Gariban Belgelikler

11 Temmuz 2011 Pazartesi
\n

Şu Yemin Boykotu turnusol kâğıdı görevi gördü. İktidar medyası, yazarları, aydın adı verilen bir kısım meret, ebedi ve ezeli CHP düşmanlığı yapacaktır; CHP ne yaparsa yapsın!

\n

Esas Stockholm Sendromundan bunlar mustarip! Yani zalimden yana ve mağdura her koşulda alabildiğine düşman!

\n

CHP mağdur iki milletvekilinin derdinde... Ama onlar vurun kahpeyerolünde!

\n

CHP seçmeni, iki tutuklu adayı bilerek oy verdi! Şimdi seçmen, seçtiği bu milletvekillerini, parti yüzüstü bıraksa, demez mi ki yuh olsun sana, bunun için mi oy verdim! Sen kendi hakkını savunamadıkça, benim hakkımı nasıl savunacaksın!

\n

Bu kadarcık bir mantık yürütebilecek tiynette bile değiller! Ama maksatları bu değil!

\n

Seçimden oylarını arttırarak çıkmış iktidarın yanında olmak, bu dönemde daha büyük bir önem kazanıyor! Eskiden Erdoğan bunlara daha çok önem verirdi, onları 8 yıl boyunca iyi kullandı, etinden sütünden ve yağından yararlandı; kürkünden posta yaptı, derisinden ayakkabı; onlara koç başlığı yaptırdı; seçimlerden önce de aydınlara ihtiyacı olmadığını, kendisine gerekenin halk desteği olduğunu açıklayıverdi!

\n

Eski Türk filmlerinde sık görülen bir sahne yaşadık: Kullanıp kullanıp buruşuk bir şey gibi çöpe atmak...

\n

Bu kabul edilemezdir; iktidarda olma duygusunu yok edecek psikolojik bir çöküntü!

\n

Bundan kurtulmanın yolu, Erdoğanı duymamazlıktan gelme, ona ve politikalarına daha sıkı sarılmadır..

\n

İşte Stockholm Sendromu bu noktada, Güçlüye, Muktedire, teori çerçevesinde zalime daha sıkı sarılma davranışı olarak devreye giriyor!

\n

Yemin boykotu üzerine tutumları ilk deneydi, bunu başarıyla yerine getirdiler!

\n

***

\n

İkinci deney, CHPnin açıkladığı Demokrasi Manifestosu idi..

\n

Deney tüpü içindekiler, bu konuyu duymamazlıktan geldi. Oysa ki bu ekip en büyük özgürlüklerden yana gözükür ve demokrasinin yolunu açtığı (!)” için AKP lideriyle kol kola girmiştir!

\n

Demokrasi Manifestosu ise madde madde, ülkede demokrasinin olmadığının belgesiydi ve demokrasiyi gerçekleştirme çağrısıydı!

\n

Bunu bile CHPye vurma vesilesi yapanlar oldu!

\n

Türkiyede düşünce namusunun çarmıha gerildiği zamanlar hep olmuştur ama bugünkü durumu izah için uzun bir inceleme metni gerekir...

\n

Garibanın Garibanı

\n

Ezgi Başaran sordu, Murat Belge yanıtladı. Belgenin içinden, AKPye hatta bloka oy vermek bile gelmemiş. AKPnin her şeyi kendi iktidarını güçlendirecek şekilde yararlandığından şikâyetçi! Bunun moral bozukluğu içinde!

\n

Tabii günaydın demenin anlamı yok. AKPnin bu tutuma gelmesindeki payını düşünmesi, daha anlamlı bir kişisel çıkarım olabilir. Toplum da deneyim olarak yararlanır bundan!

\n

Şikâyetçi ama bir yönüyle de iktidar kafasıyla düşünmeyi sürdürüyor!

\n

Örneğin Hopada biber gazı baskısıyla kalp krizinden ölen öğretmen Metin Lokumcu için Gariban adam diyor, onun bu kadar heyecanlanacağı bir durum yoktu, biraz da yapay olarak pompalanan, ucu Ergenekona kadar uzanan bir gerginlikti.

\n

Bu ünlü düşünür, en azından Lokumcunun çevresinin Ergenekon’a ilişkisini kuruyor! Çevresinin çevresi var. Toplumda her şey böyle olur.. diyor ve tıpkı Başbakan gibi öğrenci protestolarının arkasında başka bir şeylerin olduğunu düşünüyor!

\n

Bu mantıkla, solcu, Marksistgeçmişinin halkaları da Belgeyi, Stalinin muhaliflere yaptığı zulümle kader ortaklığına götürür. Ayrıca Belgenin doğa katliamına karşı mücadele etmeyi nasıl da küçümsediğini, bunların Hopadaki gibi başlarının ezilmesini de onayladığını gösteriyor!

\n

İşte iktidardan dışlanmış ama beyni kendini hâlâ iktidarda sanıyor bir yandan da!

\n

Belge de Stockholm Sendromunun kurbanlarından mı dersiniz?

\n

Vah benim aydınım, vah ki vah!

\n

AKPnin bu ülkede her şeyin kimyasını nasıl da bozduğunun bir Belgesi..

\n

\n

Söyleşi, Radikal, 4 Temmuz.. Nihal Kemaloğlu da Akşamda konu üzerine iyi bir yazı yazdı: “Gariban Adamın Heyecanı”.

\n\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları