Öner Yağcı

Vicdansızlık

01 Haziran 2024 Cumartesi

Martin Eden, Demir Ökçe, Deniz Kurdu, Ay Vadisi gibi romanlarıyla tanıdığımız Jack London, üç kitabında köpekleri selamlar:

Vahşetin (Yabanın) Çağrısı, evcil bir kızak köpeğinin vahşi doğaya uyum sağlamasıdır.

Beyaz Diş, bir köpek-kurt kırmasının vahşi hayatla evcilleşme arasında kalması, her türlü canlıya karşı güvenini kaybetmesi ve sevgi dolu bir insan sayesinde sevmeyi öğrenmesidir.

Sevginin Katıksızı’nda (Katıksız Sevgi), kaybettiği köpeğini sirkte bulan adamın sirk sahibiyle girdiği mücadeleye, sirkte çeşitli hayvanları eğitmek için yapılan eziyetlere tanık olur ve sevgiyle bağlandığı sahibini kurtarmak için kendi canını tehlikeye atan bir köpekle tanışırız.

ROMAİN GARY=ÉMİLE AJAR

Özellikle İkinci Dünya Savaşı’yla ilgili romanlarıyla tanıdık Romain Gary’yi.

Savaş yıllarının Polonya ve Fransa’sından kesitler sunarak “Umutsuzluk boyun eğiştir” düşüncesiyle dolu olan, “Yüreklerimizi sağlam tutalım!” sloganıyla birbirlerine, yurtlarına omuz veren direnişçileri, uçurtmaların saçtığı umudu anlatan sevgi dolu bir romanıdır Uçurtmalar.

Polonya’da Bir Kuş Var ve Şafakta Verilmiş Sözüm Vardı ile faşizme karşı direnişi, yaşamı onurlandıranları selamlarken Cennetin Kökleri’nde Nazi toplama kamplarından sağ çıkabilen birinin, savaştan sonra Afrika’da fillerin koruyuculuğunu üstlenmesini anlattı.

Yaratıcılığını kaybettiği eleştirilerine karşı Émile Ajar kimliğini yarattı ve Koca Tembel’de yalnızlıktan kurtulmak için devasa bir pitonu sahiplenen bir adamı anlattı.

Onca Yoksulluk Varken’de, fahişelerin Paris’in bir kenar mahallesinin sokaklarında büyüyen çocuklarına bakarak geçimini sağlayan Madam Rosa’nın, küçük bir çocukla kurduğu güçlü bağı aktarırken Kral Salomon’un Bunalımı ile faşizmin duyarsızlaştırdığı Fransız toplumuna meydan okudu, Yalan Roman’da, kendini yok ederek Émile Ajar’ı var edişine tanıklık etmemizi sağladı.

BEYAZ KÖPEK

Tüm yapıtlarını sevdiğim Gary’nin Beyaz Köpek (Çev. Alev Er, Sel Yay.) adlı romanını Cumhuriyet Kitap’ta Ferda Fidan tanıtmıştı (2 Mayıs 2023): “Kötücül insanlığın masum kurbanı”.

Gamze Akdemir sayesinde edinip okuyunca düşündüm bunları.

Önce kaçak kölelerin izini sürmek, sonra siyah eylemcilere karşı kullanılmak için eğitilen köpeklere Beyaz Köpek denirmiş:

“Siyahlara karşı polise yardımcı olsun diye özel olarak eğitilen kuçukuçular...”

Vietnam, Biafra, Martin Luther King’in öldürülmesi, Amerika ve Paris’teki gösteriler, sokak çatışmaları ile 68 ayaklanmasına selam durulan roman, hayvan sevgisine bir saygı duruşu gibi: 

“Bir köpeğin gözlerinde aşk ifadesi görmek zor değil” (s.17), “Koca dünyada insanın insan adını hak ettiğini görebileceğiniz tek yer bir köpeğin bakışlarıdır”. (s. 133).

SOKAK HAYVANLARINI ‘UYUTMAK’ CİNAYETTİR

Ne yazık ki insansoyunun, dinlerin tarihi birçok dönemde, birçok coğrafyada uğursuz, şeytan denilerek yok edilen kedi, köpek katliamlarıyla dolu.

Ortaçağdaki zulmü bir yana bırakalım, İkinci Dünya Savaşı’nın başlarında (1939) Londra’da, “yiyeceklere ortak olmasınlar” diye 750 bin evcil kedi ve köpeğin öldürülmesi, Osmanlı’da 1910’da Hayırsız Ada’da 80 bin köpeğin ölüme terk edilmesi...

Köpeklerden, kedilerden sonra kimler şeytanlaştırılacak?

Engelliler, yaşlılar, evsizler, eşcinseller, düşüncesi, ırkı, inancı nedeniyle ötekileştirilenler mi?

Gel de “Sıra bana geldiğinde, savunacak kimse kalmamıştı” diyen Niemüller’i anımsama.

Faşizm değil miydi bunun adı?

Maarif Modeli’yle bir büyük adım daha atan siyaset-ticaret-tarikat ittifakının dinci faşist bir düzene doludizgin gittiğinin bir kanıtı da budur.

Sorgulamayanda vicdan olmaz.

“Uyutmak” idam cezasıdır, uyutmayı onaylamak cinayete ortak olmaktır.

Sorun vicdanlı olup olamamakta, insan olup olamamaktadır.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Savaş ve insan 14 Aralık 2024
Zaman, savaş ve insan 7 Aralık 2024
Tüketilmek 30 Kasım 2024

Günün Köşe Yazıları