Yaprak dökümü - Erol Tuncer
Olaylar Ve Görüşler
Son Köşe Yazıları

Yaprak dökümü - Erol Tuncer

06.08.2025 04:00
Güncellenme:
Takip Et:

19 Temmuz'da, CHP’deki önemli bir zincirin bir halkasını daha yitirdik. Bir önceki kaybımız Altan Öymen’in hemen ardından CHP Tokat Senatörü, CHP Genel Sekreter Yardımcısı Metin Somuncu’yu da sonsuzluğa uğurladık. Her iki arkadaşımız, CHP’nin 4 Kasım 1979 Kurultayı’nda seçilerek parti yönetimine giren arkadaşlarımızdı.

CHP’nin tarihinde 1979 kurultayının önemli bir yeri vardır: Bu, CHP’nin, 16 Ekim 1980 tarihinde kapatılmasından önceki son kurultayıdır. 12 Eylül 1980 darbesiyle birlikte siyasi kadrolara siyaset yasağı getirilmiş ve bizler siyaset dışına itilmiştik. Ancak benim de içinde bulunduğum CHP Genel Yönetim Kurulu faaliyetlerine ara vermemiş, kısıtlı olanaklarla, zor şartlarda da olsa çalışmalarını sürdürmeyi tercih etmiştir. Temel amaç CHP’li tabanının bütünlüğünü sürdürmek, yeni partilerin kurulması söz konusu olduğunda da CHP çoğunluğunun aynı partinin bayrağı altında toplanmasını sağlayabilmekti. Her iki konuda da önemli katkımız olmuştur.

Bir hafta içinde art arda yitirdiğimiz iki arkadaşımızın da hem partideki hem de parlamentodaki çalışmalarını minnetle anıyoruz. Bu kez, CHP’nin yeniden açılması çalışmalarına verdikleri katkıları öne çıkarmak istiyorum.

11 YIL SONRA AÇILDI

Türkiye’nin en köklü partisi, devletin ve Cumhuriyet’in kurucusu olan Cumhuriyet Halk Partisi, bundan 44 yıl önce askeri yönetim tarafından, 16 Ekim 1981 tarihinde, o dönemde siyasal yaşamda olan 18 parti ile birlikte kapatılmıştı. CHP’nin kapatılması, siyasi yelpazenin sol tarafındaki dengeleri sarsmış, parti tabanı, çoğunluğu SHP’de olmak üzere yeni kurulmuş partilere (DSP, HP) dağılmıştır.

CHP, 11 yıl kapalı kaldıktan sonra, 19 Haziran 1992 tarihinde çıkarılan 3821 sayılı yasa ile, siyasi tarihin karanlık sayfalarından çıkarak yeniden siyasal yaşamdaki yerini alabilme olanağına kavuştu ve 9 Eylül 1992’de açıldı. Bu sonuca, öncülük eden kadronun yönlendirici çalışmalarının yanında partili tabanın coşkulu desteği ile ulaşılmıştır.

Bir partinin, kapatıldıktan 11 yıl sonra yeniden açılarak siyasal yaşama dönmesi, yalnızca o parti için değil, ülkenin siyasal tarihi açısından da önem taşıyan bir olgudur.

Ne var ki CHP’nin yeniden açılışı parti yaşamında kendine yer bulamamış, yeniden açılış tarihi özelikle 9 Eylül gününe rastlatıldığı halde hiçbir açılış günü, partide anılma/kutlanma şansına sahip olamamıştır. 33 yıl boyunca kararlılıkla sürdürülen böyle bir unutkanlık affedilemez. Böyle bir ihmalin, yalnızca CHP’nin yeniden açılış çalışmalarına öncülük eden kadromuza değil CHP gibi bir partinin kendi tarihine karşı da büyük haksızlıktır.

TARİHE YAZILAN KADRO

Yazıyı bitirirken CHP’nin yeniden açılış çalışmalarını yürüterek başarıyla sonuçlandıran kadro hakkında parti kamuoyunu bilgilendirmeyi, bu vesileyle kadromuzu oluşturan arkadaşlarımı anmayı bir borç sayıyorum.

Genel sekreter yardımcıları: Erol Tuncer, Altan Öymen, Metin Somuncu, Hayrettin Uysal.

Genel yönetim kurulu üyeleri: Orhan Akbulut, İsmet Atalay, Nail Atlı, Çetin Bozkurt, Mehmet Dedeoğlu, Celal Doğan, Hüseyin Doğan, Mehmet Gümüşçü, Avni Gürsoy, İlyas Kılıç, Nebil Oktay, Hayri Öner.

Cumhuriyet Senatosu başkanvekilleri: Erdoğan Bakkalbaşı.

Millet Meclisi grup başkanvekilleri: Metin Tüzün, Coşkun Karagözoğlu.

Kadın kolları genel başkanı: Güler Gürpınar. Gençlik kolları genel başkanı: Hasan Belovacıklı.

Yaprak dökümü sürüyor. CHP’nin yeniden açılış çalışmalarına öncülük eden 21 kişilik kadrodan bir yaprak daha düşmüş, hayatta kalan kurucuların sayısı 5’e inmiştir: Mehmet Dedeoğlu, Celal Doğan, Mehmet Gümüşçü, Erdoğan Bakkalbaşı ve Erol Tuncer. Aramızdan ayrılanlara Tanrı’dan rahmet, hayatta kalanlara sağlık ve mutluluk diliyorum.

Metin Somuncu, diğer arkadaşlarımız gibi, gerek Cumhuriyet Senatosu’ndaki gerekse CHP Genel Yönetim Kurulu’ndaki değerli hizmetleriyle anılacaktır.

Yazımı bitirirken partimizin 12 Eylül 1993’ten bu yana görevde bulunan değerli yöneticilerine, CHP’nin yeniden açılış çalışmalarını yürüten ve çoğu aramızdan ayrılan arkadaşlarım adına bir sorum olacak: “Hadi CHP’nin açılış çalışmalarına öncülük eden bizleri unuttunuz, unutturdunuz; partinin tarihini unutmaya, unutturmaya ne hakkınız vardı?”

EROL TUNCER

ESKİ CHP GENEL SEKRETER YARDIMCISI

Yazarın Son Yazıları

Tek Çin ilkesi - Wei Xiaodong

Türkiye’de Çin’in Tayvan bölgesi yaygın olarak bilinse de bu bölgeye ilişkin tarihi ve siyasi bilgiler genellikle sınırlı kalmaktadır.

Devamını Oku
05.12.2025
İktidarın eğitimdeki U dönüşleri - Nazım Mutlu

Siyasal yaşamının toplamı çeyrek yüzyılı bulan iktidar partisinin kısa tarihi, sayısız U dönüşleriyle doludur.

Devamını Oku
03.12.2025
Cumhuriyete sahip çıkma konuşması: Atatürk’ün ‘Bursa Nutku’ - Hamdi Yaver Aktan

Mustafa Kemal Paşa, 3 Şubat 1933 akşamı İzmir Kordon’daki köşkte akşam yemeği sırasında Bursa’daki olayı öğrenir.

Devamını Oku
03.12.2025
Demokraside seçilenler özgür olmalı - Hüseyin Mert

Demokrasi; çağdaş yaşamın, mutluluğun, ekonomik kalkınmanın ve her türlü gelişmenin önkoşulu, altyapısı ve temelidir.

Devamını Oku
03.12.2025
Tekke ve zaviyelerin kapatılması - Doç. Dr. Hüner Tuncer

Tekkeler ve zaviyeler, İslamdaki tarikatların dinsel tören, toplantı ve eğitim yerleridir.

Devamını Oku
02.12.2025
Suyun akışını sürdürmek - Dr. Anıl Yıldırım Poyraz

“Su ateşe galiptir ancak bir kaba girerse ateş onu kaynatıp yok eder.” - Mevlana

Devamını Oku
02.12.2025
21.yüzyılda Türkiye’de sosyal demokrasi - Halil Sarıgöz

Sosyal demokrat partilerin tarihsel serüvenine baktığımızda, parti programlarının yalnızca birer teknik metin değil; toplumun yönünü, siyasal aklın niteliğini ve iktidar imgelemini belirleyen kurucu belgeler olduğunu görürüz.

Devamını Oku
01.12.2025
Gıda güvenliği sistemimiz alarm veriyor - Adnan Serpen

Gıda yaşam için olmazsa olmazdır ancak kirlenirse hastalığa, hatta ölüme bile neden olabilmektedir.

Devamını Oku
01.12.2025
Buğra Gökce, Silivri'den Cumhuriyet'e yazdı

Otuz altıncı pazar...

Devamını Oku
29.11.2025
İhanetin adı barış olamaz… - Erol Ertuğrul

Güzel yurdumuzda 23 yıldır uygulanan politikalarla, üniter devlet yapımıza ve Cumhuriyetimizin kuruluş anlayışına uymayan görüşler seslerini yükseltmeye başladı.

Devamını Oku
29.11.2025
İddianame hukukla bağlı mı? - Doğan Erkan

İmamoğlu iddianamesi başından beri hukuk dili yerine tercih edilen siyasal retoriğiyle, delil boşluğuyla, rivayet anlatımlarıyla tartışılıyor.

Devamını Oku
28.11.2025
İmralı ziyareti ve TBMM - Hüseyin Özkahraman

Türkiye’de “Kürt meselesi”, etnik kimlik tartışmalarını aşan; devlet-toplum ilişkilerini, siyasal katılım biçimlerini, demokratikleşme dinamiklerini ve meşruiyet tartışmalarını doğrudan etkileyen çok katmanlı bir olgudur.

Devamını Oku
28.11.2025
Seçimin sakatlanması - Cihangir Dumanlı

Anayasamızın 2. maddesine göre Türkiye Cumhuriyeti demokratik bir devlettir.

Devamını Oku
27.11.2025
Kurucu felsefeye dönüş - Mehmet Tomanbay

Son açıklanan TÜİK verileri enflasyon, işsizlik ve derinleşen yoksulluğun gittikçe büyüyen sorunlar olduğunu göstermektedir.

Devamını Oku
27.11.2025
Düzensiz dünya nereye gidiyor? - Nejat Eslen

Yeni bin yılın ilk yüzyılının ilk çeyreği yakında bitecek.

Devamını Oku
26.11.2025
İmralı vesilesiyle CHP dövmek - Esat Aydın

İmralı vesilesiyle CHP dövmek - Esat Aydın

Devamını Oku
26.11.2025
Eğitim sürecinde öğretme ve öğrenme - Cihat Karaali

Geçmişte eğitimciler yalnızca öğretmen değillerdi.

Devamını Oku
26.11.2025
Radbruch formülü ve Türkiye bağlamı - Başar Yaltı

Daha önce bu sütunlarda yayımlanan “Adaletsizliği Görmek” (Cumhuriyet, 07.11.2025) başlıklı yazımızda; adalete giden yolun adaletsizliği görmekten geçtiğini, bir hukuk düzeninde karar veren konumundaki tüm görevliler ile hukuk normlarını uygulayan tüm yetkililerin adaletsizliği görmek, önlemek ve adaleti yerine getirmekle görevli olduklarını, adaletsizliği görme yetisine sahip olmayanların yargıç ve savcı yapılmaması gerektiğini belirtmiştik.

Devamını Oku
25.11.2025
Türkiye Araf’ta - Gani Işık

Şimdilerde Türkiye’ye bir hal oldu; Cumhur İttifakı, İmralı ile hemhal oldu.

Devamını Oku
25.11.2025
Öğretmenim, canım benim! - Duran Güldemir

24 Kasım Öğretmenler Günü’nün anlamını ve önemini anlatmak için söylenecek çok söz var elbette ancak Ceyhun Atuf Kansu’nun “Dünyanın Bütün Çiçekleri” şiirinin bu dizeleri sanki bir başka söze gerek yoktur der gibi derin bir duygusallık içine sürüklemektedir bizi.

Devamını Oku
24.11.2025
Uçak kazasının düşündürdükleri... - Cumhur Utku

Geçen hafta Azerbaycan-Gürcistan sınırında düşen askeri uçağımızla ilgili bir tanımı düzeltelim

Devamını Oku
22.11.2025
‘Ot otlayanlar’dan bugüne - A. Celal Binzet

Günümüzün yakıcı sorunlarından birisi olan vergi, bozuk sistemin ana nedenlerinin başında geliyor.

Devamını Oku
21.11.2025
Bir döneğin anatomisi - Çiğdem Bayraktar Ör

Dün söylediğini bugün unutuyor; hayır, unutmuyor; “Dün söylediğini yutuyor”!

Devamını Oku
21.11.2025
Türkiye’de şap hastalığı neden hâlâ bitmiyor? - Gülay Ertürk

Türkiye’de hayvancılığın en büyük sorunlarından biri, aradan geçen yüzyıllara rağmen hâlâ kontrol altına alınamayan şap hastalığıdır.

Devamını Oku
21.11.2025
Dünya Çocuk Hakları Günü - Recep Nas

Çocuk Haklarına İlişkin Sözleşme, 20 Kasım 1989 günü Birleşmiş Milletler’ce kabul edilmiş, 2 Eylül 1990’da yürürlüğe girmiştir.

Devamını Oku
20.11.2025
CHP'nin iktidar kurultayı - Ziya Yergök

Türkiye’nin kurucu ve birinci partisi, iktidarın en güçlü adayı CHP, 28- 30 Kasım tarihlerinde 39. olağan kurultayını yapacak.

Devamını Oku
20.11.2025
Güvenlik kültürü üzerine - Gazi Zorer

Ülkemizin büyük kısmı aktif deprem kuşağında ve sıklıkla depremi yaşıyoruz ama esaslı bir deprem master planımız yok.

Devamını Oku
19.11.2025
Kemalizm karşıtlığının maskesi - Tunay Şendal

Türkiye, 10 Kasım’ın manevi ağırlığı altında, Mustafa Kemal Atatürk’ün mirasına yönelik tartışmaların bir kez daha alevlendiği bir kırılma anına tanık olmuştur.

Devamını Oku
19.11.2025
Gözden gönüle akan bir aydın - Mücteba Binici

Veteriner hekim Nihat Köse ile ilk karşılaşmamız, 1988 yılının ağustos ayında Samsun Sahra Sıhhıye Askeri Okulu’nda başladı.

Devamını Oku
19.11.2025
İhanet ve gerçekler - Doğu Silahçıoğlu

1914-1918 Birinci Paylaşım Savaşı’nda İngiliz, Fransız, İtalyan ve Yunan işgaline uğrayan Anadolu; Mustafa Kemal önderliğinde başlatılan Milli Mücadele ve Kurtuluş Savaşı döneminde, ardında yayılmacı sömürgecilerin ve Saray’ın durduğu ihanet dolu bir sürece sahne oldu.

Devamını Oku
18.11.2025
Kavramların sosyal yaşamdaki etkisi - İsmail Doğan

İnsanlık bir arada yaşamaya başladığı andan itibaren sosyalleşme doğal bir gereksinim olarak ortaya çıkmıştır.

Devamını Oku
18.11.2025
Masumiyet karinesi - Suna Türkoğlu

Hukuk devletinin vazgeçilmez unsurlarından biri olan “masumiyet karinesi” veya “suçsuzluk karinesi”, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 38’inci maddesinin dördüncü fıkrasında, “Suçluluğu hükmen sabit oluncaya kadar kimse suçlu sayılamaz” hükmü ile pozitif hukukta da yer almaktadır.

Devamını Oku
17.11.2025
Çalışma yasalarında değişim gerekli mi? - Dr. Engin Ünsal

Yasalar da canlılar gibi zamanla yaşlanır ve işlevini yapamaz duruma gelir.

Devamını Oku
17.11.2025
KKTC 42 yaşında! - İhsan Tayhani

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin kurulduğu 15 Kasım 1983’te dünyaya gelenler, şimdi 42 yaşındalar ve onlar, anne ve babalarından farklı olarak özgürlüklerinin güvencesi olan bir Cumhuriyetin kucağına doğdular.

Devamını Oku
15.11.2025
Erken yaşta okur yetiştirmek - Prof. Dr. Sedat Sever

Edebiyat yapıtları, Montaigne’in belirlemesiyle, “Bizim kendimizin dışına, ötemize gitmemize” kılavuz olan estetik birer uyarandır.

Devamını Oku
13.11.2025
Sosyalizm ve cumhuriyet - Kaan Eroğuz

Neoliberal küreselleşmenin 40 yılı aşkın sürede yarattığı tahribat...

Devamını Oku
13.11.2025
Hukuk devleti mi, yargı devleti mi? - Av. Erol Türk

Hukuk devleti herkesin, devleti yönetenlerin de hukuka bağlı olduğu, hukukun üstünlüğünü ve temel hak ve özgürlükleri güvence altına alan devlettir.

Devamını Oku
12.11.2025
Ankara Hukuk Fakültesi 100 yaşında - Av. Ahmet AKGÜL

5 Kasım 1925 tarihinde, ilk TBMM binasının toplantı salonunda yapılan törende Ankara’da leyli (yatılı) – nehari (gündüzlü) bir hukuk mektebi açılmıştı.

Devamını Oku
12.11.2025
Onlar daha çocuktu… - Şükrü KARAMAN

Kocaeli’nin Dilovası ilçesinde merdiven altı parfümeri imalathanesinde meydana gelen patlamada üçü çocuk altı emekçi...

Devamını Oku
12.11.2025
Efsanevi bir dönemin sonu - Doç. Dr. Hüner Tuncer

10 Kasım 1938 tarihi, tarihte hiç kuşkusuz bir dönüm noktasıdır! Bu tarihle birlikte Türkiye’de efsanevî bir dönem sona ermiştir. Cumhuriyet’in kuruluşundan itibaren gözlerini her gün yeni bir masala, gerçekleşmesi olanaksız gibi görünen yeni bir düşe açan Türk ulusu, bundan böyle hiçbir şeyin eskisi gibi olamayacağının ayırdına varmaya başlayacaktır.

Devamını Oku
11.11.2025