukukun üstünlüğü”nü değil, “üstünlerin hukuku”nu hedeflediği de açıktır.

Böyle bir pazarlık, bir iki ismi belirleme kazanımına karşın, temel hak ve özgürlüklerin güvencesi olan adil yargılanma hakkı”nın, mahkemeye erişim hakkı”nın feda edilmesi sonucunu doğuracaktır. Zira güvenini kaybetmiş yargı tablosunun sorumlularının, hukuk güvenliği”ni egemen kılacak bir yargı yönetimini hedeflemedikleri de gün gibi ortada durmaktadır.

M. ÖNDER TEKİN

EMEKLİ YARGIÇ



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları